16 Mayıs 2024 Perşembe

Karayılan: Heftanin'de savaş daha da ısınacak

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, 15 Ağustos Atılımı'nın 36. yıl dönümünde Heftanin iki aydır süren çatışmalarla ilgili bilgi verdi. Karayılan, "Şu an geliştirdiği saldırılarda da bu ellerindeki silahlı insansız hava araçlarına çok güvendiler, 'artık bitti; PKK'yi yok ediyoruz' dediler. Bunun yeni konseptleri üzerinden de 5 yıldan fazla bir zaman geçti ama gerilla bir kez daha yenilmezliğini tüm dünyaya gösterdi. Bunun en bariz örneği Heftanin'dir" dedi.

PKK Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, 15 Ağustos atılımının 36. yıldönümü dolayısıyla çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu. 

Sterk TV'nin sorularını yanıtlayan Karayılan, Heftanin'de TSK askerlerine karşı gösterilen direnişine ve Kürt halkının özgürleşme mücadelesinin sorunlarına dikkat çekti. 

Güney Kürdistan yönetimine ve koruculara "Artık yeter! Ne zamana kadar böyle devam edecek" tepkisinde bulunurken, teslimiyet ve ihanet çizgisine ilişkin de değerlendirmeler yaptı. 

"15 Ağustos Diriliş Bayramı'nın 36. yıl dönümünü tüm halkımıza, bölge halklarına, tüm yoldaşlara ve çalışanlara kutluyorum. 37. 15 Ağustos yılında herkese başarılar diliyorum" sözleriyle konuşmasına başlayan Karayılan, "Bu atılımı böyle anlamlı hale getiren ve en büyük emek sahibi olan Önder Apo ve kahraman şehitlerimizdir. Onlara verdiğimiz sözü tekrar ediyoruz; silahları yerde kalmayacak, mücadeleleri başarıya ulaşacak. Aynı zamanda bugünler, Mam Zeki Şengalî ve Atakan Mahir yoldaşların da şahadet yıl dönümüdür. Onların şahsında da son dönem şehitlerimizi saygıyla anıyor, onlara verdiğimiz sözü bir kez daha yineliyoruz" dedi.

"15 Ağustos Atılımı'nı, halkımız 'Diriliş Bayramı' olarak karşılıyor" diyen Karayılan Kenan Evren'in 72 saat içinde mücadeleyi bitireceklerini duyurduğunu anımsattı "Türk sömürgeciliği, Kürdistan'daki serhildanları bastırabilmek için öncelikle Kürdistan'ı inkar etti. Tabii atılım gerçekleştiği zaman da kendine güvenerek erken bitireceğini düşünüyordu. Kenan Evren saat verdi; 72 saat içinde mücadelemizi bitireceklerini duyurdu. Şimdikiler ise ay veriyor" dedi.

Gerillanın '93 yılına kadar bu savaşı kazandığını kaydeden Karayılan, Türk ordusunun 2012'de gerilla karşısında yenildiğini, şimdi ise AKP'nin oluşturduğu paramiliter güçleri, teknik ve istihbarati ile savaşıldığını vurguladı. Gerillanın yenilmezliğini dünya gösterdiğini son örneğinin ise Heftanin'deki savaş olduğunu söyleyen Karayılan, 8 Ağustos'ta yaşanan çatışmayı örnek gösterdi. Karayılan Heftanin'deki çatışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:

'HEFTANİN GERİLLANIN YENİLMEZLİĞİNE ÖRNEKTİR'
"Şu an geliştirdiği saldırılarda da bu ellerindeki silahlı insansız hava araçlarına çok güvendiler, 'artık bitti; PKK'yi yok ediyoruz' dediler. Bunun yeni konseptleri üzerinden de 5 yıldan fazla bir zaman geçti ama gerilla bir kez daha yenilmezliğini tüm dünyaya gösterdi. Bunun en bariz örneği Heftanin'dir.

