22 Kasım 2025 Cumartesi

KESK mitingi: Halk için bütçe

Bütçenin geçen yıllarda olduğu gibi 2026 yılında da halklara ayrılmadığı kaydedilen KESK'in Adana mitinginde, bütçenin "işçiden, emekçiden alıp sermayeye ve tekellere aktarılan bir servet transferi bütçesi" olduğu kaydedildi. Kürt sorununun çözümsüzlüğünün yılda 100 milyar dolara mal olduğu aktarılan mitingde, "kaynakların silahlanmaya değil üretim, istihdam, adalet, demokrasi ve barışa ayrılması" istendi. 

Meclis'te görüşmeleri süren 2026 yılı bütçesinin halklar lehine olmadığı sıkça dile getiriliyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) da, 14 kentin katılımıyla Adana'da bir miting düzenledi. "Geçinemiyoruz. Halk için bütçe, demokratik Türkiye" şiarıyla gerçekleşen bölgesel mitinge çok sayıda emek ve meslek örgütleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri destek verdi.  Kasım Gülek Köprüsünde toplanan çok sayıda kişi Uğur Mumcu Meydanına yürüdü.

Emekçiler sık sık "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Savaşa değil emekçiye bütçe" sloganlarıyla taleplerini dile getirdi. Uğur Mumcu Meydanında saygı duruşuyla başlayan mitingde açılış konuşmasının ardından KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz söz aldı. 

'KAYNAKLAR SİLAHLANMAYA AYRILMASIN'
Karagöz, bütçenin milyonların maaşlarından ve vergilerinden oluştuğunu hatırlattı. Karagöz, hükümetin "kaynak yok" söylemini eleştirerek, dolar milyoneri sayısındaki artışa ve Kamu-Özel İşbirliği projelerine aktarılan devasa kaynaklara dikkat çekti. Karagöz, 2026 bütçesini "sömürü belgesi" olarak nitelendirerek, iktidarın tercihini emekçiden yana değil sermayeden ve savaştan yana kullandığını söyledi. Karagöz, KESK'in bütçe taleplerini sıralayarak bütçenin savaşa değil barışa bütçenin ayrılması gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi: "Bütçe hakkının halkın onayına sunulması, bütçe süreçlerine demokratik katılım. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine son verilmesi ve kamusal yatırımların artırılması. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe ve kadınların güvenceli istihdamının artırılması. Asgari ücretin ve kamu emekçisi maaşlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması. Grev hakkı başta olmak üzere sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılması. Dolaylı vergilerin azaltılması, servet vergisi getirilmesi. KÖİ projelerine aktarılan garanti ödemelerine son verilmesi. Kaynakların silahlanmaya değil üretim, istihdam, adalet, demokrasi ve barışa ayrılması."

'KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ YILDA 100 MİLYAR DOLARA MAL OLUYOR'
DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin öncelikli gündeminin emeklilerin yaşadığı yoksulluk ve Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümü olması gerektiğini söyledi. Bozan, Meclis'in 1 Ekim'den bu yana "halkın gerçek sorunlarını görmezden gelerek" Trafik Kanunu, Vakıflar Kanunu ve yeni vergi düzenlemeleri gibi konuları ele aldığını belirtti. Türkiye'de 50 yıllık Kürt meselesinin artık oyalamadan, zamana yaymadan çözülmesi gerektiğini vurgulayan Bozan, çözümsüzlüğün ekonomik faturasına dikkat çekerek, "Kürt meselesinin çözümsüzlüğü bu ülkeye yılda 100 milyar dolara mal oluyor. Bu para 86 milyonun cebinden çıkıyor. 100 milyar dolarla her yıl 2,5 milyon konut yapılabilir. Depremin üzerinden 33 ay geçti ama iktidar 453 bin konutu bile tamamlayamadı. Oysa bu mesele demokratik ve barışçıl yollarla çözülürse emekçiye, depremzedeye, halka devasa bir kaynak açılır. Kürt meselesinin çözümü için müzakere edeceğiz. Ancak mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Sokakta, sahada, halkın yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'SERVET TRANSFERİ BÜTÇESİ'
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan da 2026 bütçesinin önceki yıllarda olduğu gibi "işçiden, emekçiden alıp sermayeye ve tekellere aktarılan bir servet transferi bütçesi" olduğunu dile getirdi. İktidarın ekonomik politikalarını eleştiren Aslan, "İşçiler sefaletle yüz yüze bırakılırken saray rejimi trilyonlarca lirayı sermayeye aktararak zengini daha zengin yapıyor. Faiz ödemeleriyle, teşviklerle, vergi ve sigorta primi aflarıyla sermaye adeta ihya ediliyor. Bu yüzden dolar milyarderleri her yıl artıyor. Çocuklarımız okula aç gidiyor, sıralarda bayılıyor ama sermayeye trilyonluk teşvikler aktarılıyor. Bu ülkede Kürt ve Türk halkının tam hak eşitliğine dayanan bir yaşam istiyoruz. Ama biliyoruz ki bugün bu ülkeyi yönetenler bu düzenin sahipleri bu barışı bize çok görüyorlar. O yüzden barışta, eşitlikte eşit koşullarda bir arada yaşamda işçilerin ve emekçilerin mücadelesiyle kurulacak diyorum" dedi. 

Miting halaylarla son buldu.