5 Mayıs 2024 Pazar

SES'ten Bakanlığa çağrı: Hastaneler hazır değil, sağlık emekçileri risk altında

SES, koronavirüs salgınına karşı hastaneler ve sağlık emekçileri ile yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Hastanelerde salgına karşı yönetimin yetersiz olduğunu ve sağlık emekçilerinin büyük bir risk altında çalıştığına işaret eden SES Eşbaşkanı Erden, "Sağlık Bakanlığı, sağlık emekçilerinin korunmasını önceliklemelidir, sağlık emekçilerinin risk altına sokulması toplum sağlığı için en büyük tehdittir" dedi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yönetim Kurulu, koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında hastanelerde yaşanan sorunları tespiti için yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. 

'ÖNLEMLER SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE TOPLUM İÇİN RİSKİ AZALTIR'
Sosyal medya hesaplarından yapılan canlı yayında anketi açıklayan SES Eşbaşkanı Gönül Erden, sağlık emekçilerinin en büyük risk gruplarından olduğunu vurguladı, bu nedenle hastanelerin alacağı önlemlerin çok kıymetli ve belirleyici olduğunu söyledi. Erden, önlemlerin yaşama geçirilmesinin hem sürecin doğru yönetimini sağlayacağını hem de sağlık çalışanlarının risklerini en aza indirerek virüsle mücadelede öncü rol alan kadroları koruyacağını, bununla bağlantılı olara da toplumsal riski de en aza indireceğini vurguladı. 

Erden, SES olarak önlemlerin ve Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) durumunu tespit etmek ve mevcut sorunlarla ilgili hem tek tek hastanelerde, hem de il ve ülke genelinde doğru ve rasyonel politikalar oluşturmak istediklerini ifade etti. 

Bu amaçla DSÖ, OSHA, ILO ve Çin deneyimini gözönünde bulundurarak, SES üyesi akademisyenler ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının yardımıyla web ortamında bir anket yaptıklarını bildiren Erden, "Anketler işyeri temsilcilerimiz tarafından tüm hastanenin bilgisi toplanarak yanıtlanmıştır. Toplamda yanıtlanan anket sayısı 343'dür. Anket ile Türkiye genelinde 60 ilden 304 hastanenin (ağız ve diş sağlığı hastaneleri dahil) bilgisi elde edilmiştir. Birden fazla ayrı yerleşke olan hastanelerin tüm yerleşkelerinden anket yanıtlanmıştır. Çalışmaya 9 özel hastanede katılmıştır" dedi.

'KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLAR VE DEZENFAKTANLARLA İLGİLİ CİDDİ SIKINTILAR MEVCUT'
Sürecin başından beri hem sağlık emekçileri hem de bu alanda örgütlü emek-meslek örgütleri olarak, sağlık emekçilerinin kişisel koruyucu ekipman konusunda yaşadığı sorunları ve bunun sonuçlarının yaratacağı sıkıntılara dikkat çektiklerini hatırlatan Erden, şunları söyledi: "Ancak sürecin koordinasyonundan sorumlu Sağlık Bakanlığı tarafından sürekli 'ekipmanda eksik yok- hiçbir sorun yok' mesajı verilmektedir. Sağlık emekçilerinin korunması toplumun korunmasıdır, sağlık emekçilerinin korunmasının başı ise yeterli ekipman sağlanmasından geçer diyoruz. Salgının kontrolünde bu kritik bir konudur ve mutlaka çözülmelidir. 

"İtalya'da 5000 sağlık çalışanı covid-19'a yakalanmış, 41 sağlık çalışanı hayatini kaybetmiştir. Sayının bu kadar yüksek olmasının sebebi ise salgının ilk döneminde yetersiz ekipman desteğinin olduğu bilimsel yayınlarda ifade edilmektedir."

Erden, anket sonuçlarının bu konuda ciddi sorunlar olduğunu ortaya koyduğunu belirtti ve şöyle sıraladı:
1- N95 maske hastanelerin yüzde 17'sinde hiç yoktur, yüzde 71'inde var ama yeterli sayıda değildir.
2- Cerrahi maske sayısı yüzde 68'inde yeterli değildir.
3- Eldiven sayısı her üç kurumdan birinde yeterli değildir.
4- Yüz koruyucu siperlik kurumların yüzde 40'ında hiç yoktur, yüzde 45'inde var ama yeterli sayıda değildir.
5- Gözlük kurumların yüzde 20'sinda hiç yok, yüzde 68'inde var ama yeterli sayıda değildir.

