Muhabirimiz Müldür tahliye edildi, Gürbüz ve Kart'ın tutukluluğuna devam kararı verildi

Devrimci sosyalistlere dönük siyasi kırım saldırısında tutuklanan muhabirimiz Züleyha Müldür, SKM MYK üyesi Ezgi Gürbüz ve SGDF MYK üyesi Simay Ada Kart'ın tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Müldür tahliye edilirken, Gürbüz ve Kart'ın tutukluluğuna devam kararı verildi. Duruşma 18 Eylül'e ertelendi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'na (SGDF) dönük 21 Ocak'ta gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınıp 24 Ocak'ta tutuklanan muhabirimiz Züleyha Müldür, SKM Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ezgi Gürbüz ve SGDF MYK üyesi Simay Ada Kart'ın "örgüt üyeliği" ve "örgüt propagandası" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması, Çağlayan'da bulunan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmayı, SKM Genel Sözcüsü Tanya Kara, SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat ve çok sayıda kişi izledi.
GÜRBÜZ: SUÇLAMALARIN HEPSİ DEMOKRATİK PARTİ FAALİYETLERİMLE İLGİLİ
İlk olarak savunma yapan SKM MYK üyesi Ezgi Gürbüz, yasal siyasi parti faaliyetlerinin suçlama konusu yapıldığını belirterek, demokratik parti faaliyetlerimden ötürü tutuklandığını söyledi. SKM MYK üyesi olduğunu ifade eden Gürbüz, "SKM'de kadınların ve LGBTİ+'ların özgürlüğü, eşitliği, siyasetteki temsil hattı için ve şiddete, cinayetlere karşı mücadele yürütüyorum" dedi.
Anayasal parti kurma ve siyasi faaliyet yürütme haklarının polis operasyonlarıyla baskı altına alındığını belirten Gürbüz, "Tek tek suçlamaların hepsi açık, demokratik parti faaliyetlerimle ilgilidir. Dayanışma amacıyla sosyalist basının, demokratik kitle örgütlerinin, aile platformlarının etkinliklerine katılmam suçlama konusu yapılmıştır. Savcılığın zorlama yorumlarıyla, niyet okumasıyla bir iddianame düzenlenmiştir. Bu suçlamaları reddediyorum" dedi.
'ANILARINI YAŞATMAK BENİM SORUMLULUĞUM'
Mezarlık anmalarına katılmanın ve ölümsüzleşen devrimcilere ilişkin sosyal medya paylaşımları yapmanın da bir suç sayıldığına işaret eden Gürbüz, "Mezar anmaları ve sosyal medya paylaşımları Türkiye'nin toplumsal ve siyasal gerçekliğinin bir parçasıdır. Bu paylaşımlar, toplumsal hafızanın ve tarihimizin ifadesidir. Bu yönlü suçlamaları reddediyorum" dedi.
Rojava'da yaşamını yitiren MLKP komutanları Zeki Gürbüz'ün babası, Özgür Namoğlu'nun kuzeni olduğunu belirten Gürbüz, "Ben onların anılarını hem yaşıyorum, hem de yaşatıyorum. Onların anılarını yaşatmak benim sorumluluğum. Onlar sosyalizm yolunda ölümsüzleştiler. Ben de sosyalist bir kadın olarak onların yolunda yürüyorum. Suç teşkil edecek bir şey yaptığımı düşünmüyorum" dedi.
KART: SGDF'Lİ OLMAK SUÇ DEĞİL ONURDUR
SGDF MYK üyesi Simay Ada Kart ise, yargılamanın söz, eylem, örgütlenme hakkını hiçe saydığını belirterek, tutuklanmasının siyasi bir karar olduğunun altını çizdi. SGDF'li olduğu için yargılandığını belirten Kart, SGDF'nin gençliğin geleceksizliğe, yoksulluğa ve sömürüye mahkum edilmesine karşı mücadele ettiğini anlattı. "Suç değil onurdur SGDF'li olmak" diyen Kart, SGDF'nin yapması yasal bir zorunluluk olan 11. Genel Kurulunun da kriminalize edilmek istendiğini belirtti.
