15 Ekim 2025 Çarşamba

Kadınlardan komisyona yerine getirilmesi için 5 acil talep 

Komisyonun 15. toplantısında dinlenen Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi acil kabul edilmesi gereken 5 talep sundu. Kadınlar, siyasetin suç kapsamından çıkarılmasını, kayyum uygulamalarının derhal sona ermesini, anadilde eğitim hakkı, Hakikat ve Yüzleşme Komisyonunun kurulmasını ve Öcalan dahil tüm taraflarla görüşme yolunun açılmasını istedi. 

Süreç kapsamında Meclis'te kurulan komisyonun 15. toplantısında kadınlar ve gençler dinlendi. Komisyon, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), 29 Ekim Kadınları Derneği (29 EKD), Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) ve Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği'ni dinledi.

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi adına Ruşen Seydaoğlu ve Feride Eralp, hazırladıkları sunum ile söz aldı. Seydaoğlu, savaşlardan ve çözümsüzlükten en çok kadınların etkilendiğini ortaya koyan örnekler paylaştı. Katliam, kaybetme, göç ve tutuklamalara rağmen kadınların yaşamı yeniden kurduğunu belirten Seydaoğlu, özyönetim direnişi sırasında Barış için Kadın Girişimi olarak Kürdistan'a gittiklerini hatırlattı, tanıklıklarını aktardı. 

'ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ GÜVENLİKÇİ YAKLAŞIMIN KADINLARA YANSIMASI BAŞKAYDI'
Kadınların, "beslememiz gereken çocuklarımız var oturup üzülecek vaktimiz yok" dediğini söyleyen Seydaoğlu, "Yani kadınlar için hayatlarının yıkımına üzülecek vakit bile lükstü. Bu komisyonun barış için nasıl bir yasal çerçeve önereceğini tartışırken, kadınların bu deneyimlerini görmezden gelemeyiz. Kadınlar bunu sadece çatışmada yaşamadı; yaşamlarını, bedenlerini savaş alanı haline getiren politikalar barış arayışları sırasında da sürdü, sorgulanmadı. Örneğin, 2013-2015 yılları arasında çözüm sürecindeki güvenlikçi yaklaşımın, kalekol inşaatları ve askeri sevkiyatların kadınlara yansıması bambaşkaydı" dedi.
 
Seydaoğlu, bu savaşta en çok kadınların yoksullaştırıldığını belirti. 

ÜÇ ACİL TALEP HATIRLATILDI
Ardından Eralp, söz aldı. Eralp, "Şimdiye kadar üç acil talebimizi kamuoyunda, hatta bu Meclis'in kapısında ifade ettik. Burada genişletilmiş taleplerimize geçmeden önce, barışın konuşulabiliyor olması için öncelikle askeri operasyonların durduğu, tezkerelerin iptal edildiği bir ortamın elzem olduğunu belirtmek istiyoruz. TBMM'nin ve ilgili tüm kurumların yerine getirmesi gereken taleplerimizi Komisyon'un dikkatine sunuyoruz" diyerek inisiyatif adına taleplerini açıkladı.

SİYASETİN SUÇ KAPSAMINDAN ÇIKARILMASI İSTENDİ
İnisiyatif, ilk olarak siyasetin suç kapsamından çıkarılmasını ve TMK ile benzeri yasal düzenlemelerin kaldırılmasını talep ederek, bugün adaletsiz bir suç ve infaz rejiminin yürürlükte olduğuna dikkat çekti. Kadın katliamlarında faillerin cezasız kalmasına rağmen, demokratik haklarını kullanan vekillerin, gazetecilerin, akademisyenlerin, belediye başkanlarının ve öğrencilerin rehin tutulduğunu belirterek, bu çifte standardın barış açısından ciddi bir risk oluşturduğunu ifade etti. "Bugün değilse yarın barış talep etmek suç olabilir" diyen kadınlar, hukukun siyasallaşmasının önüne geçilmesini, hasta tutsakların serbest bırakılmasını ve ATK'nin siyasi bir baskı mekanizması olmaktan çıkarılmasını istedi.

