6 Mayıs 2024 Pazartesi

'Kadınların çekildiği her alan şiddet yuvasına döner'

HDP Kadın Meclisi'nin "Kadın yoksulluğuna, erkek şiddetine karşı söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var" panelinde konuşan HDP Milletvekili Kemalbay, "Emek mücadelesi kadın özgürlük mücadelesi ve feminist mücadele ile birleştirilmeli" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında İzmir Aliağa'da panel düzenledi.

Moderatörlüğünü Emine Akçay'ın gerçekleştirdiği panelde HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ve Kadınlar Birlikte Güçlü'den Deniz Uslu konuşmacı olarak yer aldı.

KEMALBAY: KADIN MÜCADELESİ SİYASETE YÖN VERİYOR
Kadın mücadelesinin Türkiye'de siyasete yön verdiğini belirten Serpil Kemalbay cinsiyetçi sömürüyü ve baskıyı sona erdirme mücadelesi verdiklerini dile getirdi. 

Ev içindeki yükün paylaşılması, kamusallaşması gibi kavramların çok tartışılmadığını, bu eksende mücadelenin yetersiz olduğunu söyleyen Kemalbay, bakım emeğinin kamusallaştırılması, bakım merkezleri ve kreşlerde karşılıksız olarak sağlanması gerektiğini belirtti.

Emek mücadelesinin, kadın özgürlük mücadelesiyle birleştirilmesi gerektiğini kaydeden Kemalbay, "Bu mücadele verilmediğinde cinsiyetçi sömürünün katmerleştiğini görüyoruz. Kadınların emeği işyerlerinde de değersiz. Kimsenin yüzüne bakmadığı işlerde kadınlar çalışıyor. Bunu Kod-29'dan, eşit işe eşit ücret alamamasından, mevsimlik tarım işçiliğinden ve sendikalardaki erkek egemenliğine karşı mücadeleden biliyoruz" diye konuştu.

Post-Erdoğan adıyla tartışılan süreçte Millet İttifakı'ndan 6 partinin bir araya geldiğini ve bu toplantıda kadının adının dahi geçmediğini ifade eden Kemalbay, yürüttükleri "Demokrasi İttifakı" mücadelesinde kadınların önemli bir yerde durduğunu vurguladı. Kemalbay, son olarak feminist siyasetçilerin cezaevlerine atıldığını, erkek devlet şiddetinin arttığını belirterek kadınların sokaklarda olmasının elzem olduğunu kaydetti.

USLU: KADINLARA YÖNELİK TOPYEKUN SAVAŞ VERİLİYOR
Kadın, çocuk ve LGBTİ+ düşmanı iktidarın yaşanan şiddetten sorumlu olduğunu ancak ataerkil zihniyetin topluma sindiğini belirten Deniz Uslu da, "Kadınlara yönelik topyekun savaş veriliyor. Hiçbir yer güvenli değil. Yılda 400'den fazla kadının katledildiği yerde ülkeyi mi tek edelim? Ama umut veren bir mücadele var. Bu mücadele yeni başlamadı yıllardan beri sürüyor" diye ifade etti.

'MÜCADELE TOPLUMSAL TEPKİYİ BÜYÜTTÜ'
Erkek egemen zihniyete karşı kürtaj karşıtı eylemlerde, Gezi ayaklanmasında, işçi direnişlerinde kadınların en önde olduğunu belirten Uslu, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını hatırlattı, "Sözleşmenin meşruluğu ortada. Ülkenin en az yarısı kaldırılmasını desteklemiyor. 10 yıl önce taciz yaşandığında bu kadar tepki verilemiyordu. Kadınlar sosyal medyayı işgal etti, toplumsal tepki yaratıldı. Bu bir cinayettir dendiği için Şule Çet'in katilleri ceza aldı" şeklinde konuştu.

'ÇEKİLDİĞİMİZ HER ALAN ŞİDDET YUVASINA DÖNER'
Her yaştan ve meslekten kadının cinsiyetçi dile ve kadına yönelik şiddete karşı ses çıkardığını ifade eden Uslu, "Sadece şehir merkezlerindeki eylemler yetmez. Nerede olursa orada direnişi güçlü tutarsak orada gelişir mücadele. Tüm yaşam alanlarında, komşu ile kurulan ilişkide, okulda ve sokakta birbirimizden sorumluyuz. Kadınlar birbiriyle ne kadar iletişim kurabilirse o kadar iyi. Çekildiğimiz her alan şiddet yuvasına döner" diye belirtti.

Sunumların ardından panel kadınların katkıları ve sorularıyla devam etti.