Heftanin'de bugün çok dikkat çeken bir savaş yürümektedir ve bu savaşın çok önemli sonuçları vardır. Belki burada hepsi genişçe izah edilemez fakat sizin de belirttiğiniz 8 Ağustos'ta yaşanan çatışma bir örnek olarak gösterilebilir: Mevcut durumda Heftanin'de düşman arazinin zirvelerinde konumlanmıştır. Bahsi geçen tarihte düşman aşağıya inerek Pîrbula köyünde bir operasyon yapmak istiyor. Orada gerillanın pusuna düştüler ve sonrasında gerilla onların etrafını sararak kuşatmaya aldı. 7-8 silahlı keşif uçağı, yine Kobra helikopterler ve ardından uçaklar yoğun müdahale etmesine rağmen, ancak akşama kadar zorla kendilerini gerillanın pençesinden kurtardılar. Yani orada bütün tekniklerini kullanmalarına rağmen sonuçta tüm çantalarını ve malzemelerini orada bırakarak kaçtılar. Yedikleri bu ağır darbe sonucunda 22 ölü verdiler ama kendi basınlarında kayıplarını 1, bizimkini ise 5 olarak açıkladılar. Gerçekte ise bizim bir kaybımız yaşanmıştır. Warşin arkadaşımız şehit düşmüştür. Bu vesileyle Warşin yoldaş şahsında bütün kahraman Heftanin şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Yine bundan birkaç gün önce Doğa Zilan arkadaşın da şehit düştüğü ilan edildi. Doğa Zîlan arkadaş, HPG Hava Savunma Güçleri'nin bir üyesiydi. Bu güçlerimizin ilk şehididir. Fedai bir arkadaştı. Bir hava eyleminde görevini yerine getirdikten sonra darbe yedi ve şehit düştü. Hava güçleri vardır ve imkanlarına göre artık gerilla sadece karadan değil havadan da düşmana darbe vurabiliyor. Bu temelde gerillanın savaşı daha da zengin bir karakter kazanacaktır. 

'HEFTANİN'DE SAVAŞIN DAHA DA ISINMASINI BEKLİYORUZ'
"Gerillanın bu operasyonunda birtakım gerçeklikler açığa çıkmıştır. Öncelikle "silahlı keşif uçağı her şeyi yapabilir; teknikle her şey halledilebilir" felsefesini yerle bir etmiştir. Düşman bu tekniğin çok fazla propagandasını yapıyor, sanki her yerde kazanacakmış gibi gösteriyor ama Heftanin bunun öyle olmadığını göstermiştir. Yani düşmanın her ne tekniği olursa olsun, eğer sen de buna karşı insanın yaratıcılığını daha fazla öne çıkarırsan, ona incelik ve derinlik kazandırırsan, etkili yöntemler geliştirirsen ve doğru taktik tarzda hâkim kılarsan, tekniği boşa çıkarabilir, düşmana darbe vurabilirsin."

TSK'nın tüm ağırlığını Heftanin'e verdiğini söyleyen Karayılan, Pirbula bölgesinde büyük kayıplar verildiğini kaydetti. Karayılan "İşte Pîrbula'ya girmek istedi ama bu sefer de çıkamadı. Tabii ben burada gerillayı çok abartmak ve düşmanı da zayıf göstermek istemiyorum ama savaşın gerçeği budur. Hulusi Akar da çeşitli generaller ve üst düzey komuta ile oraya gitti. Güçlerine moral vermek istediler. Belki planlarını da değiştirebilirler. Tekniğe dayalı saldırıları daha da arttırmaları mümkündür. Kendince daha seçme olan güçlerini daha fazla devreye koyabilirler. Kısacası biz, Heftanin'de savaşın daha da ısınmasını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. 

'HEFTANİN SENDROMU'
Gazetecinin "Heftanin Sendromu" yaşandığına dair sorusuna Karayılan, "Düşmanda, nasıl ki geçmişte Nusaybin Sendromu yaşanmışsa şimdi de bir Heftanin Sendromu başlamış durumda" şeklinde yanıt verdi. 

"Kimileri parmağını, kimileri kolunu kırıyor. Yani bir korku ve kaygı vardır. Komutanları onlara sürekli bir biçimde, "bugün yarın bu işi halledeceğiz" diyor" ifadelerini kullanan Karayılan devamında şunları söyledi: 

'SU, YEMEK ONLARA YETMİYOR'
"İşte oldu iki ay, her gün savaş yaşanıyor ve her gün ölüyorlar. Yine savaşa gelmiş olan askerlerin ve kontraların temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Bu durum şöyle gelişmektedir: Şimdi onlar tepelerin zirvelerindedir ama bu zirvelerde su kaynakları yoktur. Su, aşağıdadır ama onlar aşağıya su almaya gidemiyorlar. Bunun için suyun onlara Kuzey'den helikopterlerle gelmesi gerekiyor. Helikopterler ise zaman zaman gerilla tarafından vurulduğu için hep gelemiyor. Kısacası bunlar helikopterler ile su getiremedikleri için her bir kişiye günlük 1.5 litre su veriyorlarmış. Tabi havalar sıcak olduğu için bu su onlara yetmiyor. Yine yemekleri yetmiyor. Şimdi birçok yerde bu türden sorunlar yaşıyorlar. Yani her gün onlara operasyon için 'araziye çıkın' talimatı veriliyor ama gerilla yoğun vurduğu için arazide hakimiyet sağlayamadıklarından dolayı bir türlü suya ulaşamıyorlar. Mevcut durumda bu çerçevede bir kriz içerisindedirler ve içlerinde istifa edenler olduğu gibi, asker ile korucular arasında da çelişkiler yaşandığı belirtiliyor.

'DÜŞMANI KÜÇÜK GÖRMEMEK GEREKİYOR'
Tabii gelen bu haberler karşısında rehavete kapılmamak ve yine düşmanı küçük görmemek gerekiyor. Biz şu an savaştayız. Unutmayalım ki, Çinlilerin de dediği gibi, 'su uyur düşman uyumaz.' Dolayısıyla ne hesap yapılıyorsa da düşman faktörü her zaman bu hesapların dahilinde olmalıdır. Bu bir savaştır. Şüphesiz düşmanın zayıflıkları vardır ama onların zayıflıkları üzerine değil, güçlü yanları üzerinde plan yapılmalıdır. Yani onların güçlü yanlarının da olduğunu hesap etmeli, buna göre planımızı yapmalı ve hareket etmeliyiz. Bu şekilde gerçekten darbe vurabiliriz. Bu konuda kendimizi de hiç kimseyi de kandırmamalıyız. Biz açık gerçeklerle yüz yüzeyiz. Dolayısıyla düşmanı dört dörtlük görmeli, doğru tahlil yapmalı, bu tahlil temelinde taktik yöntemler geliştirmeli ve bu temelde sonuç almalıyız. Eğer biz yalnızca onların zayıflıklarını esas alırsak, planlarımız boşluğa da düşebilir. Bunun için biz buna dikkat ediyoruz ama doğrudur; düşman perişan bir haldedir. Bir tıkanmayı yaşıyor. İşte şimdi Hulusi Akar gelmiş. Herhalde gücü değiştirmek istiyor. Kendisi görmek istemiş. Geldi ve gördü. Tabii bazı değişiklikler yapabilirler. Gerilla da buna göre yeni bazı hazırlıklar yapacaktır. Dolayısıyla gerillanın düşmanın her türden saldırısına karşı hazırlıklı olması gerekir. Bunun için biz buna bir ciddiyet çerçevesinde yaklaşıyoruz. Kısacası biz bu çerçevede yaklaşarak sonuca gitmek istiyoruz. Bu konuda kısa vadeli değil, uzun vadeli yaklaşıyoruz. Sadece taktik değil, stratejik bir biçimde ele alıyoruz. Bu biçimde yaklaşılırsa, sonuç olarak bu savaşı biz kazanacağız ve sonuç alacağız. İnancımız bu yönlüdür."

'KÜRDİSTAN'DA DİRENİŞ ÇİZGİSİ VARKEN, İHANET ÇİZGİSİ DE OLMUŞTUR'
Gerillanın başarılarını aktaran Karayılan, Heftanin'de korucu ve kontra öncülüğünde yürütülmesine ilişkin yöneltilen soruyu "Atalarımızın bir sözü var. Derler ki, "ağacın kurdu kendinden olmazsa, o ağaç yıkılmazmış." Herhalde bu atasözünü en iyi bilenlerden birisi de Türk devletidir" şeklinde yanıtladı. 

