26 Nisan 2024 Cuma

Mali ekonomik kriz koşulları ve devrimci çalışma

Dönem içinde, faşist şeflik rejiminin halklarımıza karşı yeni saldırılarıyla, bölge politikasıyla, yönetememe kriziyle ya da işçilerin ve ezilenlerin mücadelesinin kimi sonuçlarıyla bağlı çok değişik politik ve toplumsal gündemler boy gösterecektir. Bunlarla öncü tarzda ilişkilenme görev ve sorumluluğunu yerine getirirken, mali-ekonomik krizin ürettiği toplumsal sonuçlar zeminindeki çalışmalarımız da sürecektir. Belirli bir anda ve durumda, makas değiştirmekte atak olunacak, fakat dönem gündemiyle bağını sıkıca elde tutmak çizgisinde hareket edilecektir.
Atılım gazetesinin bu haftaki "Gündem" köşesinde Türkiye'nin yaşadığı mali ekonomik kriz ve devrimcilerin ne yapması gerektiği işlendi.
 
Atılım Gazetesi'nin Gündem yazısı şöyle:
 
İşçi sınıfının, mali-ekonomik kriz koşullarında, emekçilerin ve ezilenlerin öncüsü, önderi olarak öne çıkma görev ve sorumluluğu bir önceki başyazıda ele alınmıştı. Peki, hareketin bu doğrultuda gelişmesi için biz komünist devrimciler ne yapmalı, sorunla nasıl ilişkilenmeliyiz?
 
İlk hareket noktamız, krizin, işçi sınıfı ve ezilenler cephesiyle bağlı etki-tepki sürecinin henüz başlangıcında bulunduğumuz, meselenin 2019’un bütününe damgasını vurmasının baskın olasılık olduğudur. Bu perspektif, konuyla ilgili çalışmaların planlanmasında, uzun soluklu ve iddialı olmayı gerektirir. Şüphe yok ki, dönem içinde, faşist şeflik rejiminin halklarımıza karşı yeni saldırılarıyla, bölge politikasıyla, yönetememe kriziyle ya da işçilerin ve ezilenlerin mücadelesinin kimi sonuçlarıyla bağlı çok değişik politik ve toplumsal gündemler boy gösterecektir. Bunlarla öncü tarzda ilişkilenme görev ve sorumluluğunu yerine getirirken, mali-ekonomik krizin ürettiği toplumsal sonuçlar zeminindeki çalışmalarımız da sürecektir. Belirli bir anda ve durumda, makas değiştirmekte atak olunacak, fakat dönem gündemiyle bağını sıkıca elde tutmak çizgisinde hareket edilecektir.
 
Biçiminden bağımsız olarak, bir parça kararlılık taşıması halinde, krizin toplumsal sonuçları zeminindeki mücadele, faşist rejim koşullarında kaçınılmaz biçimde devlet-işçiler, devlet-halk çelişkisi olarak derinleşecektir. Komünist ajitasyon ve propaganda faaliyeti, bu yönelimi güçlendirecek, burjuva muhalefetin kanallarına akmasını önleyecek bir canlılık ve zenginlik taşımalıdır. "Biz değil, zenginler ödeyecek", "biz değil, saray ödeyecek", "biz değil, sömürücüler ödeyecek", "biz değil, saray ve tekeller ödeyecek", "biz değil, dolar milyonerleri ödeyecek", "biz değil, alınterimizi yağmalayanlar ödeyecek", "biz değil, patronların hükümeti ödeyecek" şiarları, duvarlarda, pankartlarda, afişlerde, direniş eylemlerinde, gösterilerde, mitinglerde ayağa kalkmalı, kitlelere mal edilmelidir. Özgürlük, adalet, halklara ve cinslere eşitlik talepleri, "kapitalizm krizdir kapitalizmi yıkalım", "kapitalizm işsizliktir kapitalizmi yıkalım", "kapitalizm milyonların yoksulluğudur kapitalizmi yıkalım", "kapitalizm eşitsizlik ve adaletsizliktir, kapitalizmi yıkalım" sloganları, yukarıdaki saflaştırma şiarlarına eşlik etmelidir.
 
Tüm fabrika ve işletmelerde işçi komitesi ve işçi meclisi, keza işçi havzalarında, işçi meclisi kurulması için yürütülecek ajitasyon propaganda çalışmalarına, kuruluş eyleminin emekçiliği eşlik etmeli, tüm işçi yoldaşlar; semtlerde, havzalarda, fabrikalarda işçilerle bağ kuracak tüm parti örgütleri bu doğrultuda militan bir emekçilik sergilemelidir. Bu çalışmada, zorluklardan yılmamak, birçok örnekte en baştan başlama kararlığını yükseltmek, deneylerin ışığında tekrar tekrar öne atılmak, başarının temel koşulu olacaktır.
 
