Meclis dahil her yer kadınlar, çocuklar için suç mahalli
DEM Parti milletvekilleri Otlu ve Saki, Meclis lokantasında stajyer olarak çalışan 18 yaşından küçük genç kadınlara dönük cinsel istismar saldırısına ilişkin ETHA'ya konuştu. Cinsel istismar saldırısının uzun süre saklandığını hatırlatan vekiller, Meclis dahil her yerin suç mahalli olduğuna işaret etti. Otlu, mesleki eğitimin katliamlar ve çocuk emeği sömürüsünün yanı sıra beden sömürüsünün yaşandığı alanlar olduğuna dikkat çekti. Saki de Meclisin erkek egemenliğinin en güçlü olduğu yer olduğunu söyledi, "Onlar için her yer suç mahalliyse bizim için de her yer direniş mekanı” dedi.
Meclis lokantasında çalışan 18 yaşından küçük stajyer öğrencilere dönük istismar saldırısı, bu coğrafyada çocuklara ve kadınlara dönük istismar saldırılarının geldiği boyutu bir kez gözler önüne serdi. Fakat sadece istismar saldırısının boyutu değil, aynı zamanda faillerin nasıl korunduğuna, taciz ve istismarın nasıl sümen altı edildiğine tanıklık ettik. Meclis lokantasındaki amirlerden, Meclisin en üst düzey yetkilisine kadar birçoğunun yaşanan cinsel taciz ve istismarla ilgili bilgisinin olduğu ve uzunca bir süre gizlendiği açığa çıktı.
İstismar saldırısı stajyer öğrencilerden birinin yaşananları ailesine anlatması ve ailenin suç duyurusunda bulunmasının ardından ortaya çıktı. Benzer bir saldırı 2018 yılında yaşanmıştı. O dönem Mecliste çalışan bir kadına dönük cinsel şiddet saldırısı yaşanmış, CHP'li vekillerin verdiği araştırma önergesi reddedilerek üstü örtülmüştü.
Mecliste neler yaşandığını ve yaşananların politik içeriğini Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Çiçek Otlu ve Özgül Saki ETHA'ya değerlendirdi.
OTLU: MECLİS SUSKUN
DEM Parti milletvekili Çiçek Otlu, "Meclis suskun, sessiz" diyerek, cinsel şiddet saldırısına karşı erkek egemenliğinin temsil alanlarından biri olan Meclisteki tabloyu özetledi. Yaşananlara kadınların itiraz ettiğini, seslerini yükselttiğini ve Meclis önünde eylem yaptığını hatırlatan Otlu, bu eylemde yaşanan polis saldırısına dikkat çekti. "Biz ilk duyduğumuzda Ankara Kadın Platformu, BES'li kadınlar ve milletvekilleri olarak Meclisin Dikmen kapısına çıktığımızda ilk karşılaştığımız AKP rejiminin polisinin kalkanları, barikatları, şiddeti oldu. Ama tüm baskıya rağmen kadınların öfkesi, tepkisi o barikatları yıkarak basın açıklaması yapıldı" diyen Otlu, mesleki eğitim ve MESEM'ler adı altında çalıştırılan çocukların iş cinayetlerinde katledildiğini hatırlattı. Mesleki eğitimde sadece iş cinayetlerinin değil emek ve beden sömürüsünün de yaşandığı Mecliste yaşanan cinsel şiddet saldırısında gördüklerini belirten Otlu, taciz ve istismarın nasıl örgütlendiğini anlattı: "Bu senin bu benim diyerek gruplara ayıran fail erkekler kadınlara sürekli cinsel içerikli mesajlar atarak, bazı yerlere çağırarak taciz etmişler. Genç kız ilk başta müdüre şikayet ettiğinde 'yanlış anlamışsındır' denilerek başvurusu reddedilmiş. Ailesinin açtığı dava sonucu olay ortaya çıkmış durumda."
'FAİL ERKEKLER KORUNDU'
Mecliste yaşanan cinsel istismarda AKP rejiminin erkek egemen cezasızlık politikasına bir kez daha tanıklık ettiklerini vurgulayan Otlu, fail erkeklerin uzun süre korunarak, yargılanmalarının engellendiğine dikkat çekti. "Bir taraftan Mecliste fail erkeği koruyorlar, diğer taraftan yargılanmasını engelleyerek cezasızlık politikası uyguluyorlar. Erkek hiçbir suçu yokmuş gibi görev yeri değiştirilerek suç örtülmeye çalışılmıştı" diyen Otlu, kadın öfkesi ve isyanının büyüdüğünü vurguladı.