KAYYUMLARIN DERHAL SONLANMASI İSTENDİ
İkinci talep, kayyum uygulamalarının derhal sonlandırılması ve bu uygulamaların yasal zeminini oluşturan OHAL dönemli Cumhurbaşkanı Kararnamesi'nin iptali yönünde oldu. inisiyatifi, 2016'dan bu yana 164 belediyeye kayyum atandığını ve bunların neredeyse tamamının Kürdistan'daki belediyeler olduğunu belirterek, "Kayyum sadece bir idari müdahale değildir; eşitliğe de bir darbedir" dedi. Kadınların uzun yıllar mücadelesiyle kurulan sığınakların, danışma merkezlerinin ve kadın birimlerinin kayyumlar eliyle kapatıldığını ifşa etti. Van'da kayyumların kadınlara yönelik uygulamaları örnek gösterilerek, kadınların ücretsiz ulaşımını sağlayan Jin Kart'ın iptali, Şahmerdan Kadın Merkezi'nin kapatılması, kadın üretim kooperatiflerinin dağıtılması gibi uygulamalara dikkat çekildi. Kadın inisiyatifi, kayyım sisteminin eşbaşkanlık modelini kriminalize ettiğini belirterek, CEDAW Sözleşmesi'nin 7. maddesine atıfla, kadınların siyasal yaşama eşit katılımını güvence altına almanın devletin yükümlülüğü olduğunu söyledi.

ANADİLDE EĞİTİM HAKKI İSTENDİ
Üçüncü talep, sürecin altyapısının oluşturulmasında tüm kimlik ve aidiyetler için eşitlik ve kapsayıcılığın temel alınması oldu. Anadilde eğitim ve hizmet alma hakkının, Kürt halkının eşit yurttaşlık hakkının ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanarak, Türkiye'de 15–20 milyon kişinin konuştuğu Kürtçenin hala "bilinmeyen dil" olarak sayılması, kadınların gündelik yaşamda maruz bırakıldıkları ayrımcılığın en somut örneklerinden biri olarak ifade edildi. Okuma-yazma bilmeyenlerin yüzde 80'inden fazlasını kadınların oluşturduğu, Türkçe bilmeyen kadınların ise kamusal hizmetlere erişimde ciddi engeller yaşadığı vurgulanarak Fatma Altınmakas katliamı hatırlatıldı. Kadın inisiyatifi, anadilinde eğitimin bir kadın meselesi olduğunun altını çizdi ve çok dilli toplumların dünya genelinde daha güçlü, daha demokratik örnekler sunduğunu hatırlattı. Eşit yurttaşlık anlayışının yalnızca etnik kimlikle sınırlı kalmaması; toplumsal cinsiyet, LGBTİ+ hakları ve kadın eşitliği için de geçerli olduğu belirtilerek, İstanbul Sözleşmesi'ne dönülmesi çağrısında bulundu.

'HAKİKAT VE YÜZLEŞME KOMİSYONU KURULSUN'
Barışın kalıcı olabilmesi için mutlaka savaş suçlarını araştıracak bağımsız bir Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulması yönünde dördüncü talepleri olduğunu söyleyen inisiyatif, savaş dönemlerinde kadın bedenine yönelmiş cinsel şiddetin görünmezliğine dikkat çekti. Kürt illerinde yaşanan tecavüz, işkence, taciz vakaları ve bunların cezasız bırakılmasının barışın önünde ciddi bir engel oluşturduğu vurgulandı. "Cinsel şiddet savaş silahı olarak kullanılamaz" vurgusu yapıldı. Gülistan Doku ve Feleknaz Keskin gibi kayıp kadınların akıbetinin aydınlatılması, faillerin ve onları koruyan yapıların yargılanması inisiyatifin bir diğer talebi oldu. Zorunlu göçlerle boşaltılan köylerin sahiplerine iade edilmesi, tahrip edilen doğanın ve kadınların emeğine el konulan alanların telafi edilmesi de bu talebin kapsamına dahil edildi.

'ABDULLAH ÖCALAN DAHİL TÜM TARAFLARLA GÖRÜŞME YOLU AÇILSIN'
Beşinci talep ise barış sürecinin şeffaf yürütülmesi ve sürecin tüm taraflarıyla, özellikle de Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'la görüşme yolunun açılması yönünde. Kadınlar Öcalan'ın, Kürt halkı açısından yüksek temsil gücüne sahip olduğunu ve bu nedenle diyalogdan dışlanmaması gerektiğini komisyona açık biçimde aktardı. Sürecin yalnızca devlet ve hükümetle sınırlı kalmaması, kadın örgütleri ve sivil toplumun aktif olarak dahil edilmesi gerektiği ifade edildi. Kadınlar, gerillaların sivil hayata güvenli biçimde katılımının yasal çerçevesinin oluşturulması gerektiğinin de altını çizdi. Kadınların dağa katılım nedenleri arasında yalnızca etnik değil, aynı zamanda patriyarkal baskı ve erkek şiddetinden kaçış gibi toplumsal faktörlerin bulunduğuna dikkat çekildi. Bu nedenle dönüş sürecinde kadınların yeniden eşitsiz bir yaşama zorlanmasının yeni çatışmalara yol açabileceği uyarısında bulunuldu.