19 Nisan 2024 Cuma

Kemalbay: İçişleri Bakanı Soylu ergen tavırlarından vazgeçmelidir

Leyla Güven'in açlık grevinin 100. günü vesilesiyle Alsancak semtinde yapılmak istenen açıklamaya polis engellemesinin ardından HDP İl binasında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, "MHP-AKP faşist bloğunun açlık grevleri eylemlerinin görünmemesi için ellerinden geleni yapıyor. Bu ergen tavırlarına İçişleri Bakanı son vermelidir. Biziler seçilmiş milletvekiliyiz ama o saray tarafından atanmıştır" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü'nün, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in açlık grevinin 100. günü dolayısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi. Açıklamaya katılan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde polis tarafından kalkanlarla ablukaya alındı.
 
POLİSTEN GAZETECİLERE GÖZALTI TEHDİDİ
 
Kitlenin Kemalbay'ın yanına gelmesine izin vermeyen polis, dağılmaları yönünde anons yaptı. Ardından polis kitleye müdahale etmek isterken Kemalbay ve HDP İl Eşbaşkanı Abdulkadir Baydur polisin gözaltı yapmasına izin vermedi. İHD gözlemcileri ve halkın geçişine izin vermeyen polis, halkın ve basının fotoğraf çekmesine de izin vermedi. Öte yandan polisler görüntü çekmek isteyen basın emekçilerine "Sizin kime haber yaptığınızı iyi biliyoruz. Gidin yoksa sizi de gözaltına alırız" şeklinde tehdit etti.
 
'VALİLİKTEN 2 GÜNLÜK BASIN AÇIKLAMASI YASAĞI'
HDP İl eşbaşkanları basın açıklamasının il binasında yapılacağını söylemesi üzerine polis Serpil Kemalbay'ın etrafını sardı. Ardından Kemalbay aracının bulunduğu Bornova sokağına kadar yürüyüşe geçti. Öte yandan polis Kıbrıs şehitleri caddesinin giriş çıkışa da izin vermezken, Valiliğin iki gün boyunca kentte basın açıklamaları yapılmasını yasakladığını söyledi.
 
İl Eş Başkanı Abdulkadir Baydur, sabah saatlerinde İzmir Valiliği tarafından 2 gün boyunca basın açıklamasının yasaklandığına dair yazının geldiğini aktararak, Alsancak semtinde bulunan kitlelerini HDP İl binasına yönlendirmek istediklerini söyledi.
 
'SOYLU'NUN HDP'YE YÖNELİK SÖYLEMLERİNİ KABUL ETMİYORUZ'
 
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, MHP-AKP faşist bloğunun açlık grevleri eylemlerinin görünmemesi için ellerinden geleni yaptığını belirterek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun seviyesi düşük açıklamalarla Türkiye halklarını ötekileştirdiğini söyledi. Kemalbay, Soylu'nun yaptığı açıklamalarda açlık grevine girenlerin direnişini değersizleştirmeye çalıştığını ifade ederek, "Doğrusu Türkiye'nin bu gün barışa ve demokrasiye hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. HDP olarak bizler demokrasi ve barış mücadelesini yürüyen en dinamik muhalefet gücüz. Gerçek bir muhalefeti alternatif toplumu yaratma mücadelesini bizler halkımızın ödediği bedellerle sürdürüyoruz. Sevgili Leyla Güven önemli bir rol üstlendi ve direnişini kazanana kadar sürdüreceğini söylüyor. Süleyman Soylu'nun HDP'ye yönelik hiçbir söylemini kabul etmiyoruz. Mevcut hükümet hukuku ayaklar altına almış durumdadır. Sadece bu gün değil tek adam rejimini inşa etmeye başladığı günden beri faşist bir diktatörlüğe evirmeye çalışıyor. 31 Mart seçimlerine doğru kurduğu bu despotik tavırları kuvvetlendirmek ve yerellere yaymak için devletin imkanlarını kullanmakla yetinmiyor ve artık insanların takati kalmadı. Hükümetin ekonomik krizle ve çatışma iklimiyle yürüyecek yolu kalmadığı için düşmana ve ötekileştirmeye ihtiyacı var. Bunun için de HDP'yi kriminalize etmeye çalışan bir tutum var" şeklinde konuştu.
 
