'Kadınların örgütlü mücadelesini şimdi daha da büyütmeliyiz'
Yıllardır erkek egemen sistemin saldırılarına karşı mücadele eden ve ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, SKM Genel Sözcüsü Tanya Kara, SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat'ın da aralarında olduğu 16 sosyalist kadının tutuklanmasına tepki gösteren DEM Kadın Meclisi Sözcüsü Türkoğlu, Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Yardım ve HDK Kadın Merkez Koordinasyonu üyesi Yurtsever, 23 yıldır bir adım geri atmayarak iktidarın korkusu olan kadınların daha çok sokağa çıkması ve örgütlü mücadeleyi yükseltmesi gerektiğini kaydetti. ETHA'ya konuşan Türkoğlu, Yardım ve Yurtsever sosyalist kadın tutsakları sahiplenme ve dayanışmayı yükseltmeye çağırdı.
AKP, kadın ve çocuk düşmanı politikalarını hayata geçirmek için kendisine karşı çıkan, isyan eden, sokakları kuşatan kadın ve LGBTİ+'lara yönelik saldırılarını artırarak sürdürüyor. Yıllardır erkek egemen sistemin saldırılarına karşı mücadele eden Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Berfin Polat'ın da aralarında olduğu 16 sosyalist kadın tutsak edildi.
ESP'ye yönelik tutuklama teröründe 34 sosyalistin tutsak edilmesine karşı tepkiler ve dayanışma sürerken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (Dem Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Eğitim-Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi Koordinasyon üyesi Yağmur Yurtsever ile sosyalist kadınların tutsak edilmesini konuştuk.
TÜRKOĞLU: İKTİDAR, TOPLUMSAL DİRENİŞİ KIRMAK İÇİN KADIN MÜCADELESİNİ HEDEF ALIYOR
Dem Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, AKP-MHP iktidarının baskı politikalarının her alanda yaşandığını dile getirdi. Türkoğlu, "İktidarın kayyum politikaları nasıl demokrasiyi askıya almaksa yargı ve kolluk eliyle adalet, insan hakları, demokratik siyaset, ifade ve örgütlenme özgürlüklerimiz de her geçen gün daha da terörize edilerek tutuklamalar ile mücadele edenler bastırılmak istenmektedir. Muhalif ve özgür basına yönelik gözaltı ve tutuklamalar da iktidarın bu politikalarını teşhir ettiği için uygulanmaktadır. Keza sanatçıların Gezi direnişi üzerinden ifadeye çağrılmaları, iktidarın toplumsal direnişlere yönelik verdiği mesajdır. 23 yıldır AKP'nin inşa etmeye çalıştığı kadınlığa karşı isyan eden, itiraz eden ve her alanda ortak sözünü büyüten kadın mücadelesidir. İktidar, toplumsal direnişlerin kırılmasında kadın mücadelesini hedefine koyarak örgütlenme ve dayanışma ağlarımıza saldırmayı yol edinmiştir. İktidarın temel motivasyonu kadın, Kürt, emekçi düşmanı politikalarını hayata geçirmek oluyor. Aynı zamanda bu alanda mücadele yürüten demokratik siyaset, demokratik özneler yan yana gelmesin diye baskı ve ayrıştırma politikaları ile muhalefetin toplumsallaşmasını da engellemek istiyor" dedi.
'KADINLARIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİNİ DAHA DA YÜKSELTMELİYİZ'
Türkoğlu, 2025 yılını aile yılı ilan eden iktidarın 23 yıldır kadın kazanımlarını gasp ettiğini hatırlattı. Türkoğlu, "İktidar, aile ve nüfus politikaları ile kadınlara saldırmaktadır. Kadın katliamlarını, cezasızlık politikalarını, kadın yoksulluğunu, kadınların sağlık ve barınma sorunlarını konuşmayan iktidar, kadınların sorunlarını görünmez kılmak istiyor. Ailenin yükünü de tamamen kadınların omuzuna bırakarak erkek şiddetini, sömürü ve eşitsizliği daha da derinleştirmek istiyor. Kesintisiz bir mücadele ile iktidarın bu politikalarını teşhir ederken kadınların örgütlü mücadelesini daha da yükseltmemiz gereken bir yıldayız. Bileşen partimiz olan ESP ve SKM'ye yönelik saldırılar ve tutuklamalar bu mücadelenin neden hedef alındığını bize gösteriyor. Demokratik siyasetin ve mücadelenin özneleri olan Kürt kadın hareketi, Türkiye kadın hareketleri, sosyalist feminist kadınların ortak tutumu ve eylemselliği iktidarı zorlamaktadır. Mecliste de, sokakta da bunu defalarca kez deneyimledik" ifadelerini kullandı.