Devletin, bütün Kürt ayaklanmalarını Kürtlerin eliyle yendiğini söyleyen Karayılan şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Her zaman Kürdistan'da bir direniş çizgisi varken, bir de teslimiyet ve ihanet çizgisi olmuştur. Maalesef Kürt halkı bugüne kadar halen esir olarak kalmışsa bunun temel nedeni budur. Şimdi bunun için düşman bugün de Kürtleri kullanıyor. Bunlara korucu diyorlar. Tabii ki bütün korucular değil; korucuların içerisinden seçiyor, kendisini satmış, kontra olmuş, yani para için halkına ve geleceğine karşı bile savaşabilecek olanları gerillaya karşı savaşa koyuyor. Duyuyoruz; Heftanin'de harekete geçecekleri zaman onları öne yerleştiriyor. Yani bu Kürtler ne zamana kadar Türk askerinin önünde dedektör olarak dolaşmaya devam edecekler! Çünkü bunlar Kürtleri tıpkı o mayın dedektörleri gibi önüne katarak geliyorlar. Tabii bu, Kürtlerin bir yarasıdır. Bakıyoruz sadece Kuzey'de değil, mesela Güney'de de bunu örgütlemek istiyor.

'KÜRT, KÜRT'Ü ÖLDÜRMEMELİDİR'
Artık yeter! Ne zamana kadar böyle devam edecek. Kürt, Kürt'ü öldürmemelidir. Biz hiçbir yerde silahımızı hiçbir Kürt'e doğrultmak istemiyoruz. Korucularla savaşmak istemiyoruz ama korucular da gerillanın üzerine gelmemeli. Hadi diyelim köylerinin etrafında nöbet tutuyorlar. Tamam ama Heftanin'de ne arıyorlar? Düşman Heftanin'e niye gelmiş? Kürtlerin kökünü kazımak için. Biz bunların daha önce, Güney'de tampon bir bölge oluşturarak işgal etmek istediğini belirtmiştik ama şimdi Heftanin'de tıkanmış durumdalar.

'PÊŞMERGEYİ YANIMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ'
Bu, ulusal bir direniştir. Bütün Kürtler içindir. Her şeyden önce Güney Kürdistan içindir. Güney Kürdistan halkımızın bu gerçekliği görmesi gerekir. Güneyli kurumlar, mesela parlamento eğer projeler geliştirmek ve kararlar almak istiyorlarsa öncelikle bu gerçekliği göz önünde bulundurmalıdır. Bugün orada Kürt halkının çıkarları korunuyor. Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmak isteyen bu vahşi sömürgeciliğin karşısında bugün biz fedai bir yöntemle duruyoruz. Beklentimiz halkımızın da gelip bu mücadeleye katılmasıdır. Pêşmergeler de gelip katılmalıdırlar. Biz pêşmergeleri yanımızda görmek isteriz. 

'DÜŞMANI YENEMEZSEK, ARAPLARA DA SALDIRACAKLAR'
Eğer biz bu düşmanı burada yenemezsek, onlar Araplara da diğer bölge halklarına da saldıracaklar. Kısacası bu savaş öyle bir savaştır ki, vahşi ve faşist düşmana karşı tüm bölge halkları adına yürütülmektedir. Bu savaş, Kürt halkının ve halkların iradeleşme savaşıdır. Bunu görmemiz gerekiyor. Kimse buna karşıtlık yapmamalıdır. İşte birilerini örgütle, para pul vaat ederek, 'köyleri savunuyoruz' adı altında gerillanın üzerine gönder. Türk devletinin de başta "yalnızca köylerinizi savunacaksınız" dediği biliniyor. Bakın, şimdi ta Bingöl'den getiriyor, Heftanin'de savaşa sokuyor. Yani yavaş yavaş kayıyor ve kimse bu konuda kandırılmamalıdır.'

