18 Mayıs 2024 Cumartesi

SGDF: Deniz'in Suruç'un mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz

SGDF, "Deniz Poyraz için adalet herkes için adalet" şiarıyla yaptığı eylemde konuşan Suruç yaralısı Rıdvan Coşkun, "Suruç için, Şenyaşar için, Hrant Dink için, Cumartesi Anneleri için, Rabia Naz için ve Deniz Poyraz için adalet mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Faşizmi yıkacağız, devrimi yapacağız" dedi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), "Deniz Poyraz için adalet herkes için adalet" şiarıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde eylem yaptı.

"Deniz Poyraz için adalet herkes için adalet" yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı eyleme ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, SYKP, HDP, HDK, gençlik örgütleri, İHD, Partizan destek verdi.

Eylemde "Hiçbir düş yarım kalmayacak", "Suruç için adalet herkes için adalet", "Hiçbir düş yarım kalmayacak", "Suruç'un hesabı sorulacak", "Unutmak yok affetmek yok" sloganları atıldı.

Suruç yaralısı Rıdvan Coşkun eylemde yaptığı konuşmada, "6 yıldır adalet mücadelesi veriyoruz. Bugün de adalet mücadelesini dile getirmek için burada biraraya geldik. 6 yıldır görülen mahkemeler bir piyes şeklinde görülüyor. Bizi de Suruç ailelerini ve tanıklarını da bu piyesin bir parçası yapmaya çalışıyorlardır. Biz bu piyesin parçası olmayacağız" dedi.

FAŞİZMİ YIKACAĞIZ
Adalet mücadelesini büyüteceklerini kaydeden Coşkun, "Suruç katliamı sadece SGDF'ye yapılmış bir şey değil. Toplumsal hareketin büyümesine karşı yapılan bir katliamdı. O günden bu güne adalet mücadelesini yürütmeye çalıştık. Suruç için, Şenyaşar için, Hrant Dink için, Cumartesi Anneleri için, Rabia Naz için ve Deniz Poyraz için adalet mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Faşizmi yıkacağız, devrimi yapacağız. Bu adalet mücadelemizi zaferle sonuçlandıracağız. Bu da bizim Suruç şehitlerine sözümüz olsun" diye konuştu.

Ardından basın açıklamasını SGDF adına Meryem Yıldırım okudu. Yıldırım, "20 Temmuz 2015 yılında SGDF'nin çağrısı ile Ortadoğu'da yıkılan bir kenti, Kobanê'yi, dayanışma ile yeniden kurmak için yola çıkan 33 düş yolcusunun katledilmesinin üzerinden tam 6 yıl geçti. Amed katliamı ile başlayan IŞİD'in canlı bomba saldırılarına Suruç, Ankara, Sultanahmet, Reina, Antep katliamları eklenirken; katiller, katliamda sorumluluğu bulunanlar korundu, kollandı ve yeni katliamlar yapmalarının önü açıldı" dedi.

'ADALET ARAYANLARIN SESİNİ MÜCADELEMİZE KATTIK'
6 yıldır her ay Halitağa'da, mahkeme salonlarında ve sokaklarda hiç bıkmadan "Suruç için adalet, herkes için adalet" dediklerini ifade eden Yıldırım, "Adalet çığlığımızı bu ülkede adalet arayanların sesine, mücadelesine kattık. Cumartesi Anneleri'nden Taybet Anaya'ya, Berkin Elvan'dan Deniz Poyraz'a, Hrant Dink'ten Önder Babat'a, Roboski'den Suruç'a, Kemal Kerkut'tan Şenyaşar Ailesi'ne, Hande Kader'den Gülistan Doku'ya, Soma'dan Çorlu'ya kadar aydınlatılmayan, sorumluları yargılanmayan, göstermelik cezalarla kapatılmaya çalışılan, adalet isteyenlerin gözaltı ve tutuklama saldırıları ile susturulmaya çalışıldığı bir devlet politikası ile karşı karşıya kaldık" diye kaydetti.

GÖSTERMELİK MAHKEMELER
6 yıldır binlerce kilometre yol gidip, katıldıkları Suruç katliamı davalarında bir adım ilerlenmediği gibi, Ankara katliamı davasında ceza alan tek bir sanık dışında kimsenin tutuklu yargılanmadığı, delillerin dosyaya konulmadığı, avukatların her türlü talebinin red edildiği göstermelik bir mahkeme ile karşılaştıklarının altını çizen Yıldırım, "Gizlilik kararı ile başlayan hukuksuzluk süreci katliam yerini gören kamera kayıtlarında eksik olan görüntüler ve katliamın yaşandığı gün yapılan telsiz konuşmaları gibi dava sürecinin seyrini değiştirecek eksiklerin 6 yıldır tamamlanması ile devam ediyor. Üstelik Suruç katliamı tanıkları, yaralıları ve avukatları tutuklama saldırıları ile yıldırılmaya çalışılırken, adeta hayatta kaldıkları için cezalandırılıyor" diye belirtti.

KATİLLER KORUNUYOR
Yıldırım "Bu ülkede eşitlik ve özgürlük mücadelesinden, halklarımızın bir arada yaşama iradesinden korkanlar; iktidarlarının her sallandığında yeni bir katliamla bu ülkede direnenlere, ezilenlere, mücadele edenlere, yeni bir yaşamın mümkün olduğunu anlatanlara saldırmaktan, katletmekten geri durmadı. Suruç katliamı ve 33 düş yolcusunun katledilmesi de bunlardan biridir. Bu katliam, bundan öncekiler devlet eliyle işlenmiştir ve katiller aynı devlet aklı ile korunmaktadır" ifadelerini kullandı.

ANKARA'YA YÜRÜYÜŞ
Bu yüzden Suruç katliamının 6. yılında Suruç aileleri, yaralıları, tanıkları ve SGDF ile birlikte Ankara'ya temsili bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini söyleyen Yıldırım, "6 yıldır adalet arayan mücadelemizde, sesimizi, çığlığımızı 10 Ekim Ankara katliamının sesi ile buluşturacak bir kez daha 'Suruç için adalet herkes için adalet' diyeceğiz. Biliyoruz ki bu topraklara barış ve özgürlük katliamların aydınlatılması ve sorumlularının yargılanması ile gelecektir. Suruç başta olamak üzere katliamların aydınlatılması ise mahkeme salonlarında değil adalet mücadelesinin sokakta büyütülmesi ile gerçekleşecektir. Bu yüzden bugün bizimle olan, farklı kentlerde, sokakta, mahkeme salonlarında, adliye önlerinde adalet mücadelesini büyüten herkesten güç aldığımızı ve onlara güç kattığımızı bilerek yola çıkıyoruz" diye konuştu.

BİLDİRİ DAĞITIMI İLE 20 TEMMUZ'A ÇAĞRI
Eylemin ardından gençlik örgütleri, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde yaptığı bildiri dağıtımı ile İzmirlileri 20 Temmuz'da saat 19.00'da Karşıya İzban önüne yapacakları anmaya çağrı yaptı.