1 Mayıs 2024 Çarşamba

Kubilay: Kürt düşmanlığı nakaratının uluslararası alanda karşılığı yok

Haftalık basın toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Kubilay, Türkiye'nin Til Rıfat'ta çocukları katlederek savaş suçu işlediğini söyledi. Kubilay, AKP'nin Kürt düşmanlığını NATO'ya taşıdığını ancak karşılık bulmadığını vurguladı.

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin NATO zirvesinde Kürtleri "terörist" olarak kabul ettirmeye çalıştığını ancak bunu başaramadığını söyleyen Kubilay, Suriye'de çocukların katledilmesiyle savaş suçu işlendiğini vurguladı.

Van'da Muradiye, Özalp ve Başkale belediye iş başkanlarının bugün gözaltına alındığını, belediye binalarının da polis ablukasında olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Kubilay, "Bu iktidar var oldukça farklı olan hiç kimse temiz bir siyasi oksijen alamaz. Bir kez daha tekrarlıyoruz: Şiddet ve nefret dolu ellerinizi eş belediye başkanlarımız ve belediyelerimizden çekin. Ne yaparsanız yapın çoğunluk desteğini yitirmiş, gayrimeşru bir iktidar olduğunuz hakikatini saklayamazsınız" dedi.

AKP KÜRT DÜŞMANLIĞINI NATO'YA TAŞIDI
"Son bir haftadır Türkiye ile NATO devletleri arasında bir kriz olduğu konuşuluyordu. Sonradan anlaşıldı ki AKP İktidarı Kürt düşmanlığını NATO'ya da taşımış. Yapılan açıklamalardan Erdoğan'ın NATO zirvesinde, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının öz savunma gücü ve siyasi iradesinin 'terörist' olarak tanınması için özel bir çaba harcadığı ve çeşitli pazarlıklar yaptığı anlaşılıyor. Böylece NATO'nun Baltık Savunma Planı'nı da bu nedenle veto ettiği açığa çıkmış oldu" diyen Kubilay, AKP'nin 'terör' ve 'terörizm' kavramlarını kendisine göre yonttuğunu söyleyerek şöyle konuştu:

"Kürt düşmanlığına dayalı bu nakaratın NATO devletlerinde de uluslararası toplumda da bir karşılığının olmadığı bir kez daha kanıtlanmış, Baltık Savunma Planı'nı veto blöfü de bir işe yaramamıştır. Demek ki, esas sorun 'terör' adı altında sürekli tekrarlanan 'güvenlik sorunu' değil. Esas sorun Kürtlerin bulundukları coğrafyada kendi kimlikleriyle, kültürleriyle, dilleriyle, kolektif haklarıyla eşit haklar temelinde yaşayacakları bir siyasal statünün elde edilmesini önlemek ve kazanılmış hakları ortadan kaldırmaktır."
 
NATO KARŞITLIĞINIZ PALAVRADAN İBARET
"NATO toplantısı, her ne kadar Til Rifat'taki çocuk katliamını görmezden gelse de Kürt düşmanlığı üzerine inşa edilmiş bir iç ve dış politikanın artık miadını doldurduğunu bir kez daha göstermiştir. Ama AKP medyası Erdoğan'ın Londra'dan zaferle döndüğünü empoze ediyor. Empoze ediyor da onların zafer dedikleri ne ola ki? NATO devletlerine 'terör' adı altında Kürt düşmanlığını kabul ettirmek için NATO üyeliğini bir şantaj aracı haline getirmesi ve blöf olarak kullanması mı? Yoksa Baltık Planı'nı kabul edip NATO'ya biat etmesi mi?" diyen Kubilay, "Hani siz anti emperyalisttiniz, NATO üyeliğine neden son vermiyorsunuz? Sizin anti emperyalistliğiniz ve NATO karşıtlığınız palavradan ibaret. Siz emperyalistlere kafa tutamaz, onlarla bağınızı koparamazsınız" ifadelerini kullandı. Kubilay, şunları kaydetti:

"Emperyalist ortaklarınızla birlikte emeği iliklerine kadar sömürüyor, doğal varlıkları yağmalıyorsunuz. Çok büyük karlar ve servetler ediniyorsunuz. Palavrayı bırakın. Siz ancak Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler gibi mazlum halklara namlu gösterebilirsiniz. İşçilere, emekçilere, yoksullara parmak sallar, kafa tutarsınız. Siz emperyalistlere kafa tutamaz, onlarla bağınızı koparamazsınız. O bağ sizin göbek bağınızdır. O bağ sizin yaşam kaynağınızdır, varlık nedeninizdir."

