25 Nisan 2024 Perşembe

'Nihat Aydoğan dosyasındaki çeyrek asırlık adaletsizliğe son verin'

Gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan'dan dosyasındaki adaletsizlik çeyrek asırdır sürüyor. Adaletsizliğe son verilmesini talep eden Cumartesi Anneleri, katillerin yargılanmasını ve en azından Aydoğan'ın kemiklerinin ailesine verilmesini istedi.

Cumartesi Anneleri, 818. haftalarında Nihat Aydoğan'ın akıbetini sordu, katillerin yargılanarak cezalandırılmasını istedi.

'BİZİM DE ÇİÇEK KOYACAK MEZARIMIZ OLSUN'
Halime Aydoğan, eşi Nihat Aydoğan'ın 26 yıl önce evinden nasıl gözaltına alındığını hatırlattı. Sabahın 5'inde evlerinin basıldığını ve eşine gözlerinin önünde işkence yapıldıktan sonra gözaltına alındığını söyleyen Aydon, "O günden beri eşimden ne iz var, ne haber, ne kemikleri ne de bir mezarı var" dedi. Hala eşini aradığını söyleyen Halime Aydoğan, "60 yaşına geldim. Eşimin kemiklerini bulsam, mezarına koysam ve gidip ziyaret edip Fatiha okusam. Ben devletten, yine 'rica' ediyorum kemiklerimizi bize versinler, bizim de mezarımız olsun, benim çocuklarım da babalarının mezarına gitsin, dua etsin, çiçek bıraksın."

'BEN DE TORUNLARI DA BABAMI TANIMIYOR...'
Nihat Aydoğan'ın kızı Necbir Aydoğan, gözaltında alındığında henüz iki yaşında olduğun ve babasını hatırlamadığını söyledi. Aydoğan, şöyle devam etti: "28 yaşındayım babamı görmedim, torunları oldu onlar da babamı görmeyecek ne yazık ki. 26 yıldır sadece bir mezarımızın olması için mücadele ediyoruz. Bayramda gidip, çiçek koymak istiyoruz. Adalet istiyoruz."

'NİHAT AYDOĞAN'IN AKIBETİ AÇIKLANSIN, CEZASIZLIĞA SON VERİLSİN'
Haftanın açıklamasını Birgül Şahin okudu. Şahin, Aydoğan'ın kaybedilişinin 26. yılında bir kez daha "hukukun" işletilmesi için iktidarı ve adli makamları göreve çağırdı. Şahin, şunları söyledi: "Hukuk işletilsin, Aydoğan ailesinin adalet talebi karşılansın. Nihat Aydoğan'ın akıbeti açıklansın. Onu kaybedenler üzerindeki cezasızlığa son verilsin."

Nihat Aydoğan ve tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Şahin, aynı zamanda 119 haftadır kayıp yakınlarına yasaklanan Galatasaray Meydanı'ndan da vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

NE OLMUŞTU?
39 yaşındaki Nihat Aydoğan, Midyat'ın Doğançay köyünde yaşıyordu. Korucu olmak istemeyen Doğançaylılar üzerinde yoğun bir baskı vardı.

30 Kasım 1994 tarihinde sabah 05.00 civarı Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Nihat Aydoğan dövülerek yataktan kaldırıldı. Elleri ve gözleri bağlı, kanlar içinde önce Midyat Jandarma Karakolu'na, daha sonra da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı'na götürüldü. Evde yaşanan şiddet o kadar ağırdı ki Aydoğan'ın çocuklarından birinin dili tutuldu, yıllarca konuşamadı.

Resmi makamlar, Nihat Aydoğan'ın gözaltına alındıktan 20 gün kadar sonra nöbetçi savcılığa sevk edildiğini ve ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakıldığını iddia etti. Ancak bu iddia hiçbir zaman güvenilir kanıtlarla desteklenmedi. Nihat Aydoğan'dan bir daha haber alınamadı.

Uzun yıllar sonra Nihat Aydoğan için nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşüldüğü açığa çıktı. Ailesinin "Öldüyse mezarı nerede?" sorusu cevapsız bırakıldı. Nüfus İdaresi'ne ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldığını itiraf etti.

26 yıldır Aydoğan ailesinin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Etkin bir soruşturma yürütülmedi. Aydoğan ailesi, bölgede açığa çıkan tüm toplu mezarlar için Nihat Aydoğan'a ait kalıntılar da olabilir diye girişimlerde bulundu, dosyayı canlandırmaya çalıştı.

İçinde Nihat Aydoğan'ın da olduğu Midyat kayıpları ile ilgili İnsan Hakları Derneği aracılığı ile tekrar başvurular yapıldı. Yapılan başvurular üzerine Midyat Savcılığı bir fezleke hazırladı. Savcılık bu kişilerin kaybedildiklerine dair bilgi olmadığını iddia ederek dosyayı, kapatılması talebiyle Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Dosya halen açık ve çeyrek asırdır gerçekleşmeyen adaletin tecellisini bekliyor.