28 Mart 2024 Perşembe

Kadınlar 'ölmek istemiyoruz' haykırışıyla alanlarda

25 Kasım dolayısıyla çok sayıda kentte alanlara çıkan kadınlar, "Kızının gözleri önünde katledilen Emine Bulut'un 'ölmek istemiyorum' haykırışı tüm kadınların haykırışıdır" diye belirtti.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla çok sayıda kentte eylemler düzenlendi.

VAN
Van'da kadınlar Musa Anter Parkı'na düzenlenmek istenen yürüyüşe polis, kentteki yasakları gerekçe göstererek izin vermedi. Bunun üzerine HDP İpekyolu ilçe binasının önünde yapılan basın açıklamasına Barış Anneleri Meclisi, Ağrı Milletvekili ve HDP Kadın Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Muş Milletvekili Şevin Coşkun, Van Milletvekili Muazzez Orhan, Belediye eşbaşkanları, HDP il eşbaşkanları ile bölge kentlerinden gelen çok sayıda kadın katıldı. "Jin jiyan azadî", "Özsavunma haktır", "Erkek, devlet şiddetine karşı isyandayız", "Li hemberê zilmê jin dirabin ser piya" dövizlerinin açıldığı açıklamada kadınlar; "Jin dimeşin er û ezmen diheje", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları attı.

Kadınlar adına açıklama yapan Taşdemir, insanlık tarihinden bu yana kadınların zulüm gördüğünü ve tecavüze uğradığını belirtti. Taşdemir, "Kadınlar olarak hiçbir zaman alanları bırakmayacağız. Bugün baskılara karşı mücadele veren kadınlar ne yazık ki devlet ve AKP tarafından yok edilmeye çalışılıyor. Bugün bu zihniyete karşı çıkan kadın kurumları onlar üzerinde baskı ve yok etme politikalarıyla karşılaşıyoruz. Biz de biliyoruz ki AKP iktidarı baskı ve şiddet uygulayarak ayakta durmaya çalışıyor. Kayyum ve erkek zihniyeti kadın kurumlarına yönelip kapatıyorlar. Belediyeler içinde kadınların kendisine ait oluşturduğu sisteme el koydular" dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye'de kadın kazanımlarına IŞİD zihniyetiyle saldırıldığını dile getiren Taşdemir, "Orada olan özgürlüğü ortadan kaldırıp IŞİD zihniyetini yaşamsallaştırmaya çalışıyorlar. Yine her yerde kadın kazanımlarına el uzatıp baskı altına almaya çalışıyorlar. İstanbul Sözleşmesi ile nafakayı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kadın mücadelesi özgürlük, eşitlik mücadelesidir. O yüzden de kadınları kendilerine engel olarak görüyorlar. 60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti'ne karşı başkaldırmış kadınlar, bugün dünyanın dört bir yanında Lübnan'da, Şili'de, Latin Amerika'da, Rojava Kürdistan'ına kadar ayaktadırlar. Dominik Cumhuriyeti'ndeki kadınların şahsında, bugün Sara, Sevê, Hevrin Xelef'lere kadar kadın ayaklanması büyümeye devam ediyor. Kadınlar hiçbir zaman erkek tarafından ve devlet politikası karşısında boyun eğmedi. Bu iktidarın temelini de kadınlar sarsacak" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Basına açıklamasının ardından yürüyüşe geçmek isteyen kadınlara polis izin vermedi. Kısa süreli yaşanan gerginliğin ardından polisin bir kadını gözaltına almak istemesi gerginliği daha da arttırdı. Gerginlik ve polis ablukasına direnen kadınlar sloganlarla HDP il binası önüne kadar yürüdü. İl binasına varan kadınlar burada uzun bir süre halay çekerek eylemlerini sonlandırdı.

URFA
Urfa Kadın Platformu, HDP Urfa İl binası önünde açıklama yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı eylemde, "Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız" yazılı pankart açılarak, "Jin jiyan azadî", "Jin jiyane, jiyan berxwedane" ve "Kadın cinayetleri ideolojik, politiktir" yazılı dövizler taşındı.

