19 Mayıs 2024 Pazar

KESK Kadın Platformu'ndan gözaltılara tepki

Diyarbakır'da sabaha karşı düzenlenen operasyonda aralarında üyelerinin de olduğu kadınların gözaltına alınmasına tepki gösteren KESK Kadın Platformu, gözaltıların derhal serbest bırakılmasını istedi. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Platformu bu sabah Diyarbakır'da aralarında kadın örgütü ve sendika temsilcilerinin de bulunduğu 24 kadının gözaltına alınmasına ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. KESK Genel Merkez binasında düzenlenen toplantının yapıldığı salona, "Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi engellenemez, gözaltılar serbest bırakılsın" pankartı asıldı.

Açıklamayı KESK Hukuk Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Zeynep Erkan Korkmaz okudu. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sonrası aralarında üyelerinin de bulunduğu 24 kadının gözaltına alındığını söyleyen Korkmaz, kadınların her etkinliğinin engellediğini ve yargı eliyle baskı ve yıldırma operasyonlarına devam edildiğini söyledi. Korkmaz, "Bu sabah Diyarbakır'da sendikamız SES Diyarbakır şubesi Kadın Sekreteri Fatma Yıldızhan TÜM BEL-SEN şube yöneticisi Nihal Yanık, EĞİTİM SEN 1 No'lu şube yöneticileri Hatice Efe ve Emine Akşahin, BTS geçen dönem MYK üyesi Bahar Karataş Uluğ'un da aralarında bulunduğu en az 24 kadın gözaltına alınmıştır. Dosyada ‘kısıtlılık kararı' olduğu söylenerek bilgi verilmemişse de başta Yönelik Şiddetle Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü ve 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olmak üzere kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine 25 Kasım Kadına yönelik eylem ve etkinliklerin gerekçe yapıldığı tahmin edilmektedir" dedi.

Kadınların her gün şiddete maruz kaldığını ifade eden Korkmaz, siyasi iktidarın şiddeti önlemek yerine mücadele yürüten kadınlara baskı uyguladığını kaydetti. Gözaltılarla şiddetin kalıcı hale getirildiğine dikkat çeken Korkmaz, "Gözaltı zamanlamasının Newroz ve 1 Mayıs öncesine denk gelmesi tesadüf değildir. Son yıllarda belli günler öncesinde kitlesel gözaltılar rutin hale getirilmiştir. Böylelikle kadınlar üzerinden tüm topluma gözdağı verilmek, sindirilmek, yapılacak eylem ve etkinliklere katılımı en aza indirmek hedeflenmektedir. Gözaltına alınanların tamamının adresleri belli olup çağrılma durumunda ifade verecek kişilerdir. Ancak iktidar gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır. Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayanlar, anayasal hakları toplantı, gösteri ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmak isteyenleri gözaltına alanlar ‘sendikal faaliyeti engelleme' ve ‘görevi kötüye kullanma suçu' işlemektedir" diye belirtti.

Demokratik eylem ve etkinliklere katılımın anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler kapsamında olduğunu hatırlatan Zeynep, "Bu nedenle değil gözaltına alınmak, soruşturma açılması dahi anayasa ihlalidir. Diyarbakır'da gözaltına alınan ve hemen hepsi sendikalarımızın şube kadın yöneticileri olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, bu hukuksuz uygulamayı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılmalıdır" dedi.