18 Eylül 2024 Çarşamba

'Narin'in katili Hizbullah ve işbirlikçi AKP'den hesap soracağız'

Narin'in katilinin Hizbullah ve işbirlikçisinin AKP olduğunu kaydeden İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, çocuğa yönelik her türlü suçun failleri tarikat, cemaat ya da hükümet bağlantılı olduğunda "çok hassas" denilerek olayın üstünün örtülmek istendiğini kaydetti. Çok sayıda tarikat, devlet ve erkek hegemonya ortaklığıyla gerçekleşen bu katliamın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi. 

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran şahsında katledilen, kaybedilen, istismara uğrayan ve şiddet gören çocuklar için çok sayıda kişi Beşiktaş iskele meydanında bir araya geldi. Narin'in katilinin Hizbullah ve işbirlikçisinin AKP olduğuna vurgu yapan, Narin'in hesabının sorulacağı kaydedilen dövizlerin taşındığı eylemde ayrıca siyonist İsrail tarafından katledilen  Ayşenur Ezgi Eygi'nin fotoğrafları taşındı. 

Eylemde sık sık, "Koruma, aklama, failleri yargıla", "Katilleri değil çocukları koru", "Narin'in hesabı sorulacak", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı. Eylemde, "İstismar edilen, kaybedilen, katledilen çocukların hesabını soracağız. Narin'e ne oldu?" pankartı açıldı. 

'FAİL TARİKAT, CEMAAT, HÜKÜMET OLDUĞUNDA KONU ÇOK HASSAS OLUYOR'
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısıyla gerçekleşen eylemde basın metnini okuyan KESK Dönem Sözcüsü Eren Ertin, faillerin değil çocukların yargılanmasını istedi. Narin için etkili soruşturma yürütülmezken adalet isteyenlere yönelik gözaltını hatırlatan Ertin, bu saldırılarda polisin Narin'in fotoğraflarını yırttığını da ekledi. AKP milletvekili Ensarioğlu'nun "aile ile 40 yıllık dostluğumuz" var sözlerine işaret eden Ertin, çocuklara karşı işlenen herhangi bir suçun failinin tarikat, cemaat ya da hükümet bağlantısı olduğunda konunun hep "çok hassas"olduğu için soruşturmaların kapatıldığına, delillerin karartıldığına, faillerin aklandığına yıllardır tanıklık ettiklerini söyledi.

'KAÇ ÇOCUK HAKKINDA KAYIP BİLDİRİMİ YAPILDIĞI AÇIKLANMIYOR'
TÜİK'in kaybolan çocukların değil, kaybolduktan sonra bulunan çocukların sayısını açıkladığı için gerçek verilerin gizlendiğini söyleyen Ertin, 2016 yılından bu yana toplam kaç çocuğun kaybolduğunun açıklanmadığını belirtti. Ertin, "Tarikatlarla çocuk koruma protokolü imzalayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 6 Şubat depremleri sonrasında kaybolduktan sonra bulunan çocuk sayısını gün gün açıklarken toplam kaç çocuk hakkında kayıp bildirimi olduğunu hala açıklamıyor. Bakanlık kamuoyuna kayıp hiçbir çocuğun olmadığını söylüyor ama Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği'nin verilerine göre en az 38 çocuğun akıbeti halen bilinmiyor" dedi.

'ÇOCUK İSTİSMARI POLİTİKTİR'
İçişleri Bakanlığı 2019 verilerine işaret eden Ertin, Türkiye'de yılda ortalama 10 bin çocuğun kaybolduğunu ve son yıllarda kayıp çocukların sayısında üç kat artış gözlendiğini kaydetti. Ertin, "Cezasızlık politikası çocuklara karşı işlenen suçları artırmaya devam ediyor. Kadına yönelik şiddet gibi çocuk istismarı da politiktir çünkü failler gücünü yasalardan, cezasızlıktan, siyasal iktidarın söylem ve eylemlerinden alıyor. Kadına yönelik işlenen suçlarda olduğu gibi, çocuğa karşı işlenen suçlarda da cezasızlık politikası failleri güçlendirmeye devam ediyor" dedi.

ACİL TALEPLER SIRALANDI
"Narin'in katili hizbullah ve işbirlikçisi AKP'den hesap soracağız" diyen Ertin diğer kayıp, istismar edilen, katledilen çocukların davasında, soruşturmasında bütün delillere rağmen kapatılan davalardan bildikleri gibi Narin'in katillerini de bildiklerini söyledi. Tarikat, devlet ve erkek hegemonya ortaklığıyla gerçekleşen bu katliamın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceklerinin altını çizen Ertin, acilen şu taleplerin karşılanmasını istedi: 
🔹"Narin'in tüm faillerinin yanı sıra, failleri koruyan milletvekilleri, bakanlar, mülki amirler hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesini, yargılama sürecinin adil ve şeffaf ilerletilmesini,
2016'dan bu yana her yıl kaç çocuğun kaybolduğunun ve bu çocukların akıbetlerinin düzenli olarak açıklanmasını,
🔹Çocuklara karşı işlenen her türlü suçta; tarikat, cemaat, bürokrat, her türlü kişi, kurum ve yapılarla ilgili cezasızlık politikasına derhal son verilmesini,
🔹Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nda çocuk istismarının önünü açan maddelerin çocuğun yüksek yararı gözetilerek acilen yeniden düzenlenmesini,
🔹Tarikat ve cemaatlerle yapılan çocuk koruma protokollerinin derhal iptal edilmesini,
🔹Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin CEDAW, Lanzorote ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ndeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesini,
🔹Narin'i öldüren karanlığı yırtmak için ve her bir çocuk güvende olana dek mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz."

Eylem sloganlarla sona erdi.