26 Nisan 2024 Cuma

Özlem Gümüştaş yazdı | Kaybettirmeyeceğiz

Gökhan'ı bulacağız, Gökhan'ı sağ alacağız! Sokak yasağı, alan yasağı demeden eyleme, harekete geçeceğiz; kamu binası, resmi daire dinlemeden "Nerede" sorularıyla çınlatacağız; şu parti, bu örgüt, şu slogan demeden birleşik direnişle koparıp almanın eylemini yaratacağız.

Haykırıyoruz; Gökhan'ı Kaybettirmeyeceğiz!

Bu ses, şimdi bütün çığlıkların, isyanın, itirazın en direngen ifadesidir. Sadece bir kaybı bulma çağrısı değil; kaybedilmek, yok edilmek istenen her şey için barikat, faşizme kaybettirmeye kilitlenmiş inattır.

Yükselen bir sesle, gelişen bir cüret, büyüyen bir irade ile haykırıyoruz! Biz Gökhan'ı alacağız, siz kaybedeceksiniz!

***

Faşist rejim direnenleri susturmak, kitleden yalıtmak, işçi sınıfı ve ezilenlerin bağrında biriken isyan ve itirazın eyleme dönüşmesini durdurmak konusunda çıkışsız. O yüzden saldırıyor. O yüzden giderek çeşitlenen saldırı yöntemleri ile devrimcilerin, yurtseverlerin, antifaşistlerin, irili ufaklı bütün direniş kanallarının üstüne geliyor.

Yönetemiyor! Ne parlamenter sistemle, ne başkanlık rejimiyle. Ne yasalarla ne kayyumlarla. Ne mevcut iktidar aygıtlarıyla, ne mevcut baroları, meslek odalarıyla. Ne seçimle, ne tek adamcılıkla. Ne reform söylemiyle ne emniyet, ordu envanteriyle. Yönetmeyi engelleyen her şeyden kurtulacak siyasi planları, yasaları, kararnameleri, fezlekeleri, gözaltı-tutuklama saldırıları, kirli savaş yöntemleri ile hedef genişletiyor. İradesi kırılmış partiler, teslim alınmış devrimciler, sağırlaşmış işçi ve emekçiler, köleleştirilmiş yığınlar, susturulmuş toplum yaratmaya çalışıyor.

Ama yine de… 'Yendik', 'bitirdik', 'başardık' diyemiyor. 5 yıllık çarpışmanın düzeyi toplumsal ve siyasal saflaşmaların giderek keskinleştiği bir tarihsel kesit yarattı. Bu yüzden faşist AKP-MHP blokunun kazanarak girmeyi planladığı 2021'deki tek çözüm planı, faşist devlet terörünü toplumsal ve siyasal hayatın her boyutuna yaymaktır. Özgürlük, adalet, halklara eşitlik savaşımının ve kitlelerin demokratik hak mücadelelerinin karşısındaki konumunu, tavrını büsbütün dizginsiz bir terör belirleyecektir.

İşte daha yılın ilk ayında karşı karşıya olduğumuz kaçırma, kaybetme saldırısı.

İnsanları kaybetmenin kirli tarihi yeniden yazılıyor. Bu saldırganlık hayatımızın üstüne kapanmış on yılların sisi. Şimdi yeniden devreye sokuluyor. Faşist rejim, işçi sınıfı ve ezilenleri, halklarımızı her türlü faşist baskı ve zorun, kirli savaş yönteminin sisine boğarak bir mezarlık sessizliği yaratmak istiyor. Gökhan Güneş ve kaçırma, kaybetme girişimi bu dizginsiz terörün odağı şimdi.

Başaramamanın, bitirememenin, sindirememenin yarattığı çaresizlik ve öfke her türlü kirli savaş yönteminin devreye sokulduğu bir saldırı konseptine dönüşüyor. Faşizmin karakteri olan bu saldırganlık elbette bir güç alameti değil, acizlik!

İşte önce buradan başlanacak! O yüzden Gökhan'ı bulacağız, Gökhan'ı sağ alacağız! O yüzden sokak yasağı, alan yasağı demeden eyleme, harekete geçeceğiz; kamu binası, resmi daire dinlemeden "Nerede" sorularıyla çınlatacağız; şu parti, bu örgüt, şu slogan demeden birleşik direnişle koparıp almanın eylemini yaratacağız.

Geride bıraktığımız 3 günde ailesi, yoldaşları nitelikli bir cesaretle öne atıldı, sözün ve eylemin anahtarını ortaya koydu. İstanbul, İzmir, Ankara'nın emekçi semtlerinde sokak yasağını dinlemeyen ajitasyon eylemleri, İkitelli'de karakol önündeki eylemde somutlaşan hesap sorma cüreti bu hareketin şimdiden kazandığı antifaşist direniş karakteri ve hesap sorma bilincidir. Emekçi sol ve sosyalist hareketin açıklamaları, Çağlayan'da adliye önünde yapılan eyleme Halkevi, Devrimci Parti, Partizan, Devrimci Anarşist Faaliyet, Birleşik Gençlik Meclisleri, HDP Gençlik Meclisi, Mücadele Birliği, SODAP. SYKP, Kaldıraç ve EHP'nin katılımı, SODAP'ın, Kaldıraç'ın, Devrimci Parti'nin, Halk Cephesi'nin duvar yazılamaları, duvar postaları-ozalitleri bu hareketin birleşik mücadele gücü ve imkanıdır. Hukukçuların, insan hakları örgütlerinin ve adalet mücadelesinde birer direniş mevzisine dönmüş ailelerin açıklamaları, girişimleri esaslı bir birleşik adalet mücadelesi örmenin girişindeki adımlar, imkanlardır. Sosyal medya eylemine ses katan binlerce insanın 'bu sesi duyun' çağrısında dile gelen vicdanı, bu hareketin toplumsal zeminidir.

O yüzden Gökhan Güneş'i aramak tüm politik öznelerin görevi olmalıdır. Arama çalışması bir siyasi seferberliğe dönüşmeli, her kanaldan, her yoldan çalışmalar hızla planlanmalı, birleşik mücadelenin gündemi, eylemi haline gelmelidir.

Tüm imkanları Gökhan'ı koparıp almak için geliştirmek, büyütmek azgın faşizmi yenmenin, özgürlüğü kazanmanın esaslı bir sahası, direniş noktasıdır.

Faşizm bunca ölümsüzümüzün, bunca tutsağımızın ardından Gökhan'ın bedeni, devrimci kimliği ile intikam almaya girişiyor. O yüzden Gökhan'ın omuzlarında, onun adını haykırışta yanıtlanacak! Direniş sloganını Gazi'den Galatasaray Meydanı'na kazıyarak direndiğimiz kaybetme saldırısına, her sokakta, her sloganda, her sözde faşizmin üstüne üstüne yürüyerek barikat olacağız. Davetleri kabulümüz!

*Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı