'Karbonu da kayyumu da yeneceğiz'

Ankara Kuğulu Park girişinde açıklama yapan Ekoloji Birliği Gençlik Meclisi, iklim değişikliğiyle birlikte sosyal adaletsizliğin de ortaya çıktığını kaydetti. Açıklama yapan Sezer, "Doğaya olan talan bitene kadar bu projelere karşı sesimizi duyurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
Ekoloji Birliği Gençlik Meclisi, iklim değişikliğine dair Kuğulu Park girişinde açıklama yaptı. "İklimi değil sistemi değiştir" ve "Ekolojik yıkıma ve savaşa hayır" pankartlarının açıldığı açıklamada, "Karbonu da kayyumu da yeneceğiz", "Para puldur orman candır" dövizler taşındı.
Söz alan Su Sezer, artan sıcaklık, birçok zarara yol açan fırtınalar, buzullarda meydana gelen güncel kırılmalar ve yükselen deniz seviyesinin yaşamı tehlikeye attığın söyledi. Sezer, şartlara uyum sağlayamayan bir sürü canlı türünün önümüzdeki yıllarda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
'İNSANLAR GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALMAYA BAŞLADI'
Ormanların talan edilmesinin herkes için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Sezer, "Salgın, yangınlar, kuraklık, iklim adaletsizliği ve sel gibi özellikle 2020 ve 2021'de ülkemizde ve dünyada gündem olmuş felaketler iklim krizi ile bağlantılı" dedi. İklim krizinin iklim mültecilerinin ortaya çıkmasına neden olduğuna değinen Sezer, "Kriz altında kalan ülkelerde üretim araçlarının azlığı sebebiyle iş gücünün değersizleşmesine ve potansiyel savaşlara yol açıyor. Bu krizin getirdiği ağır sonuçlar yüzünden insanlar yaşadıkları yerden göç etmek zorunda kalmaya başladı" şeklinde konuştu.
'İKLİM ADALETSİZLİĞİYLE BİRLİKTE SOSYAL ADALETSİZLİK DE ÇIKIYOR'
Yeni normal haline gelen aşırı hava olaylarının sadece çevreyi değil; ekonomiyi, sosyal yaşamı, kültürü ve siyaseti de etkilediğine dikkati çeken Sezer, "Bu da bize gösteriyor ki iklim krizi sadece bir çevre meselesi değildir. İklim kriziyle birlikte hali hazırda sistemimizde var olan eşitsizlikler ve adaletsizlikler de derinleşiyor. İklim adaletsizliği ile birlikte ortaya sosyal adaletsizlik de çıkıyor. Bu yüzden de bizler tüm canlıların adına hak savunuculuğu yapıyor, her zaman iklim adaleti sosyal adalettir diyoruz" ifadelerini kullandı.
'ORMANLARIN İMARA AÇILMASI DEMEK YAŞAM ALANLARININ YOK EDİLMESİ DEMEKTİR'
Salgın döneminde yaşanan adaletsizliğin arttığına değinen Sezer, devamında şunları söyledi: "Şirketler tarafından yapılan doğa talanı ve sömürüsü bitmedi. Türkiye'de onlarca imara açılmak istenen ormanlık alan var. Bu alanların yerine villalar, alışveriş merkezleri, eğlenceye yönelik birimler ve daha onlarcası yapılmak yani zenginlerin ve 'ayrıcalıklıların' ihtiyaçları karşılanmak isteniyor. Ormanların imara açılması demek hepimizin yaşam alanlarının yok edilmesi demektir. Bu yapılanlar bizlere sadece inat ve rant uğruna halkını, doğasını, toprağını ve diğer canlıları yok sayan bir sistemin var olduğunu düşündürüyor maalesef. Karar alıcılardan boş vaatler istemiyoruz. Doğaya olan talan bitene kadar bu projelere karşı sesimizi duyurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz."