19 Mayıs 2024 Pazar

Kadınlar Süreyya'dan haykırdı: Eşitliğin olmadığı yerde aşk da yok

14 Şubat'ın kapitalist erkek egemen sistemin kadınlara sahte "değer" biçtiği bir gün olduğunun altını çizen Kadınlar Birlikte Güçlü, Süreyya Operası önünde, eşitliğin olmadığı bir dünyada aşkın da olmadığını haykırdı. Kadına yönelik şiddetin, sömürünün 14 Şubat gibi günlerle üstünün örtüldüğünü kaydeden kadınlar, kadın dayanışmasıyla özgür bir yaşamı kuracaklarını ve sokakları terk etmeyeceklerini vurguladı. 

Kadınlar Birlikte Güçlü, "Başka türlü bir aşk, başka türlü bir hayat" şiarıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde yaptığı eylemle 14 Şubat'a ilişkin açıklama yaptı.

Kadınlar eylem öncesi Süreyya Operası önüne "Geceleri de meydanları da sokakları da terk etmiyoruz" sloganları ve ellerinde mor flama ile yürüdü. Süreyya Operası önüne gelen kitleyi ise yüzlerce kadın karşıladı. Kadınlar burada "Atanmış değil seçilmiş aşk" yazılı dev pankartı açtı. Kadınlar ayrıca "Hetereopatrikarkal evlilik cüzdanınız Ayşe ile Fatma'nın aşkına engel mi sandın", "Üniversitede de aşkta da kayyuma da nakka", "Güllerin sana kalsın sokaklar bizimdir" yazılı dövizleri taşındı.

Kapitalist sistemin yarattığı ve öldüren aşkı istemediklerini haykıran kadınlar, "Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz", "Kadınlar birlikte güçlü", "Dayanışmamızla, coşkumuzla birlikte güçlüyüz", "Dünya yerinde oynak kadınlar özgür olsa" sloganlarını attı.

Kadınlar Birlikte Güçlü adına yapılan açıklamada, 14 Şubat'ın kapitalist, erkek egemen sistemin kadınlar şiddetin gölgesinde yaşamıyormuşçasına kadınlara sahte bir değer biçtiği bir gün olduğunun altı çizildi.

'SEVGİ ADI ALTINDA SÖMÜRÜLÜYORUZ'
Sevgililer Günü'nün Heteroseksist düzenin kadın ve erkek arasında ev içinde yaşadığı aşkı kutsadığı bir gün olduğu belirtilen açıklamada, "'Makbul' sayılmayan aşklar, bedenler, kimlikler bir 'yoktur'la hem yok sayılıp hem hedef gösteriliyor. Bugün için hediyeler almaya sokaklara çıkıldı, sürprizler hazırlandı. Sevgi adı altında kadın emeği sömürüsü, erkek şiddeti, flört şiddetinin türlü biçimleri pofuduk oyuncaklarla, pırlantalarla, mutfak robotlarıyla, kozmetik ürünlerle gizlenmeye çalışılıyor" ifadelerine yer verildi. Açıklamada ayrıca Sevgililer Günü gibi günlerin erkek şiddetini görünmez kılmayı amaçladığı kaydedildi.

'EŞİT BİR YAŞAMDAN DA EŞİT BİR AŞKTAN DA SÖZ EDİLEMEZ'
Açıklamada devamla katledilen kadınların adı okunarak faillerinin dışarıda olduğunun altı çizildi. "Eşit bir yaşamdan da eşit bir aşktan da söz edilemez" denilen açıklamada, devlet yetkililerinin birinci ağızdan LGBTİ+'ları hedef aldığı, Cumhurbaşkanı'nın kadını aileyle, anneliği de heteroseksüellikle sınırlandırdığı belirtildi. Devlet yetkililerinin nefret suçu işlediğine dikkat çekilen açıklamada, "Aile içinde artan şiddeti önlemeyen devlet, kadının ille de evlenmesini ille de çocuk doğurmasını bekliyor. Bir haberimiz var patriyarkal devlete: Lezbiyen anneler de vardır! İster evlenir ister evlenmeyiz, ister doğurur ister doğurmayız, ister hamile kalır kürtaj oluruz, ister kızlı-erkekli ister kadın kadına ister hiçbir kalıba sığmadan aşk yaşarız! Evet tüm bu kararlar bizim. Erkek egemen düzenin, kimi adamların irademizi yok sayarak bize atadığı o hayatı yaşamayacağız" denildi.

'İSTEDİĞİMİZ ÖZGÜR YAŞAMI BİRLİKTE KURABİLECEĞİMİZİ BİLİYORUZ'
Evde, sokakta, hayatın her alanında isyan ettiklerini söyleyen kadınlar, "Biz öldüren, öldürmeyince de süründüren sevginizi istemiyoruz. Sevgi adı altında gizlenen örtük şiddetinizi istemiyoruz. Biz kadınlar süslü cümlelerinizin altında yatan karanlık gerçeği biliyoruz. İstediğimiz özgür yaşamı ancak el ele vererek birlikte kurabileceğimizi de biliyoruz. Pandemide kadın emeği sömürüsü kat be kat artmışken, birçok kadın işsiz bırakılmışken ya da iyice güvencesiz koşullarda çalışıyorken hiçbir şey yokmuşcasına 'Sevgililer Günü' hediyeleriyle bu çarkın dönmesine rızamız yok. Tekrar haykırıyoruz: Eşitliğin olmadığı bir dünyada aşk da yok! Varlığımıza, arzularımıza, kararlarımıza, hayır'larımıza alışacaksınız" dedi.

Sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınların eylemi; alkış, zılgıt ve sloganlarla son buldu.