'Katillerden hesabı emekçiler soracak'
                    Ankara'da düzenlenen "Dünden bugüne devlet katliamları" panelinde, katledilenlerin unutturulmayacağı ve hesabının sorulacağı vurgulandı.
Alınteri, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Devrimci Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Partizan, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası'nda (TÜM BEL-SEN), "Dünden bugüne devlet katliamları"na ilişkin panel düzenledi. Panelde, "Katillerden hesabı emekçiler soracak" denildi.
Panelin gerçekleştiği salona, "Katliamları unutmadık, hesap soracağız. Dünden bugüne devlet katliamları" pankartı asıldı. Bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
SUSURLUK KAZASI HATIRLATILDI: DEVLETİN KİRLİ YAPISIYLA YÜZLEŞMESİ
Panelde ilk sözü yazar Temel Demirer aldı.  3 Kasım 1996'da yaşanan Susurluk kazasını hatırlatan Temirer, "trafik kazası" değil, devletin kendi kirli yapısıyla yüzleşmek zorunda kaldığı bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
'KAPİTALİZMDEN SOSYAL DEVLET ÇIKMAZ'
Devletin sömürü ve şiddet üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Demirer, şunları söyledi: "Siz hiç katliam yapmayan, sömürmeyen bir devlet gördünüz mü Kapitalizmden sosyal devlet de çıkmaz, demokrasi de. Devlet, bir sınıfın diğer sınıflar üzerindeki tahakküm aracıdır. Burjuva demokrasisi dedikleri şeyin polisi, ordusu var. Neresi demokratik bunun?"
'EZİLENLERİN DİRENİŞİ MEŞRUDUR'
Hacettepe Üniversitesi'nde gençlere yönelik saldırılara da değinen Demirer, saldırganların korunmasına tepki gösterdi: "Devlet kimin saldırdığını biliyor ama açıklamaz. Çünkü onlar kendi çocuklarıdır" ifadelerini kullandı. Demirer, Türkiye'de ezilenlerin hak arayışının her dönem "terör" olarak damgalandığını belirterek, "Kapitalizmde ezilenlerin hak talebi, devlet nezdinde terördür. Oysa terör devletin ürünüdür. Ezilenlerin direnişi meşrudur," dedi.
DEVLET TERÖRÜNE ÖRNEKLER
Tarihsel örneklere de değinen Demirer, Dersim'den Sivas'a kadar uzanan süreci bir "vahşet tarihi" olarak nitelendirdi: "Bu coğrafya, Alevisinden Kürdüne, kadınından işçisine kadar herkes için bir vahşet tarihidir. Sivas'ta bizi yaktılar. Tansu Çiller, 'Allah'a şükür halka bir şey olmadı' dedi. İşte devlet terörü budur."
'ZAMANAŞIMI OLMAZ'
Demirer konuşmasını, devletin tüm katliamlarının zamanaşımına uğratıldığını hatırlatarak tamamladı: "Apê Musa'yı öldürenleri biliyoruz. Katliamların, soykırımların zamanaşımı olmaz."
'YEGANE GÜÇ İŞÇİ SINIFIDIR'
Ardından İnşaat-İş Örgütlenme uzmanı Yunus Özgür, sınıf mücadelesi sürdükçe katliamların da devam edeceğini belirterek, bu tabloya karşı tek çıkış yolunun işçi sınıfının örgütlenmesi olduğunu vurguladı. Özgür, 10 Ekim Katliamına atıfta bulunarak, o günkü sloganlardan birinin de "Katillerden hesabı emekçiler soracak" olduğunu hatırlattı ve şunları söyledi: "Sendikayı kuran yoldaşlarımızı kaybettik. Bu katliamları ve önümüzdeki saldırıları engelleyip geriletebilecek yegane güç işçi sınıfıdır. Onların içinde örgütlenmek zorundayız."
Özgür, işçi sınıfının kitlesel örgütlenmesinin hem saldırılara karşı direnç oluşturacağını hem de toplumsal adalet talebini sahiplenecek demokratik bir güç yaratacağını ifade etti.
Sunumların ardından panel, soru ve cevaplarla, serbest kürsüyle devam etti.