26 Nisan 2024 Cuma

'Kutsal aile dayatmasına ve erkek devlete karşı 25 Kasım'da Taksim'deyiz'

25 Kasım Kadın Platformu, erkek egemen devlet ve siyasi iktidarın kadınları aileye hapseden, kadın düşmanı politikalarına ve erkek şiddetinin her biçimine karşı bu 25 Kasım'da saat 19.00'da Taksim Tünel'de olacaklarını duyurdu.

25 Kasım Kadın Platformu, AKP-MHP iktidarının kadınları aileye hapseden, erkek egemen politikalarına karşı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününde her sene olduğu gibi bu sene de Taksim'de olacaklarını duyurdu.

Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı İlknur Birol ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Çiçek Otlu'nun da bulunduğu çok sayıda kadın Kadıköy'de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya geldi. "Hayatımız bizim, aileniz sizin olsun" pankartı açılan eylemde, "Nefret yürüyüşleri suçtur", "Kutsal aile bir yalan", "Erkek şiddetine karşı mücadelemizle güçlüyüz", "Ailenin içinde istismar var", "Transfobik devlet, yıkacağız elbet" dövizleri taşındı.

TUTSAK KADINLAR SELAMLANDI
Katledilen kadınların isimlerini tek tek sayan kadınlar, her isimden sonra "Burada" diye haykırdı. Kadınlar, İran'da molla rejimine karşı direnen kadınları ve hapishanede rehin tutulan Şebnem Korur Fincancı, Mücella Yapıcı, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'i selamladı.

'GÜÇLÜ AİLE PROPAGANDASI'
25 Kasım Kadın Platformu adına ortak basın açıklamasını Rüya Kurtuluş okudu. Her yıl gibi bu yıl da Taksim Tünel'de buluşacaklarını dile getiren Kurtuluş, tüm kadınları şiddet karşısında güç birliği yapmaya Taksim'e çağırdı. Bu yıl 25 Kasım'a giderken Erdoğan'ın "güçlü aile" propagandasıyla ve başörtüsüne, aileye ilişkin anayasal düzenlemelerle karşı karşıya olduklarını belirten Kurtuluş, "Hayatlarımız ve kazanılmış haklarımız bir kez daha seçim sürecinde siyasetin savaş alanına çevriliyor" dedi.

'NE O HAPİSHANEYE GİRERİZ NE DE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE İZİN VERİRİZ'
Erkeklerin bir kez daha kadınların yaşamlarına dair karar vermeye çalıştığını kaydeden Kurtuluş, şöyle devam etti: "Erdoğan yıllar önce en az üç çocuk doğurma 'emri verdiği' kadınların desteğini kaybetti. Şimdi ise kadınları aile içerisine hapsederek yönetmek istiyor. Uzatmadan söyleyelim; ne o hapishaneye gireriz ne de bu anayasa değişikliğine izin veririz. Hayatımız bizim, aileniz sizin olsun."

AKP-MHP iktidarının en temel gündemlerinden birinin kadınları şiddet ve sömürü dolu ailelere tıkmak, kadınların yaşamına ilişkin dayatmalarda bulunmak olduğunu söyleyen Kurtuluş, AKP'nin toplum nezdinde kaybettiği rızayı baskı politikalarıyla ve kadınların özerkliğini yok ederek, aile üzerinden bir saflaşmaya yeniden yaratmaya çalıştığını ifade etti.

'İKTİDAR KADINLARIN ŞİDDETE KARŞI DİRENİŞİNİ ENGELLİYOR'
Kadına yönelik şiddetin büyük oranda aile içindeki erkeklerden geldiğini hatırlatan Kurtuluş, iktidarın ise erkek şiddetini değil kadınların şiddete karşı direnişini engellemeye çalıştığını vurguladı. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını, nafaka hakkının gasbını, 'aileyi korumak adı altında' LGBTİ+ düşmanlığını bu duruma örnek gösteren Kurtuluş, "Bütün bunları ve daha fazlasını görüyoruz. Bu kadın düşmanlığını artık çok iyi tanıyoruz. Ve bu kadın düşmanlarının bizim yaşamlarımız üzerinden iktidarlarını korumalarına izin vermeyeceğiz" dedi.

'KARAKOLLAR BİRER İŞKENCEHANEYE DÖNÜŞTÜ'
Bu yıl 25 Kasım'a erkek devlet şiddetinin pek çok biçimde kadınların hayatlarını kontrol etmeye çalıştığı bir süreçte gittiklerini ifade eden Kurtuluş, şöyle devam etti: "Sadece ailenin güçlendirilmesi değil, her sokağa çıktığımızda karşılaştığımız polis şiddeti ve tacizi, karakolların birer işkencehaneye dönmüş olması, mahkemelerin kadın katillerini adeta ödüllendirdiği cezasızlık kararları, politik kadınların tutuklanmaları ve cezaevlerinde artan işkenceler, savaş politikalarının kadınları öldürerek ilerletiliyor olması, LGBTİ+'lara karşı sokaklara dökülen nefret mitinglerinin, dinsel baskıların valilikler izniyle yürümesi, ekonomik krizin, yoksulluğun kadınlar üzerinde bir şiddet aracına dönmesi, kadınların ve LGBTİ+'ların barınamama sorunu ve tabi bu koşullardan güç alan erkek şiddetinin yaygınlığı... Adeta bir savaş!"

'20 YILDIR GERİ ADIM ATMADIK'
20 yıldır bu iktidar karşısında geri adım atmadıklarını, hayatlarına ve haklarına sahip çıktıklarını, sokakları doldurduklarını söyleyen Kurtuluş, bu savaşın kazananının da kadın düşmanları olmayacağını söyledi. 25 Kasım'ın Dominik Cumhuriyeti'nde diktatöre karşı savaşan Mirabel kardeşlerle simgeleştiğini anımsatan Kurtuluş, bugün İran'da da kadınların faşist molla rejimini sarstığını söyledi. Kurtuluş, tarihten, yanı başlarında direnen kadınlardan ve mücadelelerinden aldıkları güçle bu 25 Kasım 19.00'da Taksim Tünel'de olacaklarını ve erkek devlet şiddetine isyan etmeye devam edeceklerini kaydetti.

Eylem boyunca, "Jin, jiyan, azadî", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Hayatımız bizim, aileniz sizin olsun", "Yaşasın kadın dayanışması", "Batsın, batsın aileniz batsın" sloganları atıldı.