Platform adına açıklama yapan HDP İl Eşbaşkanı Emine Çetiner, iktidarın politikaları sonucunda kadına yönelik şiddetin arttığını belirterek, savaşın kadınlar için ölüm, şiddet, tecavüz, yoksulluk olduğunu söyledi. Çetiner, "Neredeyse her gün iki kadın, en yakınındaki erkek tarafından öldürülmekte. Son 17 yılda bu rakam 15 bin üzerine çıktı. Sadece Eylül ve Ekim ayında 86 kadın katledildi. Kızının gözleri önünde katledilen Emine Bulut'un 'ölmek istemiyorum' haykırışı tüm kadınların haykırışıdır" diye konuştu.

Urfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu da Baro binasında basın açıklaması yaptı. Baro Başkanı Abdullah Öncel'in de katıldığı Baro Kadın Komisyonu'nun açıklamasını komisyon başkanı Avukat Serap Polat yaptı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine yer veren Polat, "Açıklama yaptığımız şu saatlerde dahi dünya üzerinde her iki dakikada bir kadın fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Urfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak 'Kadına yönelik şiddete ses çıkarmayan, önlemeyen, gerekli yaptırımları uygulamayan bir toplum yok olmaya mahkumdur' diyerek 25 kasım Kadına Yönelik şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne dikkat çekmek istiyoruz" dedi.

ADANA
Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında ilk olarak Adana Adliyesi içerisinde Mahmut Esat Bozkurt Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Merve Gündoğdu, basın metnini okudu. "Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir" diyen Av. Gündoğdu, dünyanın her yerinde kadınların hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda saldırıya maruz kalıp sömürüye uğradığını dile getirdi.  

DİSK'e bağlı Emekli-Sen Adana Şubesi, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında DİSK Çukurova Temsilcilik binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Zeliha Divarcı, "Bizler DİSK Emekli Sen'li kadınlar olarak tüm bu kadın düşmanı politikaların karşısında duruyor; tüm emekli kadın yoldaşlarımızı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz" dedi.

DİYARBAKIR
Diyarbakır Barosu, Baro Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyeleri, Tahir Elçi Konferans Salonu'nda açıklama yaptı. Merkez üyesi avukat Çiğdem Sevimli yargıya intikal eden kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz ve cinsel saldırı dosyalarında etkili soruşturmaların yürütülmediğini, çok sayıda dosyanın yargı eliyle sürüncemede bırakıldığını, artan kadın cinayeti davalarında halen haksız tahrik ya da iyi hal indirimlerinin failleri cesaretlendirici şekilde uygulandığını söyledi.

Sevimli, İstanbul Sözleşmesinin iç hukuktaki yansıması olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Engellenmesine Dair Kanunun uygulanması bakımından sorunları çözemediğine dikkati çekti. Sevimli, "Kadınların nafaka hakkına sınırlama getirmenin Türkiye’de giderek artan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştireceğini biliyoruz. İktidar, kadın kazanımlarına saldırıları, kayyum, savaş politikalarıyla da desteklemektedir. Kadına yaşam alanı tanımayan irade gaspına zemin hazırlayan bu uygulamalar kabul edilemezdir" dedi.

İZMİR
İzmir Barosu tarafından 25 Kasım kapsamında bir araya gelen kadınlar, yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne yürüyen kadınlar, katledilen kadınların fotoğraflarını taşıdı. "Boşanmayı değil, kadın cinayetlerini engelle" sloganı atan kadınlar, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamayı kadınlar adına İzmir Barosu Genel Sekreteri Avukat Perihan Dağdelen yaptı.

Kadınlar olarak erkek şiddetine karşı seslerini duyurmaya çalıştıklarını kaydeden Dağdelen, "Kadına yönelik erkek şiddeti hız kesmiyor. Failler ve cinayetlere engel olmak için hiçbir şey yapmayan işbirlikçileri, adeta bir savaşa dönen bu cins kırım nasıl durdurulabilir, sorusunu dahi sormaksızın, kadınları görmezden geliyor, yok sayıyorlar. İstanbul Sözleşmesi, tam da bu nedenlerle, şiddeti önleme yükümlülüğünü yerine getiremeyen Türkiye'nin tazminat ödemesine hükmeden AİHM kararı sonrası imzalanmıştır. İstanbul Sözleşmesi'ne bağlı 6284 sayılı kanunda 8 Mart 2012'de kadınlara 8 Mart hediyesi olarak açıklanmıştı. Kadına yönelik şiddeti önleme görevini yerine getireceği ve bu yönde tüm tedbir ve uygulamaları öncelikle hayata geçireceğine dair sözleşmeyi imzalayan hükümet, o günden bu güne hiçbir şey yapmadı" dedi.