'TUTUKLAMALARLA, İKTİDAR KADINLARI SUSTURMAK İSTİYOR'
İktidarın, tutuklamalarla kadın mücadelesini kırmak istediğine vurgu yapan Türkoğlu, kadınların örgütlü mücadeleyi büyütmesi ve daha fazla sokakta olması gerektiğini kaydetti. Türkoğlu, "Mücadele etmek bizim haklılığımızı ve güçlü olduğumuzu gösterirken, tutuklamalar ise bu iktidarın kadınları susturmak için bir yöntemdir. İktidarın korkusu sesimiz ve isyanımızsa, sesimizi ve isyanımızı birlikte daha çok yükselteceğiz. Tutuklamaları kanıksamadan, dayanışmayı, moral ve motivasyonu büyüterek bu baskı politikalarını biz kadınlar birlikte aşabiliriz. Cezaevinden sokaklara, meydanlardan yaşamın her alanına bize dayatılanı kabul etmiyoruz. Bu yüzden ortak mücadeleyi büyüteceğiz. Geri adım atmayı bir an olsun düşünmedik. Ama bu iktidara geri adım attırmayı defalarca başardık" diye konuştu.
YARDIM: TUTUKLAMALAR KADIN MÜCADELESİNİ ENGELLEMEYE DÖNÜK POLİTİKADIR
AKP'nin iktidara geldiği günden beri kadınların haklarına, bedenlerine, kimliklerine dönük bir saldırı politikası uyguladığını dile getiren Eğitim-Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, "Kadınlar her gün katledilirken, şiddet görürken, tacize, tecavüze uğrarken kadın haklarının geliştirilmesi gerekirken tam tersine düşmanca ve kadın mücadelesini engellemeye dönük bir tutumla karşı karşıyayız. Çünkü kadınların hem Türkiye hem de dünya açısından çok güçlü bir direnişi var. Dünya açısından baktığımızda özellikle sağ siyasetin yükselişiyle birlikte hemen her yerde iktidarların ilk tutumu kadınlara karşı gelişti. Ama buna karşılık İran'da ya da Hindistan'da gördüğümüz gibi bir mücadeleye de tanıklık ediyoruz. Türkiye'de de kadınlar iktidarın tüm politikalarına karşı direnişi örgütlüyorlar. Buna yönelik de iktidar, gözaltı ve tutuklamalarla baskı politikası uyguluyor. Son operasyonlarda da özellikle sokakta olan, mücadele eden kadınları tutuklayarak bir biçimiyle diğer kadınlara hem gözdağı verme hem de kadın mücadelesini engellemeye dönük bir baskı politikasını gördük" dedi.
'ŞİMDİ SKM VE ÖGK'LI KADIN ARKADAŞLARIMIZI DAHA FAZLA SAHİPLENMELİYİZ'
İktidarın yürüttüğü politikaların kendi tabanında dahi bir karşılığının olmadığını ve bu nedenle kendisine muhalefet eden, güçlü ses çıkaran her kesime dönük müdahalesine işaret eden Yardım, "Bu saldırılar önümüzdeki dönemde kadınlar açısından artabilir. Bu nedenle her kesimden kadınlar olarak daha güçlü bir araya gelerek haklarımıza, emeğimize, kimliğimize sahip çıkmalıyız. Kadın mücadelesi sınıf mücadelesiyle, barış mücadelesiyle, hak temelli mücadeleyle de kesişimi olan bir mücadele alanı, bu nedenle biz kadınlar bugün derin yaşadığımız ve en çok biz kadınların etkilendiği yoksulluk krizine karşı ses çıkarırken aynı zamanda kadınlara dönük tutuklamalara da ses çıkarmalı ve bunların bağını güçlü bir şekilde kurabilmeliyiz" diye belirtti.