TÜRKİYE TİL RIFAT'TA ALENEN SUÇ İŞLEDİ
"Gerek NATO zirvesinin, gerekse Türkiye, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın yaptığı dörtlü toplantının sonuçları bugün Suriye'de siyasi bir çözümün önünde de, mültecilerin yaşadıkları topraklara gönüllü ve güvenli dönüşlerinin önünde de en önemli engelin AKP-MHP iktidarının saldırgan politikası olduğunu bir kez daha bütün dünya kamuoyuna göstermiştir" diyen HDP Sözcüsü Kubilay, Türkiye'nin Suriye'de savaş suçu işlediğini söyleyerek şunlara dikkat çekti:

"Kuzey-Doğu Suriye Hak İhlalleri Belgeleme Merkezi'nin raporuna göre de son iki yılda Türkiye'nin saldırıları sonucu bölgede en az 162 çocuk öldü, 195 çocuk ise yaralandı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin verilerine göre de DAİŞ yani IŞİD ve El Nusra çetelerinin 2014-2018 yılları arasında Serekaniyê, Kobanê, Girê Spî, Reqa, Minbic, Derazor ve Hasekê'ye yönelik bombalı saldırılarda en az bin çocuk ölmüş. Sayıları net olmamakla birlikte çok sayıda çocuk sakat kalmış ve uzuvlarını yitirmiş. Türkiye taraf olduğu sözleşmenin gereklerini çiğneyerek sivilleri, çocukları, kadınları hedef alıyor ve alenen savaş suçu işliyor."

"Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi'ni, UNICEF'i, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri'ni Çocuk hakları üzerine çalışma yürüten uluslararası kuruluşları Türkiye'nin Kuzey-Doğu Suriye'de sivillere ve çocuklara yönelik saldırılarını önlemek için acilen göreve çağırıyoruz" diyen Kubilay, "Roboski'den Tel Rifata değişen tek şey sadece tabutların sayısı… Değişmeyen tek şey ise Kürt düşmanlığı…" şeklinde konuştu.

HAPİSHANELERDE DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR
Hapishanelerde artan ölümlere ve bu konuda yapılan girişimlere karşılık verilmediğine dikkat çeken Kubilay, "Adalet Bakanlığı 2018 resmi verilerine göre son 8 yılda hapishanelerde 2 bin 300 tutuklu hayatını kaybetmiş. Toplam kapasitesi 220 bin olan cezaevlerinde 300 bine yakın tutuklu bulunuyor. İHD'nin verilerine göre 457'si ağır olmak üzere 1.334 hasta tutuklu var. Bunlar resmi raporlarını ulaştırabilmiş olanlar. Pek çok ağır hastanın daha adı ise bilinmiyor. Hapishanelerde kapatma mantığı ve düşman hukuku hüküm sürüyor" dedi.

AKP İKTİDARI İÇİN İSLAMİ DEĞERLER YOK HÜKMÜNDE
Hapishanede yaşamını yitiren Emine Aslan Aydoğan'a yapılanlara, cenazesindeki uygulamalara tepki gösteren Kubilay, "Oysa bir insan öldüğünde ölüden hüküm kalkar. Bu temel bir İslami değer ve dini ilkedir. AKP iktidarı siyasi tutukluların hastasına da ölüsüne de düşman. Onun için İslami değerler, dini ilkeler yok hükmünde. Anayasal ilkeler, temel haklar, etik değerler ve dini vecibeler ayaklar altına alınmıştır" şeklinde konuştu. Kubilay, hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını ve ölülere saygı gösterilmesini istedi.

HUKUK VE ADALET BİR GÜN KENDİLERİNE DE LAZIM OLACAK
Kubilay, "İçişleri Bakanı Soylu katıldığı bir televizyon programında 'Bir kişi mahkemeden beraat almışsa görevine neden dönemiyor?' sorusuna şöyle bir cevap veriyor: 'Elbette ki güvenmeyeceğim. Herkes devletin içine girmek zorunda mı? (…) devlet temkinli olmayacak mı? Her şeye Anayasa Mahkemesi'nin gözüyle bakıyor değilim, kimse kusura bakmasın.' Bu açıklamaları, bu ülkenin İçişleri Bakanı yapıyor. Soylu bu açıklamalarıyla Anayasa Mahkemesi'ni tanımadıklarını, kendi tasarruflarının Anayasa Mahkemesi'nin üzerinde olduğunu ve Mahkeme kararlarını uygulamanın da kendi tercihlerine kaldığını açık açık ilan etmiş oluyor. Bunun altını kalın çizgilerle çizelim ve tarihe büyük bir dipnot olarak düşelim. Ama unutmasınlar ki hukuk ve adalet bir gün kendilerine de lazım olacak" diyerek tepki gösterdi.