27 Nisan 2024 Cumartesi

LGBTİ+'lar İstiklal Caddesi'nin her yerini eylem alanına çevirdi

Onur Haftası dolayısıyla İstanbul Taksim'de yapılacak yürüyüşün Valilik tarafından yasaklanmasının ardından eylem başlamadan polis kafelerde oturan LGBTİ+'lara saldırdı. Polis gazeteci olduğunu söylediği halde AFP muhabirini işkence yaparak gözaltına aldı, kamerasını kırdı.

Onur Haftası dolayısıyla İstanbul Taksim'de yapılacak Onur yürüyüşü başlamadan polis kafelerde oturan LGBTİ+'lara saldırdı. En az 50 kişi işkence yapılarak gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında AFP muhabiri Bülent Kılıç da bulunuyor.

Saat 17.00'da Taksim'de yapılması planlanan Onur yürüyüşü öncesi polis İstiklal Caddesi ve ara sokakları abluka altına aldı. Özellikle Mis Sokak ve Büyük Parmakkapı Sokak polis tarafından kapatılarak iki sokağa da çok sayıda polis konuşlandırıldı.

Eyleme saatler kala Mis Sokak'ta kafelerde oturan LGBTİ+'ların yanına giderek yürüyüşe izin vermeyeceklerini söyleyen polis, kafelerde oturamayacaklarını, terk etmeleri gerektiğini söyledi. Görüşme sürerken çevik kuvvet polislere gelerek kafelerde oturan LGBTİ+'lara saldırdı. Mekanları basarak içeride oturanları zorla dışarı çıkaran polis işkenceyle gözaltına aldı. Polis mekan sahiplerini tehdit etti, kafeleri kapatmaları yönünde baskı yaptı.

'ALIŞIN BURADAYIZ GİTMİYORUZ'
Polis saldırısı, işkencesi ve gözaltılara rağmen sokağı terk etmeyen LGBTİ+'lar, bayraklarını açarak, "Ahlaksızlıksa buradayız", "Neredesin aşkım, buradayım aşkım", "Translar vardır, her yerde", "Alışın, buradayız, gitmiyoruz" sloganlarını attı. Mis sokağın iki girişinden çevik kuvvet polisleri bir kez daha kitleye saldırdı. LGBTİ+'ları çembere alan polis kalkanlarla kapatarak burada işkenceyle çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Eylemi sürdürme kararlılığı gösteren LGBTİ+'lar Mis Sokak girişinde bir kez daha toplanarak sloganlarla tekrar yürüyüş başlattı. Polis kitleye plastik mermilerle saldırdı.

GAZETECİLERE POLİS SALDIRISI
Basının görüntü almasının yasak olduğunu iddia ederek çok sayıda gazeteciyi darp eden polis, AFP Bülent Kılıç'ın kamerasını kırdı. Polis gazeteci olduğunu söylemesine rağmen Kılıç'ı yere yatırarak işkenceyle gözaltına alındı. Kılıç'ın "Nefes alamıyorum" dediği duyuldu.

Gözaltına alınanlara ters kelepçe takan polis, bir kişinin kolu kanamasına rağmen ters kelepçeyi çıkarmadı. Gözaltı aracındakilerin "Ters kelepçe var, işkence var" diye bağırmalarının ardından polis ters kelepçenin işkence olmadığını iddia etti.

Polisin saldırısının ardından başlayan eylem tüm Taksim'e yayılmış durumda. Tarlabaşı ve İstiklal Caddesi'nin çeşitli noktalarında toplanarak eylem yapanlara yönelik polis saldırısı da sürüyor.

İstiklal Caddesi üzerinde Odakule'de toplanan LGBTİ+'lar basın açıklaması okumaya başlayınca polis saldırısı yaşandı. Saldırının ardından tekrar toplanan kitle Tünel'e doğru yürüyüş başlatan kitle, yürürken açıklamalarını okumaya devam etti. Kitle Tünel Meydanı'nda toplanmaya devam ediyor.

TÜNEL MEYDANI'NDA AÇIKLAMA
Tünel Meydanı'nda toplanan LGBTİ+'lar, "Transfobik devlet, yıkacağız elbet" sloganını attı. Burada yapılan açıklamada, "Alanlarımızın daraltılmasına dağılarak, her yerde var olarak direnmemizin ardından, bu kez hep beraber sokaklara dönüyor, sokakları dolduruyoruz. Haykırıyor, zırıldırıyoruz" dedi.

"Kendi sokaklarımızda, kendi derelerimizde, kendi dağlarımızda, kendi bedenlerimizde türlü türlü yöntemlerle tahakküm kurma haddini bulanlara; mafyalara, nefrete, kutuplaşmaya inat yaşam alanlarımızı koruyor ve çoğaltıyoruz. Topluma yönelik son yıllarda gerçekleştirilen ve sistematik olarak devam eden baskıya karşı sokaklarımızı koruyoruz" denilen açıklamada, LGBTİ+'lar ve toplumun birçok kesimine yönelik baskı, şiddet ve zorbalığa karşı direnişin sürdüğü belirtildi, "Özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz. Gökkuşağına dair her şeyi suç unsuru gibi göstermeye çalışanlara karşı, lubunyalar gökkuşağına sahip çıkmaya devam ediyor" diye kaydedildi.

Boğaziçi direnişinde başta LGBTİ'lar olmak üzeri öğrenciler ve akademisyenlere yönelik şiddete ve direnişe dikkat çekilen açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'ne de sahip çıkıldı. Açıklamada, "Lubunyaların ve kadınların yaşamını korumayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'ni bir gecede kaldıranlara karşı, kadınlar ve LGBTİ+'lar sokakta direnmeye devam ediyor. 12. cumhurbaşkanının yok öyle bir şey diyerek yok saymaya çalıştığı lezbiyenler kimliklerine sahip çıkmaya, sokakta direnmeye devam ediyor. Mafyatik ilişkileri ifşa olan bakanların hedef gösterdiği, sapkın ilan ettiği lubunyalar onurla açılmaya, görünür olmaya, ahlakçılıktan sapmaya, sokakta direnmeye devam ediyor" denildi.

Deniz Poyraz'ın katledilmesi, İkizdere ve pek çok bölgede süren yaşam alanlarına dair direnişler, Kanal İstanbul projesine yönelik eylemlere de değinilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bizler şiddeti ve tehditleri Eryaman'dan, Sur'dan, Kazdağları'ndan ve daha birçok güvenli yaşam alanımızın talan edilmesinden tanıyoruz. Her geçen gün daha çok afişe edilen devlet mafya ilişkileri yıllardır hayatlarımızda, evlerimizde; peşimizi bırakmıyor! Bu sene de Heybeliada'da ve Maçka'da devlet yetkililerinin pikniğimize yönelik tehdit ve saldırıları bize bir kez daha göstermiştir ki, nefret, şiddet ve savaş devlet eliyle beslenmektedir.

"Bizler LGBTİ+'lar, kadınlar, işçiler, kürtler, öğrenciler olarak devletin bize yönelttiği tüm saldırılara karşı bir arada durmakta kararlıyız. Birlikte örgütlenecek, sokakta beraber bağıracak, yeniden partileyecek, güvenli alanlarımızı birlikte koruyacak ve büyüteceğiz.

"Çünkü biliyoruz, tüm yasakların, saldırıların, engellemelerin, yok sayma girişimlerinin arkasında korkuları var! İşledikleri suçların farkındalar, yargılanmaktan korkuyorlar. Halkların iradesinin farkındalar, koltuklarını kaybetmekten korkuyorlar. Yok saymakla yok olmayacağımızı biliyorlar, var oluşlarımızdan korkuyorlar. Ama bundan daha fazlası var! Biz sandıklarından daha ibne, daha ahlaksız, daha zırıl, daha örgütlüyüz. Sokakta direnmeye devam ediyoruz.

"Bugün burada olan, sokakları ve birbirini çok özleyen tüm lubunyaların; belki iyi hissetmediği için, belki başka bir sebepten burada olamayanların; zorbalığa maruz kalan, kendini yalnız hisseden herkesin; yerlerinden edilenlerin; devlet şiddetine maruz bırakılanların, tüm lubunyaların Onur Haftası kutlu olsun! İyi ki varız ve çok kalabalığız. Sadece bu sokağı değil tüm Taksim'i, İstanbul'u ve tüm kentleri, kırsalı da istiyoruz. İyi ki varsın lubunya! Onur ayın kutlu olsun!

"Ve 1 Temmuz günü Tünel'de, İstanbul Sözleşmesi'ni savunmak için yine Taksim'de, bizim sokaklarımızda görüşürüz lubunya!"

Açıklamanın ardından Karaköy'e doğru yürüyüş başlatan kitlenin üzerine Serdar-ı Ekrem Caddesi'nde bir sürücü aracını sürdü. Kısa süreli gerginlik yaşandı. Cihangir'e doğru süren yürüyüş kolunda HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de bulunuyor.

CİHANGİR'DE AÇIKLAMA SONRA POLİS SALDIRISI
Cihangir'de yürüyüşün ardından açıklama yapıldı. Ardından dağılan LGBTİ+'lara polis Güneş Sokak'ta plastik mermilerle saldırdı. Saldırı çocuk parkının hemen yanında gerçekleşirken polisin attığı plastik mermilerden parkta oynayan çocuklar da etkilendi. Polis saldırısı sırasında gazetecileri özel olarak hedef alarak, plastik mermi sıktı.

Cihangir'de polisin plastik mermili saldırısına "Bomba atıyorsunuz çocuklar uyuyor, korkuyorlar" şeklinde tepki gösteren bir kişiye polis önce hakaretler yağdırdı, tehdit etti. Ardından evinin kapısını zorla açtırarak şiddet uygulayarak gözaltına aldı. Polis şiddetine tepki gösterdiği için bir kişinin evinden gözaltına alınmasına çevredekiler tepki gösterdi.