'AKP REJİMİNİN AİLE YAPISI ERKEK ŞİDDETİNİ ARTTIRIYOR'
Meclis Genel Kurulunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının dün gerçekleştirilen bütçe görüşmelerinden önce ETHA'ya konuşan Otlu, bu görüşmelerde "aile yılı" politikasına, kadına yönelik istismara, şiddete itiraz edeceklerini vurguladı. "Çünkü AKP rejiminin aile yapısını burada genç kız öğrencilere yapılanlarda da görüyoruz. Erkek şiddetinin nasıl arttığını görüyoruz" diyen Otlu, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde MESEM'ler, mesleki lise ve ortaokullara itirazlarını yükselteceklerini söyledi. Otlu, "Genç kız öğrencilerin staj döneminde cinsel istismara uğramaması, çalışmalarının karşılığı olan emeklerini almaları ve fail erkeklerin yargılanması için bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz" diye ekledi.
'CİNSEL İSTİSMARDA BULUNAN ERKEKLERİ İFŞA EDELİM'
Mecliste yaşanan cinsel şiddet saldırısına ilişkin davanın takipçisi olacaklarını, önergeler vereceklerini, yargılamanın yapıldığı mahkemelere katılacaklarını söyleyen Otlu, kamuoyu baskısıyla 4 fail erkeğin tutuklandığını hatırlattı, "Bütün fail erkeklerin tutuklanması ve ağır ceza almaları için mücadeleyi yükselteceğiz, kadın dayanışmasını büyüteceğiz. Kadına yönelik şiddete, MESEM'lerde, stajlarda yaşanan cinsel istismara, emek sömürüsüne karşı her yerde mücadeleyi yükseltelim. Mecliste kadınlara yönelik tacizde, cinsel istismarda bulunanları her yerde ifşa edelim. İşyerlerinde, okullarda, evlerde, sokaklarda kadına şiddet uygulayan, cinsel istismarda bulunan erkekleri ifşa etmeye çağırıyoruz. Kadın mücadelesi dayanışmayla büyür. Yaşasın kadın adaleti" diye konuştu.
SAKİ: MECLİS ERKEK EGEMENLİĞİNİN EN GÜÇLÜ OLDUĞU YER
DEM Parti Milletvekili Özgül Saki de TBMM çatısı altında kız çocuklarının organize ve sistematik bir şekilde taciz, cinsel şiddet hatta tecavüze maruz bırakıldığını anlattı. Kendilerine "Mecliste de mi oluyor" sorusunun yöneltildiğini söyleyen Saki, "Biz kadınlar biliyoruz ki bu ülkede her yer kadınlar için suç mahalli. Üstelik Meclis patriyarkanın, erkek egemenliğinin en güçlü olduğu yer" diyerek, cinsel şiddet saldırılarının Mecliste yaşanıyor olmasına şaşılmaması gerektiğini belirtti.
Mecliste 2018'de yaşanan cinsel şiddeti de hatırlatan Saki, "Niye bizim kadınlar olarak işyerinde, evde, Mecliste, sokakta hiçbir yerde güvenliğimiz yok" sorusunu yöneltti. "Kadınlar zaten öldürülüyor, her türlü gerekçeyle öldürülüyor. Çünkü AKP iktidarının sistematik politikası şu; kadınlar erkeklerin tasarrufunda bir yaşam sürmelidir. Bu erkek cumhurbaşkanı da olabilir, evindeki kocan, baban, kardeşin de olabilir, fark etmez. Kadınlara biçtikleri rol, her nerede olursan ol; işyerinde erkek patronun, evde evdeki erkeklerin tahakkümü altında yaşamalısın diyorlar ve bunu olağanlaştırıyorlar" diyen Saki, bu olağanlaştırmada Diyanet, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının özel rolüne işaret etti.
'DİYANET ÇOCUK İSTİSMARINI MEŞRULAŞTIRIYOR'
İki bakanlığın Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı işbirliğinin cinsel şiddetin örtbas edilmesinde önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Saki, "Çünkü Diyanet, islami referanslarla hareket ediyor ve çocukların cinsel istismarını problem olarak görmüyor. Onun için ergenliğe ulaşan biri çocuk değildir, dolayısıyla 'erken evlilik' dedikleri çocuk istismarı meşrudur. Ayrıca AKP'nin sermayeyle birlikte kurduğu çıkar örgütünün, kendi düzeninin çarklarının devam etmesi için çocukların emeğine ihtiyacı var. O yüzden çocukluğu önemsiz hale getirmek, çocuğu hakları olan özne olmaktan çıkarmak zorundasınız. Tüm bu uygulamalar bunun için" diye konuştu.
'ONLAR İÇİN HER YER SUÇ MAHALLİ İSE BİZİM İÇİN DE HER YER DİRENİŞ MEKANI'
Yıllardır patriyarkaya karşı mücadele ettiklerini hatırlatan Saki, "Kadınların özgür, eşit bir şekilde yaşayabilme potansiyeli ve kadınların direniş potansiyeli onların düzenine tehdit. Onlar için her yer suç mahalliyse bizim için de her yer direniş mekanı. Dolayısıyla biz direniş mekanlarını çoğaltıp bu düzene geçit vermemek üzerine güçlerimizi birleştiriyoruz" vurgusu yaptı.