19 Mayıs 2024 Pazar

Melek ipek yıllardır maruz kaldığı işkenceyi anlattı

Yıllardır sistematik işkence gördüğü ve tecavüze maruz kaldığı Ramazan İpek'i hayatta kalmak için özsavunma hakkını kullanarak öldüren Melek İpek, hakim karşısında. Tecavüz nedeniyle evlenmek zorunda kaldığını kaydeden Melek, Ramazan İpek'in ailesini ve çocuklarını öldürmekle ve kız kardeşine tecavüz etmekle tehdit ettiğini bu nedenle susmak zorunda kaldığını vurguladı. Mahkeme, Melek'in tutukluluğunun devamına karar verdi.

Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde kendisine ve çocuklarına sistematik işkence uygulayan eşi Ramazan İpek'i özsavunma kullanarak öldüren Melek İpek hakkında "kasten öldürmek" suçundan açılan davanın ilk duruşması Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İpek'in 18 yıldan 24 yıla kadar hapsi istemiyle açılan dava İpek ilk kez bugün hakim karşısına çıktı.

Celse, SEGBİS sistemindeki teknik arıza nedeniyle öğlenden sonra görüldü. Duruşmaya, İpek tutuklu bulunduğu Antalya L Tipi Kapalı Hapishanesi'nden SEGBİS aracığıyla katıldı. Celsede ise; maktul Ramazan İpek'in yakınları ile avukatı, Melek İpek'in ailesi ve taraf avukatlar, tanıklar ile demokratik kitle örgüt temsilcileri ve kadın dernekleri hazır bulundu. Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmadan Melek İpek savunma yaptı.

'ARTIK UTANMADAN, KORKMADAN YAŞADIKLARIMI ANLATMAK İSTİYORUM'
Savunmasını yapan İpek, olay nedeniyle üzgün olup, öldürdüğü eşinin ailesine başsağlığı diledi. "Ama artık utanmadan, korkmadan tüm yaşadıklarımı anlatmak istiyorum" diyen İpek, 2006 yılında tanıştığı İpek'in henüz arkadaşlık aşamasında kıskançlıklarının ve şiddetinin başladığını söyledi. İlişki henüz 3 aylıkken bitirmek istediğini dile getiren İpek, son kez görüşme teklifini kabul ettiğini ve bu görüşmede tecavüze uğradığını aktardı.

'NİŞANLIYKEN GÖRÜNEN YERLERİME VURMUYORDU'
Olaydan bir süre sonra nişanlandıklarını söyleyen İpek, "Nişanlıyken görünür yerlerime vurmuyordu. Ailemin yanında bir yıl kaldı. Bana şiddeti daha nişanlıyken başlamıştı. İstemediğim ilişkiden dolayı evlenmeye mecbur hissediyordum. Bu nedenle de aileme bir şey diyemiyordum. Ailesini çağırdık ama düğünümüze gelmediler. Bir yıl nişanlı kaldıktan sonra 2008 yılında nikahımız kıyıldı. O zaman da dargındık. Düğünden sonra babam evimizi dizdi ve sonrasında evimize geçtik. Eşim güvenlik olarak çalışıyordu. Ben de bir süre çalıştım. 2010 yılında eşimi ikna ederek üniversite sınavına girdim. Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Çevre Koruma ve Kontrol Bölümü'nü kazandım ama eşimin kıskançlığı yüzünden 1,5 yıl okuduktan sonra bırakmak zorunda kaldım. Okulu bıraktığımda hamile olduğumu öğrendim" dedi.

'ÇOCUĞUMU ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ'
Hamilelik sürecinde de Ramazan İpek'in sistematik tecavüzüne uğradığını vurgulayan İpek, savunmasına şöyle devam etti: "Doğuma az süre kalmıştı. Erkek kardeşi Hüseyin ile birlikte Melike diye bir kızı getirdi. Erkek kardeşinin kızı kaçırdığını, yaşının küçük olduğunu, kimseye bahsetmemem gerektiğini söyleyerek bir süre bizde kalacağını belirtti. Ben kabul etmedim ama kız bizde kaldı. Ben doğum yapmadan daha eşim o kızla yakınlaşmaya başladı. Doğum yaptıktan sonra 10 gün kadar annemlerde kaldım. Evime geldiğimde kız yatak odamdaydı. Kızın evden gitmesini istedim. Sesimi kıza karşı yükseltince kucağımda çocuk varken beni kabloyla dövmeye başladı. Çocuğumu ölümle tehdit etti. Kablo çocuğuma da denk gelmişti ve hatta kafası kanamıştı.