*Önlük sayısı yüzde 68'inde yeterli sayıda değil,
*Sıvı geçirimsiz tek kullanımlık önlük hastanelerin yüzde 34'ünde hiç yok, yüzde 57'sinde var ama yeterli değil,
*Tek kullanımlık tulum hastanelerin yüzde 39'unda hiç yok, yüzde 48'inde var ama yeterli değil.

'VAR OLMA HALİ SAĞLIK AÇISINDAN ASLINDA YOK ANLAMINA GELİR'
Ankette, çok yüksek oranda "koruyucu ekipmanlar vardır, ama yeterli değildir" sonucu çıktığını belirten Erden, buna ilişkin şu bilgileri verdi: "Bunun anlamını bir örnekle açıklayalım: 8 saatte bir değişmesi gereken N95 maskesinin 24 saat boyunca sadece bir tane verilmesi, 24 saat boyunca değiştirmeden aynı ekipmanın kullanılmasının istenmesi 'var ama yeterli değil' kapsamındadır. Ama bilinmelidir ki bu var olma hali, sağlık açısından aslında 'yok' anlamına gelmektedir. Çünkü koruyuculuk sağlamaktan uzaktır. Bu nedenle, ekipmanın yeterli sayıda ihtiyacı tam karşılayacak şekilde sağlanması kritik önemdedir."

Bazı ekipmanların çeşitli kurumlarda ise hiç olmadığını kaydeden Erden, şöyle devam etti: "Koruyucu ekipmanların başka bir boyutu da, kriterlere uygun olarak kullanılabilip kullanılamadığıdır. Kişisel koruyucu donanım tek çeşit olmayıp olgunun olası veya kesin tanılı olmasına göre,hasta üzerinde gerçekleştirilecek işleme göre, çalışılan birime göre değişmektedir. Hangi durumda hangi ekipmanın nasıl kullanılacağı algoritmalarla belirli olup buna uygun nitelikli kullanım denilmektedir. Yüksek riskli bir girişimde Tulum,gözlük,siperlik,n 95 maske ve çift kat eldiven kullanarak gerçekleştirmek uygun nitelikli kullanima örnek verilebilir.

"Bu açıdanda anketten elde ettiğimiz sonuçlar hiç de iç açıcı değildir. KKD kriterlere uygun kullanımı oldukça düşüktür; N95 maskede yüzde 5, cerrahi maskede yüzde 25, eldivende yüzde 36 yüz koruyucu siperlikte yüzde 7, gözlükte yüzde 19, sıvı geçirimsiz tek kullanımlık önlükte yüzde 9, sıvı geçirimsiz APRON önlükte yüzde 4 ve tek kullanımlık tulumda yüzde 6'dır.

"KKD kriterlere uygun kullanımı çoğunlukla riskli birimler için geçerli olup N95 maske için yüzde 60, yüz koruyucu siperlik için yüzde 38, eldiven için yüzde 31, cerrahi maske için yüzde 27, sıvı geçirimsiz tek kullanımlık önlükte yüzde 41, sıvı geçirimsiz APRON önlükte yüzde 22 ve tek kullanımlık tulumda yüzde 40'dır."

'HASTANELERİN YÜZDE 58'İNDE DEZENFEKTAN YOK'
KKD varlığı ve kullanımı ile ilgili sorunların dezenfaktanlar için de geçerli olduğunu kaydeden Erden, "Hastanelerin yüzde 58'inde hala el dezenfaktanın yeterli olmadığı, yüzde 44'ünde yer yüzeyi dezenfaktanının yeterli olmadığı ve yüzde 77'sinde alkolllü mendilin hiç bulunmadığı bildirilmiştir ki bunlar en kolay ulaşılabilecek ve tedarik edilebilecek malzemelerdir" dedi.

