'Rojin'e ne olduğunu araştırmayanlar öğrencilerin eylemini engellemeye çalışıyor'
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı eyleme bugün DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da katıldı. Hatimoğulları, "Rojin için adalet demeye devam edeceğiz. Erkek egemen şiddetin ve iktidarın erkek egemen aklıyla asla uzlaşmayacak ve ona karşı en örgütlü şekilde mücadelemizi devam ettireceğiz" dedi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi Rojin Kabaiş'e ne oldu sorusunu sorarak eylemlerine devam eden YYÜ öğrencileri, adalet talepli eylemlerine bugün de devam etti. Eyleme, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, DBP ve TJA da katıldı.
Rojin'in fotoğraflarının yer aldığı "Kadın cinayetleri politiktir, Rojin Kabaiş isyanımızdır" pankartı ve "Çi bi serê Rojînê hat", "İntihar değil cinayet", "Jin jiyan azadî" dövizleri taşındı.
ÖĞRENCİLER GÖZALTIYLA TEHDİT EDİLDİ
Rojin Kabaiş'in kaybolduğu sahil şeridinde yapılması planlanan eylem rektör Hamdullah Şevli'nin talimatıyla yasaklandı. Kampüs girişinde toplanarak yürüyüş yapmak isteyen öğrenciler polis ablukasına alınarak gözaltına alınmakla tehdit edildi.
HATİMOĞULLARI: ÖNÜNÜMÜZE BARİKAT KURULMASI ERKEK ŞİDDETİNİN ÖNÜNÜ AÇMAKTIR
Eylemde söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, açıklamanın engellenmek istenmesine tepki gösterdi. "Rojinleri, Gülistanları korumayan kolluk kuvveti, korumayan yargı, korumayan bakanlık, korumayan iktidar bizim açıklama yapmamızı engellemek için yüzlerce polisle barikat kurdu" diyen Hatimoğulları, kadınların yaşam hakkını savunanların önüne barikat kurulmasının erkek şiddetini korumak ve önünü açmak anlamına geldiğini söyledi. 
'İNTİHAR ADI ALTINDA YANILTMAYA MÜSAADE ETMEDİK'
Rojin'in ailesi ve kadın örgütlerinin verdiği mücadele sonucu pek çok gerçeğin ortaya çıktığına işaret eden Hatimoğulları, "Çünkü bu olayların peşinden gidilmezse, sahipsiz bırakılırsa, takipsiz bırakılırsa ve erkek yargının, erkek aklının 'nasılsa intihar etti' deyip üstünü örtmeleri an meselesiydi. Nitekim Rojin için de aynı şeyi yaptılar, 'intihar olma olasılığı yüksek' diyerek bu olayın üzerini örtmeye kalktılar. Bugün bizlere kurulan bu barikatlar da olayın aydınlanmasını istemediklerini göstermektedir. Ortada ciddi bir kasıt var. ATK'nin raporlarında iki erkek DNA'sı Rojin'in bedeni üzerinde tespit edilmiş olmasına rağmen bunun üzerine detaylı bir soruşturma gerçekleştirmeyip Türkiye kamuoyunu 'intihar' adı altında yanıltmaya kalkmalarına bizler müsaade etmedik, etmeyeceğiz" diye konuştu.
Hatimoğulları, erkek egemen devletin kadınları korumak istemediğini söyleyerek İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını hatırlatan Hatimoğulları, 6284 sayılı yasanın tartışmaya açılmasının da aynı yaklaşımın sonucu olduğunu belirtti.
'ROJİN İÇİN ADALET DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Kadın cinayetlerinin etkin soruşturma, yargılama ve cezalandırma sistemi olmadığı için arttığını söyleyen Hatimoğulları, kadınların yaşam hakkı için mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti. Şüpheli kadın ölümü olmadığını, üzerine gidilmemiş, araştırılmamış kadın cinayeti olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, "Bu nedenle bizlere 'intihar' adı altında yansıtmak istenen anlayışı şiddetle reddediyoruz. Katledilen, 'şüpheli' görülen her ölümün üzerine gidilip araştırılması gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz. Bizlerin en önemli savunması örgütlülüğümüzdür ve dayanışmamızdır. Bizler örgütlü mücadeleden asla geri durmayacak, örgütlü mücadeleyle başta yaşam hakkımız olmak üzere bu topraklarda eşit ve özgür olarak yaşayabilmek için mücadele etmeye devam edeceğiz. 'Rojin için adalet' demeye devam edeceğiz, 'Gülistan Doku nerede' demeye devam edeceğiz. 'Kadın cinayetleri son bulmalı' demeye devam edeceğiz. Erkek egemen şiddetin ve iktidarın erkek egemen aklıyla asla uzlaşmayacak ve ona karşı en örgütlü şekilde mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu.
 
BEŞTAŞ: ROJİN'E NE OLDUĞUNU ARAŞTIRMASI GEREKENLER ÖĞRENCİLERİN EYLEMLERİNİ ENGELLİYOR
HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da, İçişleri ve Adalet bakanlarının "Rojin Kabaiş'e ne oldu" sorusunu yanıtlanması gerektiğini söyledi. "Emniyet Müdürlüğü ne yapıyor? Bu ilin Valisi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin rektörü ne yapıyor" sorularını yönelten Beştaş, bu kurumların başında bulunanların Rojin'e ne olduğunu araştırmak yerine öğrencilerin eylemlerini engellemeye, halkı sindirmeye çalıştığını vurguladı.
Rojin Kabaiş ölümünü araştıran, belgeleri ortaya çıkaran gazeteciler ve sosyal medya hesaplarının hedef alındığını kaydeden Beştaş, "Gazetecileri susturmaya çalışan, üniversitenin içinde eylem ve etkinlik yapılmasını yasaklayan, vekillerin, halkın üniversitenin içine girmesini engellemeye çalışanlar bir şey biliyor ve bizden gizliyorlar. Ama biz bunu ortaya çıkaracağız" dedi.
"Neden intihar diyorsunuz? İntihar ise neden korkuyorsunuz? İntihara giden sebepler nedir, neden açıklamıyorsunuz" sorularını yönelten Beştaş, Rojin'in bedeninde tespit edilen iki erkek DNA'sının kime ait olduğunun açıklanmasını istedi. DNA'ların kime ait olduğunun bulunmamasının, tepkileri engellemeye çalışanların suç ortağı olduğunu söyleyen Beştaş, "Bu suçun ortaya çıkmasını önlemeye çalışmak suça yardım ve yataklıktır" diye vurguladı.
BABA KABAİŞ: ROJİN İNTİHAR ETMEDİ
Rojin'in babası Nizamettin Kabaiş de dayanışma gösteren herkese teşekkür etti, intihar algısı yaratılmasına tepki gösterdi. Otopsi raporunun bir yıl sonra geldiğine dikkat çeken Kabaiş, "Ailesi ne durumdadır, babası, annesi, kardeşleri ne durumdadır yetkililerden kimse sormadı. Rektör de aynı şekilde; tam tersi, yürüyüş yapan öğrencilere engel oluyor, gazeteciler haber yaparken onlara engel oluyor. Rojin intihar etmiş değil. İkinci rapor geldi, Rojin'in bedeninde iki erkeğe ait farklı DNA'lar çıktı. Bu da bellidir ki bu bir cinayettir" ifadelerini kullandı.
Açıklamada sık sık, "Jin jiyan azadî", "Rojin Kabaiş isyanımızdır" sloganları haykırıldı.
