20 Mayıs 2024 Pazartesi

Kanal İstanbul raporu: Kuraklık olacak

ÇMO İstanbul Şubesi, projenin hayata geçirilmesi halinde, su kaynaklarının yok olacağını ve tüm canlılarda sağlıksız su kullanımının yaygınlaşacağı belirtildi.
AKP iktidarı tarafından 'çılgın proje' olarak adlandırılan ve 2011 yılından bugüne dek gündemi meşgul eden Kanal İstanbul Projesi'ne yönelik tepkiler devam ederken, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi "Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Alanları Teknik İnceleme Raporu"nu yayımladı.
 
BirGün'ün haberine göre Kanal İstanbul'un söz edildiği gibi çılgın değil, geri dönüşü olmayan bir yıkım projesi olduğu kaydedilen raporda, Küçükçekmece Lagün Havzası'nın binlerce yıldır sahip olduğu kimliğinin tamamen değiştirildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
 
"Yarımburgaz Mağarası ve çevresinde yapılan kazılar, 'Bathoena' kazıları, antik Liman ve göl içinde kalmış Antik Deniz Feneri, sarnıç, kale kalıntısı, yol kalıntıları havzanın arkeolojisinin yüzbinlerce yıl öncesine, neolitik döneme, geç antik çağ ve Bizans dönemine (Helenistik ve Roma dönemlerine) kadar uzanan belleğini ispatlıyor. Bu denli uzun yıllar farklı kültürlerin yaşam sürdüğü, Küçükçekmece Lagün Havzası; 2000'li yıllardan itibaren, kültürü, tarihi, doğal alanları; ormanları, lagünü, göl ve göletleri, tarım alanları, dereleri ve meraları ile yapılaşma kıskacına sokulmaya çalışılıyor."
 
SUSUZ YILLAR YAŞANACAK
 
Bölgede yapılaşmanın hızlandığı, kentsel dönüşüm ve doğal alanların yapılaşmaya açıldığı ifade edilen raporda, artan göçün kentin su ihtiyacını artırdığı, bölgeye su sağlayan orman ve mera alanlarının yok edilmesiyle bölgenin kuraklığının da giderek artacağı kaydedildi. Öte yandan, yeraltı ve yerüstü sularının ticarileştirilmesinin sonucunda gelecek yıllarda tüm canlılar için susuz yılların ve sağlıksız su kullanımının yaşanacağını uyarı yapıldı.
 
EKOLOJİK DENGE ALTÜST EDİLİYOR
 
Kanal İstanbul projesinin uygulanması halinde Trakya yarımadası ve Marmara Denizi'ni de içine alacak bölgede geri dönüştürülemeyecek ekolojik yıkım yaşanacağı belirtilerek, şu bilgilere yer verildi:
 
"Karadeniz'den Marmara Denizine doğru akış ile tatlısu akiferleri ve karasal ekosistem tuzlanacak, tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek, sadece İstanbul ve çevresi değil, Trakya'ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanları ve karasal ekosistem geri alınamaz şekilde bozulacak, yıkıma uğrayacaktır.
 
Kanal çevresinde heyelan riski artacak, Küçükçekmece Lagün havzası kadar Trakya Bölgesi de ekolojik olarak olumsuz etkilenecektir. Bölgede yaşayan uygarlıkların izi, kentin kültürel hafızası yok olacaktır. Tasarlanan kanal ve yapılaşma ile, İstanbul'un kültürel mirası ve su havzaları da tehdit altındadır. Toplamda kentin su ihtiyacının yaklaşık %29'luk kısmını karşılayan su kaynaklarından Sazlıdere, bu proje ile tamamen ortadan kalkmaktadır."
 
YAŞAMIN SÜRMESİ İÇİN MEGA PROJELERİ DURDURUN
 
Kanal İstanbul ve Rezerv Yapı Alanları projesinin siyasi bir dayatma olduğu vurgulanan raporda, "Kanal İstanbul, 3. Havalimanı ve kentsel dönüşüm projeleri ile benzeri yaşamı katledecek mega projelerin ivedilikle durdurulması, iptal edilmesi, bu projelerin tehdidi altında olan Küçükçekmece Lagün Havzası'nın ekolojik yapısının, biyoçeşitliliğin, yaşam belleğinin korunması, yaşamın sürmesi için zorunluluktur" denildi.