'ÇALIŞMA ORTAMLARINDA COVID-19'A YÖNELİK DÜZENLENEMELER YETERSİZ'
Hastanelerin yüzde 29'unda tüm hastanede triaj uygulamasına geçildiğini bildiren Erden, bununla birlikte hastanelerin yüzde 43'ünde Covid-19 için özel başvuru yerlerinin ayrıldığını, yine hastanelerin yüzde 58'inde sadece acillerde triaj söz konusu olduğunu belirtti. Hastanenin rutin çalışmaya devam etmesinin ise yüzde 8 olduğunu söyledi. 

Erden, polikliniklerde yapılan düzenlemelerin de değerlendirildiğini belirtti, şu bilgileri verdi: "Bilindiği üzere polikliniklerde acil olmayan randevuların iptal edilmesi bu sürecin yönetilebilmesi için önemli bir gereklilik idi. Bu düzenlemenin bakanlık düzeyinde başlatılmasında gecikmeler olmuş ve uygulamanın hayata geçirilmesinde de çeşitli sorunlarla karşılaşılmıştır. Özellikle şehir hastanelerinde acil olmayan hasta muayenelerinin devam etmesinde uzun süre ısrar edilmiştir.

"Çalışmamızdan elde edilen bilgilerin polikliniklerlele ilgili çok değişik yaklaşımların olduğu gözlenmiştir. Hastanelerde pandemiye yönelik poliklinik hizmetlerinde değişiklikler sözkonudur. Çalışmamızda hastanelerin yüzde 62'sinde zorunlu olmayan kontrollerin ertelendiği, yüzde 56'sında bazı polikliniklerde randevuların iptal edildiği ve yüzde 15'inde ise polikliniklerin kapatıldığı belirtilmiştir. Hastanelerin yüzde 13'ünde ise polikliiklerin aynen devam ettiği belirtilmiştir. 

"Hastanelerin yüzde 61'inde halen hasta/hasta yakını ile sağlık çalışanlarının girişleri ayrı değildir. Hastanelerin sadece yüzde 6'sı girişleri tamamen ayırmıştır.

"Acil servislerde Covid-19 kuşkulu olguların ayrı bir girişten kabul edilmesi hastanelerin SADECE yarısında (yüzde 54) sağlanabilmiştir.

"Hastanelerin ancak yüzde 59'unda Covid-19 nedeniyle hasta ziyaretlerinde ciddi kısıtlamaya gidilmiştir."

"İzolasyon odalarının sayıca ve nitelikçe yeterli olması hastenelerin sadece yüzde 7'sinde sağlanabilmiştir. Hastanelerin yüzde 44'ünde sayıca yeterli olsa da nitelik açısından yetersizdir. Hastanelerin bazı bölümlerinde izolasyon odalarının kısmen yeterli olması ise yüzde 28'dir."

-Genel çalışma düzeni programları açısından hastanelerin yüzde 37'sinde çalışma sürelerine yönelik düzenleme yapılmamıştır. Bununla birlikte hastanelerin yüzde 47'sinde dönüşümlü vardiyaya geçilmiş ve yüzde 12.5'inde fazla mesailer kaldırılmıştır. 

-Hastanelerin üçte biri Covid-19 ile ilgili ortam hijyenine yönelik ciddi dezenfeksiyon önlemleri alınabilmiştir. Hastanelerin yüzde 43'ünde ise rutin uygulamaya devam edilmiştir. Havalandırma kontrolü için de aynı durum geçerlidir. Hastanelerin yüzde 42'sinde havalandırma kontrolü yapılmamakta, yüzde 39'unda rutin controller yapılmakta ve sadece yüzde 11'inde Covid-19 nedeniyle daha ciddi controller sağlanmıştır."

YAKIN TEMASLI SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İZLENİMLERİ: BÜYÜK BELİRSİZLİK VAR
Koronavirüslü hastaları ile yakın temesta çalışan sağlık emekçilerine yönelik büyük bir belirsizlik olduğuna işaret eden Erden, hastanelerin sadece yüzde 14'ünde test sonucundan bağımsız izlem yapıldığını, yüzde 14'ünde hiçbir şey yapılmadığı yönünde bilgi verildiğini söyledi. Hastanelerin yüzde 27'sinde test sonucu negatif gelinceye kadar evde klinin izlem yapıldığı ve yüzde 18'inde ise tanı için örnek alındığı belirtildi.

