Serhat Yılmaz yazdı | 'Yeni Suriye'de taşlar daha yerine oturmadı
Burası Ortadoğu, paylaşım savaşlarının merkezlerinden biri. Suriye'de, taşlar yerli yerine oturmadı. Yarın ne olacağı belirsiz. Her saat yeni bir gelişme yaşanıyor. Bu topraklar, diktatör Esad'a kalmadı. HTŞ, çetelerine de kalmaz. Hele işgalci Türk devletine hiç kalmaz. Sömürgeci Türk devleti, Şam'ın yıkılmasını kendisi için bir fırsata çevirmek istiyor.
Son bir ay içinde Suriye sahasında baş döndürücü gelişmeler yaşandı. Bu süreç devam ediyor. ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye'nin desteklediği HTŞ, 13 günde Esad rejimini devir teslim alarak Şam'da, 'geçici hükümet'ini ilan etti. Suriye yeni gelişmelere, iç savaşlara doğru yol alıyor. HTŞ çetelerine kurdurulan hükümet Suriye'ye kaos, yoksulluk ve ölümden başka bir şey getirmeyecek.
HTŞ çeteleri, 2016 ve 2017 Hama ve Humus'ta aldığı yenilgi sonrası, işgalci Türk devletinin gözetiminde güçlerini İdlib'e topladı. HTŞ çatısı altında 30'dan fazla selefi dinci örgüt birleşti. Kısa vadedeki çıkarları için bir araya gelen çeteler, emperyalist ABD ve İngiltere'nin desteğinde, Ukrayna, İsrail ve Türk devletinin istihbarat örgütlerince askeri olarak eğitildi ve donatıldı/ silahlandırıldı. Suriye'ye dönük saldırı için, uygun koşulların oluşmasını bekledi.
Emperyalistler, siyonist İsrail ve bölge gerici devletlerinin saldırılarıyla, Hamas ve Hizbullah büyük güç kaybetti, İran'ın komuta kademesi önemli kayıplar verdi. "Direniş ekseni" ve Şii ittifakının gücü önemli oranda zayıfladı. Tam da bu süreçte, Suriye'ye saldırılar başlatıldı. ABD-İngiltere'nin başını çektiği emperyalist blok, Rusya, İran ve "direniş eksenine" son darbeyi vurmak için, yıllardır hazırlığı yapılan plan, son altı ayda HTŞ üzerinden somut olarak uygulamaya kondu. Bu planda, HTŞ çeteleri, militarist vurucu güç olarak kullanıldı. Çeteler, önce Halep'i işgal etti. Sonra, Humus ve Hama da ciddi bir direniş yaşanmadan HTŞ çetelerinin eline geçti. Şam rejimine bağlı ordu bir direniş göstermedi, bürokratların bir bölümü ise devir teslim yaptı. Esad'ın ordusu dağıldı ve ağır silahlar ve cephane çetelere verildi. Ele geçmeyen askeri mühimmatlar da İsrail uçaklarınca vuruldu. Rusya ve İran, Şam rejimine gereken desteği vermedi. Her iki ülke kendi askeri güçlerini Suriye'den bir çatışma yaşanmadan çekti. Çeteler, 8 Aralık'ta, Şam'ı ele geçirdi. Esad ve yakın çevresi, Rusya'ya kaçtı. Bir ülke 13 günde düştü. Cihatçı çeteler ve politik islamcılar yaşananlara "devrim" dese de, bu anlaşmalı olarak iktidarın el değiştirmesidir. Ve esasen emperyalist bloklar arası bir anlaşmayla cihatçı çetelerin, emperyalist ve bölge gerici devletlerinin desteğiyle Suriye'de iktidarı almasıdır. Devrim değil, selefi, şeriatçı, gerici bir hükümetin kurulması ve islamcı-selefi bir rejimin inşasıdır.
İslamcı faşist HTŞ'yi ilk kutlayan ve ziyaret eden, işgalci Türk devleti ve bürokratları oldu. İşgalci faşist Türk devleti Suriye'de yaşananlardan çok memnun görünüyor. HTŞ çeteleri eliyle, Suriye planlarına bir adım daha yakınlaştığını düşünüyor. Bu umutla, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı ardı ardına Şam'a gönderdi. Destekledikleri bir gücün Şam'ı ele geçirmesi, yeni yayılmacı isteklerini kabarttı. İşbirlikçisi HTŞ ile yeni stratejik hedefler kovalamaya çalışıyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimini HTŞ eliyle tasfiye etmek ve Yeni Osmanlı politikalarını selefi dinci yeni yönetimle hayata geçirmek gibi... Bunun için terörist gördükleri Golani, ''sayın Golani'' oldu önce. Bu temelde ortak açıklama yaptılar, resim çektirerek kabul edilebilir mesajı verdiler.
