18 Mayıs 2024 Cumartesi

KESK'li kadın direnişçiler: İşimizi geri alacağız

Bir yılı aşkın süredir KHK ihraçlarına karşı eylemde olan KESK'li kadınlar, 8 Mart öncesi ETHA aracılığıyla mesaj verdi: Dün vardık, bugün varız, yarın da olmaya devam edeceğiz. Biz bu ülkede emeğimizin hakkını alana kadar, işimize geri dönene kadar, eşit özgür bir dünyada yaşayana kadar mücadelemize devam edeceğiz.
OHAL KHK'larıyla görevlerinden ihraç edilen KESK üyesi kamu emekçilerinin direnişleri bir yılını geride bıraktı. Kar kış demeden Bakırköy, Kadıköy ve Kartal'da haftanın dört günü imza toplayıp oturma eylemi yapan kadın direnişçilerle konuştuk. İşlerini geri almak için mücadele veren kadın direnişçiler, 8 Mart öncesinde görüşlerini ETHA'ya anlattı.
 
 
VAR OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Sema Uçar: Bizler, KHK ile ihraç edilmiş KESK'li kamu emekçileri olarak 53 haftadır Bakırköy, Kadıköy ve Kartal'da direniyoruz. Erkekler de bir takım sıkıntılar yaşadılar ama biz kadınlar olarak toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklı daha farklı sıkıntılar yaşadık. Alanda yer alma konusunda, direnişe düzenli devam edebilme konusunda gerek çevremizdekilerle gerek akrabalarımızla sıkıntılar yaşadık. Bu konuda daha fazla zorlandık. 8 Mart'a doğru giderken her yerde söylediğimiz gibi dün vardık, bugün varız, yarın da var olmaya devam edeceğiz. Tüm zorluklara rağmen 4 Mart'ta Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda mitingdeyiz.
 
KADIN DAYANIŞMASIYLA AYAKTAYIM
Naciye Ertaş: 21 yıl 11 ay 15 gün devlet memurluğu yaptıktan sonra KHK ile ihraç edildim. KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyesiyim. Hakkımda daha önce bir ceza, adli ya da idari bir soruşturma olmadığı halde ihraç edildim. İhraç edildikten sonra daha çok kadınların desteğini aldım. Kadın dayanışmasıyla İstanbul'daki düzenimi bozmadan hayatıma devam ediyorum. İktidarın, genel olarak kadınları sokaktan koparmaya, eve hapsetmeye ve kadını susturmaya yönelik politikalar yürüttüğünü biliyoruz. Bir kadın olarak bu direniş alanında bulunmayı değerli buluyorum. Çünkü sokaklar aynı zamanda kadınların. Sokaklarda tehlike yaratanlar bence erkekler. Eğer bir tehlike varsa kadınların evde kalması değil, erkeklerin sokaktan çekilmesi gerekiyor. Sokaktayız, mücadelemizle hayatımıza devam ediyoruz. 8 Mart'ta kadın örgütleriyle birlikte feminist gece yürüyüşünü örgütlüyoruz. Slogan atölyeleri düzenliyoruz, bildirilerimizi dağıtıyoruz. 8 Mart haftası her yıl olduğu gibi heyecanlı geçiyor benim açımdan. Sokakta olmayı seven kadınlardanım.
 
HEP BERABER DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ
Nuyen Nedim: Bizler burada bir yıldır direniyoruz. Geçen sene 8 Mart'ı yine burada alanda arkadaşlarımızla beraber kutlamıştık. Biz bu ülkede emeğimizin hakkını alana kadar, işimize geri dönene kadar, eşit özgür bir dünyada yaşayana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Aynı haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan kadın arkadaşlarımızla beraber gelecek hafta burada bir etkinlik yapmaya hazırlanıyoruz. Emeği yok sayılan, ezilen kadınları bu alana bekliyoruz. Hep beraber daha güçlü olacağız. Direne direne kazanacağız.
 
KADIN SOKAKTA OLURSA ÖZGÜRLÜK GELİR
Ayla Mamati: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü benim için çok önemli. Kadının sokakta olması gerekir. Kadın sokakta olursa, özgür olursa çocuklar da özgür olur, insanlar özgür olur, doğa özgür olur. Kadın demek özgürlük demektir. Kadınlar mücadele etmeli, alanlarda olmalı bunun için 8 Mart'ı kutluyorum. Yaşasın özgürlük, yaşasın barış.
 
İYİ Kİ ONLARI TANIDIM BURADA
Zeynep Düzgünoğlu (Direniş destekçisi): Buraya geldiğim günden itibaren direnen öğretmenler için (çocuklarım onlar benim) buradayım. Onların dayanışmaları, birbirlerine el uzatmaları beni çok sevindiriyor. Bugüne kadar biz anne babalar olarak zorlandık, onlar da çok zorlandı. 8 Mart'ta kadınların bir arada olması, tek yürek olması çok güzel. Ben işçiyim, ahkam kesmek de istemiyorum ama buradaki dayanışmayı destekliyorum. Buradaki öğretmen çocuklarımı, kadın olsun erkek olsun hepsini çok seviyorum. İyi ki onları tanıdım.