11. Genel Kurul çağrısını kamuoyuna açık ve yaygın bir şekilde yaptıklarına işaret eden Kart, "Üyesi olduğum derneğin önlüğünü giyerek bildirisini dağıtmam, düzenlediği eylem ve etkinliklere katılmam, genel kurulunda yer almam kriminalize edilemez" dedi.
'FAİLLER DEĞİL ADALET MÜCADELESİ VERENLER YARGILANIYOR'
Siyasi kırım operasyonlarıyla SGDF'nin bütün politik varlığının sonlandırılmak istendiğine dikkat çeken Kart, Suruç katliamının yıldönümünde Suruç anmasına katılmanın dahi suç sayıldığına işaret etti. 10 yıldır katliam failleri değil adalet mücadelesi verenlerin yargılandığını vurgulayan Kart, "Bir devrime dokunmak için yola çıkan 33 düş yolcusu barbar IŞİD tarafından katledildi. Dün, devrime dokunursanız katledilirsiniz dediler; bugün, unutun ve anmayın deniliyor. Böyle bir acı, böyle bir öfke nasıl unutulur? Suruç'u unutmak insanlık onurunun yitirilmesidir. Ben 33'lerin yoldaşıyım, bu suç olamaz" dedi.
'İDDİANAME ALGI YARATMA AMACIYLA HAZIRLANMIŞ'
İddianamenin baştan sona algı yaratma amacıyla hazırlandığını vurgulayan Kart, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne katılmasının, Newroz, 1 Mayıs, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne katılmanın suç olarak isnat edildiğini belirtti.
"Ben sosyalist bir genç kadın olarak elbette buralarda yer alacağım" diyen Kart, gençliğin itiraz ve taleplerini sokaklarla her buluşturduğunda gözaltı, baskı ve tutuklamalarla karşılaştığına işaret etti. İddianamedeki tüm suçlama konusu yapılan eylemlerin en temel demokratik hakları kapsamında olduğunu belirten Kart, tahliyesini ve beraatini istedi.
MÜLDÜR: TÜM EYLEMLERİM DEMOKRATİK HAKLARIM KAPSAMINDADIR
Muhabirimiz Züleyha Müldür, sosyalist bir gazeteci ve aynı zamanda ESP üyesi olarak işçi ve emekçilerin, kadınların, ezilenlerin hakkını sokakta savunduğunu belirtti.
Suruç katliamı anmasına katıldığı bir fotoğrafın iddianamede yer aldığına işaret eden Müldür, "Bundan tam 10 yıl önce Suruç'ta 33 arkadaşımız katledildi. 10 yıldır onlar için adalet arıyoruz. Failler yargılanmazken bizler yargılanıyoruz. Ben buradan çıktıktan sonra da her ayın 20'sinde o anmalara katılmaya devam edeceğim" dedi.
Tutuklanmadan kısa bir süre önce gazeteciliğe başladığını belirten Müldür, Atılım gazetesinin piknik ve konserine katılmanın suç olmadığının altını çizdi. Bir sosyalist olarak çok sayıda devrimciyi mezarı başında andığını kaydeden Müldür, iddianamede belli anmalar seçilerek bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Kayyum gasbına karşı mahallede düzenlenen bir yürüyüşün bile kriminalize edildiğine işaret eden Müldür, tüm eylemlerinin demokratik, anayasal hakları kapsamında olduğunu belirtti.
Ardından tanıklar dinlendi.
MUHABİRİMİZ MÜLDÜR TAHLİYE EDİLDİ
Gürbüz, Kart ve Müldür'ün avukatları beyanlarda bulunarak suçlama konusu yapılan eylemlerin tümünün anayasal haklar kapsamında olduğunu belirtti ve müvekkillerinin tahliyesini istedi.
Savcılık, 3 sosyalistin de tutukluluğunun devamını istedi.
Mahkeme, muhabirimiz Züleyha Müldür'ün haftada bir imza ve yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine, Ezgi Gürbüz ve Simay Ada Kart'ın ise tutukluluğunun devamına karar verdi.
Duruşma 18 Eylül'e ertelendi.