'PARA İÇİN HALKINIZA İHANET ETMEYİN'
Daha önceden yaptığımız ve arkadaşlarımızın da yaptığı çağrıyı tekrarlıyoruz: İster Kuzey'den olsun, isterse de Güney'den, hiç kimse Türk sömürgeciliğinin plan ve oyunlarına kanmamalı, para için kimse halkına ihanet etmemeli, düşmanın silahını eline almamalıdır. Hiç kimse, kutsal bir savaş yürüten bu gerillanın karşısında yer almamalıdır. Bunun için bütün Kuzeyli korucuları, bu operasyonlara katılmamaya çağırıyoruz. Tabii ki hiçbir operasyona katılmamalıdırlar ama Güney ve Rojava'daki operasyonlara katiyen katılmamalıdırlar. Bu bir ihanettir; böyle olmaz. Eğer katılırlarsa da Heftanin'de bir kadın arkadaşımızın dediği gibi; "kim karşımıza çıkarsa vururuz." Elbette vuracaklar. Gerilla o arazide karşısına kim çıkarsa vurur. Biz, korucu çevrelerin ve söz sahibi olan kişilerin, Türk devletinin Kürt'ü Kürt'ün eliyle öldürme siyasetinin önünde duracaklarına ve düşmanın bu vahşi siyasetini boşa çıkaracaklarına inanıyoruz. Aynı şeyi Güney için de söylüyorum. Herkes bilmeli ki, bu savaş, Güney Kürdistan'ın kazanımlarını koruma savaşıdır. Düşman bizi sıraya koymuş; her seferinde bir yeri hedefleyerek gelmek istiyor ama biz bu düşmanı yeneceğiz. Onlar Güney topraklarında yenilecekler. Gerillanın bu konudaki kararlılığı Heftanin'de açığa çıkmıştır."

'OSYAN HALKI TUTUM SAHİBİ OLMALIDIR'
Karayılan değerlendirmelerinin yanısıra çeşitli çağrılarda da bulundu. Botan Saha Komutanlığı'nın yaptığı bir açıklamayı hatırlatan Karayılan "Osyan köyünden bazı kişilerin gerillanın yerini tespit etmek için özel olarak uğraştığı, yani ajan olarak hareket edenlerin olduğu belirtiliyordu ve Osyan halkımızı buna karşı duyarlı olmaya ve bu tür pratikler içerisinde olanlara karşı tutum sahibi olmaya çağırıyordu. Ben de Botan Saha Komutanlığı'nın bu çağrısını tekrarlıyorum. Eski zamanlarda hatalar oldu; biz de acemiydik; bizler de yanlış yaptık, halkımız da bazı yanlışlara düştü. Bu, bizim tarafımızdan iyi anlaşılmıştır. Düşman bir kez daha bizi orada birbirimize düşürmek istiyor. Osyan halkımıza güvenimiz vardır. Bu konuda kuşkumuz yoktur ama aralarında bazı kendini satanlar vardır. Onlara karşı uyanık olmalıdırlar. Onları bu uğursuz işten çıkarmalı ya da onları tecrit etmelidirler. Yani tutum sahibi olmalıdırlar. Gerillaya karşı hareket etmemelidirler" dedi. 

'DİRİLİŞ BAYRAMINI KUTLUYORUM'
PKK Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, son olarak 15 Temmuz'un 36. yıldönümü dolayısıyla Kürt halkının Diriliş Bayramı'nı kutladı, 37. yıl mücadelesinde başarılar diledi. Karayılan, "Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, 15 Ağustos Atılımı'nın 36. yıl dönümünde çok önemli bir dönemden geçmektedir. Bu önemli dönemde Kürdistan'da yaşanan savaş, halkımızın ve bölge halklarının geleceğini belirleyecektir. Bu savaş, tarihi bir savaştır. Kürt halkını, Türk halkını ve bütün bölge halklarını bu AKP-MHP faşizminin pençesinden kurtarmak için mücadelemiz daha da yükselecektir. Herkes bunu bilmelidir. Bu temelde bütün yurtsever ve demokratik kesimlerden isteğimiz 37. yılda bu mücadeleye daha fazla katılmaları ve destek sunmalarıdır" diye konuştu.