'KIZ KARDEŞİME TECAVÜZ ETMEKLE TEHDİT ETTİ'
Bekarken de ayrılmak istedim. Annemi, babamı ölümle tehdit etti. Özellikle kız kardeşime gözümün önünde tecavüz etmekle tehdit ediyordu. Çocuk olduktan sonra bu kez çocuğu öldürmekle tehdit etmeye başladı. Melike'nin gitmesi için çok ısrarcı oldum ama beni yine tehdit ediyordu. Ailem bizim eve geldiğinde Melike'yi arkadaşım olarak biliyorlardı. 2012 yılıydı. Melike yaklaşık 3 ay bizde yaşadıktan sonra ayrıldı. Melike ile görüşmeye devam ettiğini tahmin ediyordum. Eşimin şiddeti sürdü. İlk evlerinden taşındıktan sonra olay yaşandı eve geldik. Burada da beni dövüyordu. Komşular misafirliğe geldiğinde bir şey anlamıyordu. Vücudumun görünür yerlerine vurmuyordu. Beni dövmesi için bir sebep olmuyordu. Şakalaşırken, gece rüyasında benim onu terk ettiğimi görür, kalkar beni döverdi. Bir gün kardeşi Göksel ile eşim kavga etti. Kendisini ayırmaya çalıştım. Ben eşimi alıp eve götürdüm. Evde bana 'Sen neden araya giriyorsun?' diyerek beni ütüyle dövdü. Ütüyü de sırtımda kırdı. Silahı alarak evden çıktı. Kardeşimi öldüreceğini söylüyordu. Annemi-babamı aradım. Oraya geleceğini söyledim. Babamın arkadaşı da evdeydi. Sonra kardeşimi orada görememiş. Beni arayarak 'Kardeşini göremedim. Gelip seni ve çocukları öldüreceğim' dedi. Ben de çocukları alarak kayınpederimin evine gittim. Sırtımdaki yaralara annesi krem sürerek ağladı.

'BENİ BALKONDAN ATMAYA ÇALIŞTI'
11 gün kayınpederimin evinde kaldıktan sonra bir şekilde barıştık. Her defasında olduğu gibi geri döndüm. Biz Melike ile görüşmeleri yüzünden yine kavga ettik. Beni balkondan atmaya çalıştı. Yüzüme, gözüme vurdu. Evden kaçmaya çalışırken bana kelepçe taktı. Kendisi özel güvenlikken kelepçesi vardı. Beni koltuğa oturttu. Ellerim kelepçeli, gözlerim mor şekilde fotoğraflarımı çekti. Amcasının oğlu ile bir yere giderken beni elleri kelepçeli bıraktı. Sonra kızımı okuldan getirdiğinde kelepçeleri açtı. Çocuklarım evin içinde ses çıkardıkları için oyun oynatmıyordu. Genelde 8 yaşındaki büyük kızımı dövüyordu. Ama ağlayamıyordu. Çünkü ağladığında daha çok dayak yiyordu. 12 yıllık evliliğimizde sürekli kavgalı yaşadık. İyi zamanlarımız da oldu. Ama iyi günlerimizi hep unuttururdu. Senede 3-4 defa çok büyük dayakları oldu."

İpek'in beyanından sonra mahkeme başkanının, İpek'e; "Neden polisi aramadın? Polise gitseydin, devlet seni korurdu" demesi dikkat çekti.

İpek'in savunması ardından mahkeme heyeti, celseye ara verdi. Aranın ardından duruşma tanıkların dinlenmesi ile devam etti.  Tanıklar Melek’in anlattıklarını teyit ederken, savcılık Melek’in tutukluluğunun devamı yönünde mütalaa verdi.

TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI VERİLDİ

Mahkeme heyeti, Melek’in tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilirken, bir sonraki duruşma 2 Nisan tarihine ertelendi.