20 Mayıs 2024 Pazartesi

Keskin: Türkiye, İstanbul Sözleşmesi her gün ihlal ediyor

İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili söyleşi yapan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Türkiye'nin İstanbul'da imzaladığı sözleşmeyi hayata geçirmediğine dikkat çekti. Keskin, "Altına imza attığı, kadına yönelik şiddetin engellenmesinde en ileri sözleşmeyi her gün ihlal ediyor" tepkisinde bulundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin İHD İstanbul Şube binasında "İstanbul Sözleşmesi Uygulansın" adlı söyleyişi gerçekleştirdi.

'KADINLARIN MÜCADELESİ SONUNDA TECAVÜZ SUÇ OLARAK TANIMLANDI'
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İstanbul Sözleşmesi'nin 2011 yılında İstanbul'da imzalandığını hatırlatarak, "2005 yılına kadar Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) kadına yönelik şiddet diye bir tanımlama yoktu. Kadına yönelik şiddeti düzenleyen, genel ahlak ve aileye karşı cürümlerdi" diye konuştu.

Kadın'ın TCK'ya göre ailenin bir unsuru olarak kabul edildiğine dikkat çeken Keskin, "Örneğin, tecavüzün tanımı yoktu. Örneğin cinsel taciz diye bir suç yoktu. Bekaret kontrolü, zor kullanarak hatta bir işkence yöntemi olarak kullanılıyordu. Belki bugünü anlamak açısından 2005 yılına kadar, bir cinayetin namus nedeniyle işlenmesi indirim sebebi sayılıyordu. 2005'te kadınların örgütlü mücadelesi, kadınların taleplerini birtakım şeyleri kabul etti. Kadınların mücadelesi sonucunda cinsel saldırı, tecavüz suç olarak tanımlandı" diye belirtti.

'İMZA ATTI AMA UYUYOR MU?'
Sözleşmede "Kadın ve erkek arasındaki ayrımcılıkları ortadan kaldıracaksın" dendiğine işaret eden Keskin şöyle konuştu: "Sivil toplum örgütleri, kadın örgütleri ve LGBTİ+ örgütleriyle birlikte çalışacaksın. Kadına yönelik fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddeti önleyeceksin ve bunun için yargı makamlarını etkin bir biçimde çalıştıracaksın. Sözde namus anlayışını tartıştıracaksın ve ortadan kaldıracaksın. Türkiye bunlara imza attı ama uyuyor mu?"

Yükümlülüklere uyulup uyulmadığını denetleyen Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu'nun (GREVIO) toplantılarına katıldıklarını aktaran Keskin, "Türkiye'yi, eleştiren ve önermelerde bulunan bir rapor hazırlandı. Açıklanan rapor üzerine Türkiye'ye görev veriliyor, seni denetlemem üzerine bu raporu her yere dağıtacaksın. Kimse duydu mu bu raporu? Duymadı" cümlelerini kullandı.

Türkiye'de sadece 144 tane sığınma evi olduğuna dikkat çeken Keskin, "10 bin insanın yaşadığı yerde şiddetle ilgili danışma merkezi, 200 binden fazla yerleşim yerlerine sığınma evi açacaksın. Bu yükümlülüğü Türkiye yerine getirmiyor. Bulunduğumuz her yerde, sığınma evi talebinde bulunmamız lazım" diye belirtti.

'ŞİDDET MEŞRULAŞTIRILIYOR'
Keskin, kadın kurtuluş mücadelesinin bu sözleşmenin yaratılmasında önemli bir rolü olduğunu vurgulayarak "Sözleşme Türkiye Cumhuriyeti devletini bağlıyor. Sözleşme sözde namus meselesini ortadan kaldıracaksın diyor değil mi? Televizyonlara bakalım, dizilerde erkek egemen kutsanıyor, şiddet meşrulaştırılıyor" dedi.

'KADINLARA HANGİ HUKUK UYGULANACAK'
Sözleşmede, "düşman kabul etsen de, kadına işkence uygulayamazsın" ifadelerini hatırlatan Keskin konuşmasında şunları belirtti: "Burada kast edilen Kürt kadınlardır. Devlet eliyle şiddet o kadar meşrulaştırıldı ki 90'larda yaşanan bir olayda devlet suçu reddederdi ama şimdi, açıkça istihbarattan alınan işkence görüntüleri sosyal medyadan yayınlanıyor. Geçtiğimiz günlerde ÖSO, Çiçek Kobani isimli bir kadını yakalıyor ve kadın Urfa'ya getirilerek tutuklanıyor. Yaralı olması halde kadına tekrar ateş ediliyor. Şu an ağır durumda. Türkiye müdahalede çok sayıda kadını gözaltına aldı, kadınları Urfa'da spor salonunda tuttular ve biz ulaşamadık. Afrin'de bir cezaevi yapıldığı iddia ediliyor. Bu kadınlara hangi hukuk uygulanacak?"

'BU IRKÇILIK'
Sözleşmede, LGBTİ+'ların haklarının güvence altında alındığına dikkat çeken Keskin, "Transfobi ve homofobi devlet eliyle yapılıyor. Trans kadınlar sokak yürürken bile kabahatler kanununun 'çevre kirliliği' kıstasından ceza kesiliyor. Bu ırkçılık" diye ifade etti.

'SON DAKİKA İZİN VERDİLER'
"Kadın cinayetlerinde artış var, cinayetleri sistem meşrulaştırıyor" diyen Keskin, "Altına imza attığı, kadına yönelik şiddetin engellenmesinde en ileri sözleşmeyi her gün ihlal ediyor. Bugün 25 Kasım'da bile kadınların yürüyüşü engellemek istiyorlar ama son dakika kısa bir mesafe de olsa izin verdiler" diye konuştu.