Burası Ortadoğu, paylaşım savaşlarının merkezlerinden biri. Suriye'de, taşlar yerli yerine oturmadı. Yarın ne olacağı belirsiz. Her saat yeni bir gelişme yaşanıyor. Bu topraklar, diktatör Esad'a kalmadı. HTŞ, çetelerine de kalmaz. Hele işgalci Türk devletine hiç kalmaz. Sömürgeci Türk devleti, Şam'ın yıkılmasını kendisi için bir fırsata çevirmek istiyor. Bu nedenle, Özerk Yönetim alanlarına ÖSO çetelerini sürdü. Yaşanan kaos ortamında Özerk Yönetimi tasfiye etmek için işgal saldırısına devam ediyor. Fakat işleri istediği gibi gitmiyor. Sırtını halklara dayayan QSD, YPJ, YPG güçleri kahramanca direniyor. Bu nedenle işleri zor sömürgeci Türk devleti ve çetelerinin. ÖSO çeteleri Tişrîn Barajını geçemedi. Fırat'ın doğusuna yönelik hedeflerini bugüne kadar hayata geçiremedi. Bundan sonra da geçirmesi kolay olmayacak. Tam aksine ÖSO çeteleri saflarında çözülmeler başladı.
Suriye, çok uluslu, çok dinli ve farklı mezheplerin, inançların da olduğu bir ülke. Araplar, Kürtler, Süryaniler, Ermeniler, Türkmenler, Çerkesler vb. DAİŞ artıklarını, El Nusra'yı ve bilumum cihatçıları bayrağı altında toplayan selefi HTŞ çetesi, farklı etnik kökenlere ve dini inançlara kin ve nefret duymakta. Durum bu olunca, Suriye halklarının payına yine savaş, katliam düşüyor.
Politik islamcı cihadist HTŞ daha kendi hükümetini kurmadan, diğer halklara ve inançlara dönük katliam saldırılarını başlattı. Rejim askerlerini, sokak ortasında katleden, işkence eden HTŞ, şimdi de Lazkiye, Tartus ve Halep'te yaşayan Alevilere dönük katliamlara başladı. DAİŞ vari yöntemler, sokaklarda linç görüntüleri, işkencelerle toplum üzerinde korku yaratmayı amaçlıyorlar. Servis edilen görüntülerle, işkence ve katliamlar kanıksatılmaya çalışılıyor. "Aleviler artık bunları yaşayacaklar. Kurt gibi uluyacaksınız'' hakaretleriyle gerçek yüzlerini gösteriyorlar. Bırakalım, tüm farklılıkları kapsamayı, inançlara, insanlara saygıları olmadığı gibi her türlü zulüm ve vahşete maruz bırakıyorlar.
Suriyeli kadınlar, HTŞ faşist çetesinin hedefinde. Bu soykırımcı çete pratiklerini DAİŞ ve türevlerinden çok iyi tanıyoruz. Faşist DAİŞ çeteleri, Şengal ve Rojava'da kadınları seks kölesi olarak sattı. Birçok kadın DAİŞ kurallarını kabul etmediği için infaz edildi. Toplumsal yaşamdan koparılıp ev içine hapsedildi. Tıpkı Taliban'ın Afganistan'da yaptığı gibi. Bunlar cihadist, selefi tüm çete örgütlerinin ortak paydasıdır.
Yaşananlara bakınca, Suriye'nin yeni bir iç savaşa doğru sürüklendiği görülüyor. Bu savaşın en büyük kazananı İsrail ve emperyalistler olacak. İşgalci Türk devletinin desteklediği çeteler toplamı HTŞ, kendi iktidarını kurmak için kadınlara, halklara büyük acılar yaşatacak. İktidar ve paylaşım savaşları HTŞ içinde de şiddetli bir biçimde sürecek. Suriye zenginliklerine sahip olmak için yakın zamanda çeteler arasında çatışmalar hızlanacaktır. Bu kaçınılmaz bir durum. Bugün Suriye'ye 'istikrar' ve 'barış' uzaktır.
Özgür ve eşit bir Suriye için, Özerk Yönetim bir örnektir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi çatısı altında, Arap, Kürt, Ermeni, Süryani, Çerkes halkları bir arada yaşamaktalar. Farklı inançlar birbirine saygı göstermektedir. Suriye'nin geri kalan alanlarında da Özerk Yönetim modeli örnek olmalı. Örgütlenerek, işgal karşısında birlikte mücadeleyi büyüterek ABD, Türkiye ve İsrail destekli HTŞ çetelerinin zulmüne son verilebilir.