ORTAK ÇALIŞMA VE ŞEFFAFLIK: YOK
Hastanelerin yüzde 39'unda sağlık emekçileri ile hastane yönetimi arasında şeffaf iletişim sağlanamadığına dikkat çeken Erden, hastanelerin yüzde 18'inde şüpheli hasta başvuruları hakkında bilgi verilmediğini, yüzde 9'unda ise sorunların dahi iletilmediğini vurguladı.

Erden, şöyle devam etti: "İletişim sorunu kriz masası/hastane enfeksiyon kontrol komitesi ile de yaşanmakatdır. Hastanelerin yüzde 51'inde iletişim yok iken, yüzde 23'ünde şüpheli olgular hakkında bilgi verilmemekte, yüzde 18'inde sadece sosyal medya/elektronik ortamda iletişim kurulabilmektedir."

'SAĞLIK ÇALAIŞANLARININ SAĞLIĞI BİRİMLERİ HAREKETE GEÇEMEMİŞTİR'
Gündeme çok getirilse de, bir türlü oturtulamayan işçi sağlığı ve güvenliğinin, koronavirüs salgını ile tamamen "çuvalladığını" söyleyen SES Eşbaşkanı Erden, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sağlık Çalışanlarının Sağlığı birimlerinin sadece yüzde 10'unun Covid-19 salgınına yönelik çalışma yaptığı belirtilmiştir. SÇS birimlerin yüzde 26'sı hala rutin işlerine devam etmektedir.SÇS birimi salgına yönelik bir çalışma yapıyormu sorusuna yüzde  50 hayır cevabı vermiştir.

"İşyeri temsilcilerinin yanıtlarından Covid-19 ile ilgili sağlık emekçilerinin periyodik muayenesi (gözetimi) yapılmadığı anlaşılmatadır. Hastanelerin sadece yüzde 12'sinde tüm riskli birimlerde, yüzde 17'sinde ise az sayıda birimde Covid-19 ile ilgili periyodik muayene (gözetimi) yapıldığı belirtilmiştir.sağlık çalışanlarına periyodik olarak covıd 19 gözetimi yapılıyormu sorusunun cevabı malesef hastanelerin yüzde  66 yapılmadığıdır."

"Covid-19 döneminde İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurullarını hastanelerin üçte birinde (yüzde 37) toplanmıştır. Yine salgın öncesi pandemic hazırlığı hastanelerin üçte birinde (yüzde 38) gerçekleştirilmiştir.

"Covid-19'a özgün Sağlık Çalışanlarının Sağlığı'na yönelik eğitimler salgın öncesi hastanelerin yüzde 7'sinde, ilk olgu sonrası ise yüzde 4'ünde gerçekleştirilmiştir.

"Önlemler ve KKD kullanımı ile ilgili sağlık çalışanları arasında değişik sorunlarda gündemdedir. Hastanelerin yüzde 48'I sadece riskli birimlerde önlem alırken, yüzde 24'ünde temizlik işçileri, çamaşırhane vb. çalışanlar yok sayıldığı, yüzde 21'inde teknik çalışanın yok sayıldığı, yüzde 17'sinde idari çalışanın yok sayıldığı, yüzde 15'inde diğer alt işverene bağlı çalışanlar yok sayıldığı ve yüzde 6'sında da öğrencilerin yok sayıldığı belirtilmiştir."

'SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN RİSK ALTINDA OLMASI TOPLUMUN SAĞLIĞI İÇİN TEHDİTTİR'
Koronavirüs salgınana karış hastanelerde yönetimin oldukça yötersiz olduğunun altını çizen Erden, sözlerini şöyle tamamladı: "Rehberlerde alınan önlemler ve KKD kullanımında oldukça ciddi sorunlar vardır. Sağlık Bakanlığı, sağlık emekçilerinin korunmasını önceliklemelidir, sağlık emekçilerinin risk altına sokulması toplum sağlığı için en büyük tehdittir. Sağlık Bakanlığı bir an once sağlık emek ve meslek örgütleri ile iletişme geçmeli, önlemler ve KKD kullanımı ile ilgili adımlarını hızlandırmalıdır."