Sürecin işçi sınıfı ve ezilenlerin iktisadi ve siyasi kazanımlarıyla ilerlemesi, faşist politik İslamcı demagoji ve psikolojik savaşın boşa çıkarılması, geniş yığınların, en başta da öncü kesimlerin ruh halinin değiştirilmesi ve ezilenlerin birleşik mücadelesi yolunda güçlü bir zemin ve dayanak oluşturacak bir eylem biçimi olarak, fabrika-işletme işgali ile tekel merkezlerinin işgali yolunda ajitasyon, propaganda çalışmaları ve direnişe girişen işçilerle birebir görüşmeler yüksek bir devrimci inatla örgütlenip sürdürülmelidir.
 
Bir ya da birden çok direnişle ilişkili biçimde, "dayanışma platformu", "birleşik mücadele platformu" gibi, fabrika-işletme-semt-okul birliğini sağlayacak platformlar oluşturulması çağrısı, sendika şubelerinin, yöre derneklerinin, inanç kurumlarının, öğrenci örgütlerinin, spor klüplerinin, çevre örgütlerinin, yerel meslek odalarının gündemine taşınmalı, adım atma kararlılığı olanlarla derhal yola çıkılmalı, geliştirilen pratiğin etkisiyle sonradan dahil olmak isteyenleri kapsama görüş açısıyla hareket edilmelidir.
 
Tek tek fabrika ve işletmelerde, işten atma ve zorunlu ücretsiz veya kısmi ücretli izin ya da değişik hak gasplarına karşı geliştirilecek direnişlerle, hızla ve bir "x direnişi komitesi" kurularak örgütlü tarzda ilişkilenilmelidir. Bu komiteler, olanaklı her durumda ve olanakları zorlayarak bir kadın, bir erkek, bir genç yoldaştan oluşturmalıdır. Bir "koordinasyon" görüş açısından değil, direnişteki işçilerin her kesimiyle dinamik bir ilişki kurmak, partiyi bütünsel tarzda çalışmaya yöneltmek hedefinden hareket edilmeli, bileşenlerin birbirini tamamlaması gözetilmelidir. İlgili komite, direniş mekanlarında ve semtlerde direnişçi işçilerle bağ kurmalı, işçilere, eş ve çocuklarına yönelik materyaller ile semt halkı ile çevredeki fabrika ve işletme işçilerine yönelik dili, içeriği özgünleştirilmiş materyaller (bildiri, afiş, duvar gazetesi, duvar pulu, cd, broşür) hazırlamalı, sanatsal kültürel etkinlikler, direnişçi işçilere ve direniş bölgesi emekçilerine, öğrencilerine dayanarak işçi korosu, gençlik korosu, kadın korosu veya şiir grubu, bir tiyatro oyununun sahnelenmesi vb. çalışmalar örgütlemeye yönelmelidir.
 
İşçi direnişlerinin sosyalist basında ve internet ortamında etkili biçimde yer alması için, direnişin haberi yazılmalı, fotoğrafı çekilmeli, direnişçilerle röportaj yapılmalı, bu görevleri direniş komitesi veya henüz böyle bir adım atılmadıysa görevlendirilecek bir yoldaş yürütmelidir. Direniş haberleri, dört bir yana duyurulmalı, faşist politik İslamcı gazetelerin, televizyon kanallarının ve internet sitelerinin gizleme veya çarpıtma alçaklıkları boşa çıkarılmalıdır.
 
Semtlerde, "x fabrikası veya x işletmesi işçileri direnişte, haberin var mı?", "x fabrikası veya işletmesi işçileriyle dayanışmayı yükseltelim" biçiminde yazılamalar yapılmalı, duvar gazeteleri ve pankart asılmalıdır. İşçilerin ve ezilenlerin dikkati direnişe, onunla omuz omuza olma görevine yöneltilmelidir.
 
Faşist politik İslamcı şefin, saray saltanatının, faşist sömürgeci cenderenin işçi sınıfı ve ezilenlerin öfkesiyle, kahreden kuvvetiyle kuşatılması, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinin yeni niteliksel adımlarla gelişimi için komünist öncünün tüm militanları, tüm taraftar ve sempatizanları, yürütülecek değişik türden çalışmalara, az ya da çok, şu veya bu biçimde, fakat kesin olarak katkıda bulunma sorumluluğuyla yüz yüzedir. Herkesin üstesinden gelebileceği, bütünü tamamlayacak veya güçlendirecek bir görev var ve olacaktır.
 
Liseli gençliğin ve ev emekçisi kadınların tüm bu çalışmalara güçlü tarzda katılmaları ve özneleşmeleri dikkat merkezimizde durmalıdır. Gençlik, kadın ve parti örgütleri bu doğrultuda cesur ve iddialı bir çalışma yürütmelidir. Liseli gençliğin ve ev emekçisi kadınların yaygın ve etkin katılımı, faşist politik İslamcı rejimin tecrit edilmesine, devrimci, demokratik güç ve potansiyelin büyütülmesine, işçi sınıfı ve ezilenlerin mevziler kazanmasına, mali-ekonomik krizin devrimci atılım imkanına dönüştürülmesine büyük bir ivme katacak, zemini genişletip sağlamlaştıracaktır.