6 Mayıs 2024 Pazartesi

'Roboski Türkiye'nin utanç vesikasıdır'

Roboski katliamı 7. yılında, HDP İstanbul İl Örgütü'nde yapılan basın toplantısıyla andı. Katliamda hayatını kaybeden 34 Kürt gencinin anıldığı toplantıda söz alan HDP Milletvekili ve HDK Eşbaşkanı Gülistan Koçyiğit, Roboski'nin Türkiye'nin utanç vesikası olduğunu söyledi.
Roboski katliamının 7. yılı dolasıyla HDP İstanbul İl Örgütü'nde kitlesel bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya HDP İl ve İlçe örgütlerinin yanı sıra ESP İl Başkanı Pınar Türk de katıldı.
 
Roboski'de katledilenlerin anıldığı açıklamada söz alah HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bundan 7 yıl önce 28 Aralık 2011 tarihinde Türkiye yeni bir yıla coşkuyla hazırlanırken, Kürdistan coğrafyasının büyük bir acıyla kavrulduğunu söyledi. Koçyiğit, "7 yıl önce bugün okul harçlığı çıkarmak ve aile bütçesine katkıda bulunmak için sınır ticaretine gitmek zorunda olan Kürt halkının biricik evlatları Türk devletinin savaş uçaklarının gönderdiği kazan bombalarıyla katledildi" dedi. Katliam sonrası yaşananlar özgür basın tarafından kamuoyuna hemen duyurulmasına rağmen bütün medyanın üç maymunu oynadığına dikkat çeken Koçyiğit, günlerce katliamın haberleştirmediğini söyledi. Koçyiğit, katliam sonrası dönemin hükümet yetkilileri tıpkı Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi faillerin açığa çıkartacağını, karanlık dehlizlerde kaybolmayacağının açıklamadığını ancak tüm katliamlar gibi Roboski katliamının da üstünün örtüldüğünü vurguladı. Katliamında parmağı olanların, emri verenlerin, düğmeye basanların yargı önüne çıkartılmadığını ifade eden Koçyiğit, "Roboski hala kanayan; vicdanları sızlatan bir yaradır ve Türkiye'nin utanç vesikasıdır" dedi.
 
ROBOSKİ DEFTERİ BİZİM İÇİN KAPANMADI
 
Bu coğrafyanın Kürt halkına karşı yapılan yüzlerce katliama tanıklık ettiğini kaydeden Koçyiğit, Maraş'tan 19 Aralık'a nice katliamın yaşandığını hatırlattı. "Bütün bu katliamların bu coğrafyada Kürt olmanın adının ölümle eşdeğer olduğunu bize açık ve net bir şekilde göstermiştir" diyen Koçyiğit, şunları kaydetti:
"Kürt iseniz ve Kürdistan'da yaşıyorsanız en nihayetinde bir gün bombalar geliyor ve sizin yaşamınızı yitirip götürebiliyor. Bu katliamları yapanlar, bu katliamlarda parmağı olanlar emri verenler hesap verinceye kadar Roboski defteri bizim için kapanmayacaktır. Roboski'nin ne olursa olsun hesabını soracağız, Roboski'nin sesi olan Ferhat Encü arkadaşımızı cezaevine koydular, tutukladılar. Sadece Roboski gerçeğinin yürüyen hakikati olduğu için, Roboski'nin meclisteki sesi olduğu için. Roboski'ye sahip çıktığı için onu yargıladılar. Oysa ki yapılması gereken bu emri verenler ve bu emri uygulayanların cezaevine konulmasıydı."
 
LEYLA GÜVEN'İN AÇLIK GREVİ 'YENİ ROBOSKİLER OLMASIN' DİYEDİR
 
Katliamlarla yüzleşmeden, gerçek sorumlular açığa çıkmadan ülkede demokrasinin gelmeyeceğini vurgulayan Koçyiğit, iktidara şöyle seslendi:
"Bu ülkede yüzlerce sorun var, ama bu sorunların en başında gelen bu gün şiddetin, savaşın çatışmanın krizin ve en temel nedeni Kürt sorunudur. Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarıdır. Bu gün bu çözümsüzlük politikalarının geldiği noktada DTK Eşbaşkanı ve Hakkâri Milletvekilimiz Leyla Güven bedenini açlığa yatırmıştır. Çünkü bu ülkedeki hükümet, AKP-MHP iktidarı, AKP-MHP faşizmi bütün bir ülkeye savaşı ve kaosu dayatıyorlar. Aynı zamanda İmralı'ya da tecridi dayatıyor. İmralı adasında Sayın Abdullah Öcalan'a da mutlak bir izolasyonu dayatıyor. Biz bu izolasyona dönük söz söylediğimizde siz bu tecridi derinleştirdikçe yeni Roboskiler olur dedikçe bizi de başka şeylerle suçluyorlar. Sayın Leyla Güven bu gün açılık grevinin 21. gününde, onun mücadelesi onun açlık grevi aynı zamanda yeni Roboskiler olmasın diyedir. Mutlak tecrit bütün bir ülkede demokrasinin askıdaki halidir, insanların temel özgürlüklerinin askıya alınmış halidir. Bu tecrit kalkmadıkça ne Kürt sorunu çözülebilir ne de Türkiye demokratikleşir. Kürt olmak bu coğrafyada ölümün adıysa biz bu adı değiştireceğiz."
 
KATLİAMDA SORUMLULUĞU BULUNANLAR ÖDÜLLENDİRİLMEYE DEVAM EDİYOR
 
Konuşmanın ardından HDP İl Örgütü adına açıklamayı okuyan Aysun Çeper ise katliamdan 7 yıl geçmesine rağmen belli olan hiç bir failin cezalandırılmadığını vurguladı. 34 insanın kazan bombalarıyla paramparça edildiği katliam başka bir ülkede olsaydı hükümetlerin düşmesi gerekirken Türkiye de ise bir tek kişinin dahi istifa etmediği hatırlatan Çeper, tam aksine bu katliamda sorumluluğu bulunanların ödüllendirildiğini ve ödüllendirilmeye devam edildiğini belirtti. Suçluları ödüllendiren AKP iktidarının Diyarbakır'da yapılan Roboski anıtına dahi tahammül edemediğini ifade eden Çeper, katledilen çoğu çocuk 34 insanı simgeleyen bu anıtın AKP-MHP iktidarının gaspçı kayyumları tarafından yıkıldığına işaret etti. Tarihte kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir katliamın ve insanlık suçunun halkların yargısından ve adaletinden kurtulamayacağının altını çizdi. Bu suçları işleyenlerin ellerindeki ne kadar iktidar olanaklarını kullanarak halkın adaletinden kurtulacaklarını zannetseler de tarih önünde adalet önünde er ya da geç hesap vereceklerini kaydeden Çeper, "Adalet sağlanıncaya kadar Roboski'de donan kanımız toprağa karışmayacaktır" dedi.