İktidarın sindirme ve alanlardan çekme politikasına karşı Yardım, "Biz daha güçlü bir mücadele hattını örebilmeliyiz. Özellikle tutuklu bulunan siyasetçilerle, son dönemde SKM ve ÖGK'li kadın arkadaşlarımızı daha fazla sahiplenmemiz, onların mücadelesini daha güçlü biçimiyle sürdürebilmemiz ve bir an önce serbest bırakılmaları üzerinden bir hat örmemiz gerekir" dedi.
YURTSEVER: BU OPERASYONLAR KADIN DAYANIŞMASIYLA BOŞA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR
HDK Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Yağmur Yurtsever, Rojava Devriminden, Gezi direnişe kadın mücadelesinin tarihsel açıdan gücünün daha da büyüdüğünü hatırlatarak kadın hareketlerinin siyasette öncü noktada olduğunu ve bu nedenle saldırılara maruz kaldığını belirtti. Yurtsever, "Özgün bir hareket olarak birlikte, stratejik ve sürekli mücadele yürüten kadınlar, tüm alanlarda örgütlenip önüne görev koyabiliyor. Emperyalist krizin bölgesel çatışmaya döndüğü bu süreçte; eşitlik, özgürlük ve onurlu barış mücadelesini sırtlanan kadın arkadaşlarımıza dönük bu saldırılar başta kadınlar ve LGBTİ+'lar olmak üzere halkların kaderine yönelik bir operasyon girişimidir. Bu operasyonlar sistematik olarak kadın dayanışmasıyla boşa düşürülmüştür, bu sefer de farklı olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Yurtsever, içinden geçilen süreçte erkek egemen sistemin saldırılarının arttığına dikkat çekti ve devam etti: "Kadın, çocuk, trans cinayetlerinin arttığı, erkek devlet şiddeti ve çocuk istismarının aile ve nüfus yılı ilanıyla sistematik olarak teşvik edildiği bir süreç olsa da Şule Çet'den Rojbin Kabaiş'e ve Gülistan Doku'ya hesap soran kadınlar, İstanbul Sözleşmesi için sokakları dolduran kadınlar, nafaka hakkı ve çocuk yaşta evlilik biçiminde çocuk istismarına karşı mücadele yürüten kadınlar tüm bu saldırıları göğüsleyerek, boşa düşürecek güç ve örgütlülükte. Senelerce birlikte alanlarda olduğumuz, kampanyalar örgütlediğimiz ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, SKM Sözcüsü Tanya Kara ve SGDF Eş Başkanı Berfin Polat şahsında tüm arkadaşlarımızla dayanışma ve selamlarımızı iletiyoruz. Birlikte mücadelemize duvarlar hiçbir zaman engel olamadı, olamaz da."
'BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ'
Kadın hareketinin gücünü ve meşruiyetini başta sokaklardan iş yerlerine, evlerden kampüslere...Hayatın her yerinde direnen kadınlardan aldığını söyleyen Yurtsever, "Kadınlar ve LGBTİ+lar artık bize dayatılan yaşamı kabul etmiyoruz. Senelerdir büyüyerek gelen eylemlerimiz gücümüzü de arttırıyor. HDK Kadın Meclisi bileşenleri ve mücadele güçleriyle birlikte geçtiğimiz 25 Kasım'dan aldığımız güçle 8 Mart'a gidiyoruz. Kadınlardan aldığımız meşruiyet ve sorumlulukla onurlu barışın inşası ve militarist patriarkal savaş politikalarına karşı direnişimizi büyütüyoruz. Birlikte güçlüyüz ve gücümüzü arttırmak kazanımlarımızı geliştirmek için tutsak kadın arkadaşlarımızla dayanışmalı ve örgütlenme çalışmalarımız içerisinde şimdi daha güçlü bir şekilde yer almalıyız" çağrısı yaptı.