'Savaşa değil kadınlara ve yaşama bütçe'
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi 2026 bütçesine dair Eskişehir'de yaptığı açıklamada, savaşa ayrılan bütçenin toplam bütçedeki payının yüzde 11 olduğunu söyledi, "Sınırları aşan kadın dayanışmamızla halkları, kadınları hedef alan bu saldırgan politikaların tam karşısında duruyoruz" dedi.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Mecliste görüşülmeye devam eden 2026 bütçesine dair Eskişehir'de eylem yaptı. Kanatlı AVM önünde bir araya kadınlar, "İnadına barış, inadına eşitlik" , "Savaşa hayır, barış hemen şimdi" sloganlarını attı, "Savaşa ranta değil kadınlara ve yaşama bütçe", "Bu bütçeyi tanımıyoruz yaşam için direniyoruz" dövizleri taşıdı. Basın metnini inisiyatif üyesi Zeynep Nilgün Salmaner okudu.
Salmaner, savunmaya ayrılan bütçenin toplam bütçeye oranının yüzde 11 olduğuna dikkat çekti. Türk devletinin "güvenliğe" ayırdığı bütçenin, yoksul milyonların, kadınların yaşamları pahasına iktidarın kendi çıkarını nasıl öncelediğini gösterdiğini belirten Salmaner, "Kürt halkına karşı yürütülen savaş on yıllardır hayatlarımızı şiddet, ırkçılık, militarizm ile kuşatmışken, savaşa ayrılan bütçenin artması AKP'nin dünden farksız biçimde savaş politikalarını sürdüreceğine işaret. Bu tablo, kadınlar açısından yalnızca ekonomik değil; militarizm, savaş ve patriyarka bileşiminde kadın yoksulluğunun, erkek şiddetinin, bilhassa kadınlara yönelik savaş suçlarının süreceğine dair bir görünüm" dedi.
SINIRLARI AŞAN KADIN DAYANIŞMASI
Türk devletinin Efrîn ve İdlib'e aktardığı paranın farklı kurumlarda çeşitli kalemlerde yazılarak savaş maliyetinin halktan gizlendiğini vurgulayan Salmaner, "Bütçe görüşmelerinin hemen öncesi, Irak tezkeresine Meclisten onay çıkması ve bütçede savaşa ayrılan miktar beraber düşünüldüğünde, savaş endüstrisinin başını tutanlar zenginleşirken; bölge halklarına reva görülenin yoksullaşma, şiddet ve geleceksizlik olduğu çok açık. Bizler buna sessiz kalmıyoruz. Dışişleri Bakanlığı'nın bütçe teklifinde Afganistan ve Suriye'ye dair destek hedefleri de yer alıyor. Afganistan'da Taliban, Suriye'de HTŞ; her iki yapının da ortak özelliği kadınları yok sayması ve köleleştirmesi. Sınırları aşan kadın dayanışmamızla bir kez daha halkları, kadınları hedef alan bu saldırgan politikaların tam karşısında duruyoruz" diye konuştu.
'DEVLET AİLEYİ MERKEZİNE ALIYOR'
İktidarın 2025'i "aile yılı" ilan etmesinin kadınların haklarının aile eksenli geliştirilen ideolojiyle gölgelenmesi anlamına geldiğini ifade eden Salmaner, şunları söyledi: "Cuma hutbelerinde kadınların yaşam hakkını, miras hakkını ve beden bütünlüğünü hedef alan fetvalar okunurken, Diyanetin 2026 yılı için teklif edilen bütçesi 174 milyar 300 milyon TL'ye çıkarılmış. Bu rakamlar, devletin kadınları güçlendirmeyi değil aileyi, dini kurumları ve militarizmi merkezine aldığını; kadınların yaşamlarının 'kutsal ailenin güçlendirilmesi' söylemiyle çembere alındığının, savaş bütçesi ile kapitalizm, militarizm, erkek ve devlet şiddeti ile nasıl kuşatıldığının göstergesi."