Hükümetin Suriye politikasını eleştiren Kemalbay, bunun yerine son günlerde HDP'yi düşmanlaştırmaya çalıştığını söyledi. Kemalbay, "İzmir'in Alsancak semtinde İzmir vekili olarak abluka altına aldı. Halkı tecrit altına aldılar. Vekil olarak görüşlerimi toplumda izole etmeye çalıştılar. Bu tecrit toplumu tecrit altına almaktır. Bizi bölücülükle suçlayanlar hem suç işliyorlar hem de halklarımızı bölmeye çalışıyorlar. Ben ne anneler tanıyorum ki 7 çocuğunu toprağa vermiş ve yine de barış diyor. Neredeyse Kürt halkında bedel ödemeyen kimse yoktur. Bu ağır şartlara rağmen başta Kürt anneler olma üzere kadınlar ve gençler barış istiyor. Peki siz ne istiyorsunuz? AKP-MHP faşist iktidarına sormak istiyorum. Siz savaş ve çatışma istiyorsunuz. Halk sağlıklı ucuz gıda istiyor. Onlar bize diyor ki 'siz patlıcan soğandan niye bahsediyorsunuz bir mermi kaç lira biliyor musunuz?' İşte biz size söylüyoruz. Mermilere değil halklarımızı savaşa değil, sağlığa, eğitme, konut ve bütçe ayıralım ki insanlar çocuklarını okula gönderebilsinler" dedi.
 
'İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ERGEN TAVIRLARINA SON VERMELİDİR'
 
Bu gün işsizlik yüzde 20'lere dayandığını belirten Kemalbay, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Bunun altındaki neden savaştır. Savaş o nedenle hem sağlığa zararlı hem topluma bedeller ödetiyor. Sadece Mardin'e Diyarbakır'a bedel ödetmiyor. İzmir'e Samsun'a ve Konya'ya da ödetiyor. Burada bir kez daha hükümeti hukuka ve demokrasiye davet ediyoruz. Barış ve demokrasi için verilen bu mücadele halkların mücadelesidir. Leyla Güven Türkiye halkları için bedenini açlığa yatırdı. Bu ergen tavırlarına İçişleri Bakanı son vermelidir. Biziler seçilmiş milletvekiliyiz ama o saray tarafından atanmıştır. Bir gece uyuyup kalktığında kendini bakan olarak bile bulamayabilir. Oysa biz halktan aldığımız bu yetkiyi sonuna kadar halkımızı temsil etmek için kullanacağız."
 
'BARIŞIN YOLUNU AÇAN ÖCALANDIR'
 
Kemalbay'ın konuşmasının ardından basın metini İl Eşbaşkanı Besriye Tekgür yaptı. Tekgür, bütün ömrünü halkların özgür, eşit ve barış içerisinde yaşamasına adayan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın uluslararası komplo ile Türkiye'ye getirilmesinin üzerinden yirmi yıl geçtiğini hatırlattı. O günden bu yana tarihin en ağır tecrit koşulları uygulandığını ifade eden Tekgür, "Sayın Öcalan, sadece Kürt halkının değil Türkiye ve bütün Ortadoğu halklarının eşit ve demokratik yaşamını esas alan barış mücadelesini o ağır koşullarda bile yürütmeye devam etmiştir. İmralı Sisteminin yaratıcıları yüzyıllardır her türlü suça bulaşmış küresel egemenler ve gelişen bütün demokratik ve eşitlikçi mücadeleleri boğmaya çalışan statükocu ulus devletlerdir. Tecrit dediğimiz olgu sadece Sayın Öcalan'a uygulanan bir durum olmaktan çıkıp özellikle 2015 yılında barış ve müzakere süreci sonlandırıldıktan sonra bütün topluma uygulanan bir iktidar pratiğine dönüşmüştür. Bu ülkede savaş ve çatışmayı sürekli büyüten iktidar şunu iyi bilmektedir: Konuşan bir Öcalan çözümün ve barışın yolunu açan bir Öcalan'dır! Susturulan bir Öcalan, derinleşen bir çözümsüzlüktür, savaş, eşitsizlik ve yükselen faşizmdir" şeklinde konuştu.
 
'TECRİT KIRILMADAN NEFES ALMAK MÜMKÜN DEĞİL'
 
Demokratik bir çözümün önünün açılması için Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin, dalga dalga yayılarak onlarca cezaevinde, Hewlêr, Galler ve Strazbourg'ta yüzlerce açlık grevi direnişçisini katarak devam ettiğini ifade eden Tükgür, şunları söyledi: "Bizlere bu gün düşen en büyük görev tecridin kırılması için yaşamın her alanını bir mücadele alanına dönüştürmek ve açlık grevlerini en üst düzeyde sahiplenmek olmalıdır. Bu karanlık tablo ve bu ağır faşizm koşulları ancak bizlerin örgütlü mücadelesiyle parçalanacaktır. Ülkeyi boydan boya bir cehenneme çeviren AKP-MHP iktidar bloğunun geriletilmesi için tarihsel bir eşik olan yerel seçim çalışmaları açlık grevleri etkinlikleri ile belli bir eşgüdüm içinde ilerleyecektir. Unutulmamalıdır ki tecrit kırılmadan bu ülkenin nefes alması mümkün değildir."
 
Açıklamanın ardından basın açıklaması sona erdi.