Dağdelen son olarak, "Kazanımlarımızın geriye götürülmesine izin vermeyeceğiz, yasaları uygulatacak, daha iyilerini yapacağız. Hem mesleğimiz gereği hak savunucusu, hem de bu ayrımcılığa uğrayan kadınlar olarak, sokakta, adliyelerde, karakollarda, yükümlülüklerinizi, yasaları hatırlatacak, haklarımızı için mücadeleyi bırakmayacağız” diye konuştu.

HATAY
İskenderun Kadın Platformu, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Boyacılar Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. Platformun çağrısı üzerine etkinliğe katılan çok sayıda kadın, artan şiddete tepki gösterdi. Kadınlara, bir erkek tarafından yüzü kezzapla yakılan Berfin Özek ve Hatay Barosu Başkanvekili Avukat Sevinç Çakıcı da destek verdi. Kadınlar, katledilen hemcinsleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Platformu Sözcüsü Medine Yayman, "Biz ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız. Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede" dedi.

MARDİN
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde, aralarında HDP Mardin milletvekilleri Ebru Günay ve Pero Dündar'ın da bulunduğu çok sayıda kadın parti binası önünde bir araya geldi. Yöresel kıyafetler giyen kadınlar erbaneler eşliğinde sık sık "Jin, jiyan, azadî" sloganları attı. Bir süre burada bekleyen kadınlar daha sonra Özgürlük Meydanı'na yürümek istedi. Ancak, polisler eylem ve etkinliklere getirilen yasağı gerekçe göstererek yürüyüşü engelledi.

Söz konusu engellemeye tepki gösteren HDP'li Pero Dündar, kadınlara yönelik şiddetin AKP iktidarı döneminde arttığını dile getirdi. Kadın cinayetlerine karşı alınan önlemler ve yaptırımların yetersiz kaldığına işaret eden Dündar, AKP'nin kadınları tehlike olarak gördüğünü dile getirdi.

Etkinlik, kadınların erbaneler eşliğinde söyledikleri ezgilerle halaya durmasıyla son buldu.

Mardin Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu da 25 Kasım dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Mardin Adliyesi önünde yapılmak istenen açıklamayı Mardin Cumhuriyet Savcılığı, valilik tarafından ilan edilen eylem ve etkinlik yasağını gerekçe göstererek engelledi. Bunun üzerine Mardin Barosu'nda gerçekleştirilen açıklamaya Mardin Baro Başkanı ve çok sayıda avukat katıldı.

Basın metinini Mardin Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Koordinatörü Emine Erboğa okudu. Emine, adliyede açıklama yapmalarına ve broşür dağıtmalarına izin verilmemesinin kadına yönelik şiddetin devamı olduğunu söyleyerek, buna karşı hukuki süreci başlatacaklarını söyledi. Dünyanın her yerinde kadınların, dayanışma ve mücadele ruhuyla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, aile içi ve toplumsal şiddete karşı çıktığını belirten Emine, Türkiye'de de kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığına dikkat çekti.

Mardin Barosu Kadın Hukuku Komisyonu olarak kadınların elde ettiği kazanımları ihlal edecek düzenleme ve değişikliklerin karşısında olacaklarını vurgulayan Emine, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.

Açıklamanın ardından kadınlar "Mirabel Kardeşler" filmini izledi.

BATMAN
HDP Batman Kadın Meclisi, Atatürk Parkı'nda bir araya gelerek yürüyüş düzenlemek istedi. Parkın çevresi ve HDP il binası önü polis ablukasına alınırken, HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve HDP'li il ve ilçe eş başkanlarının da aralarında bulunduğu kadınların yürüyüş yapmasının engelleneceği belirtildi. Kadınlar ile polis arasında yarım saat süren görüşmede, 150 metrelik mesafede, slogansız, dövizsiz ve pankartsız yürüyüşe 'izin verilebileceği' söylendi. Görüşmenin ardından kadınlar, park önünde önce kısa bir açıklama gerçekleştirdi. Açıklama yapan HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, kadınların her gün dört duvar arasına hapsedilmeye çalışıldığını belirterek, kadın cinayetlerine ve şiddete karşı mücadele edeceklerini söyledi.

Kadınlar, açıklamanın ardından katledilen kadınların isimlerinin yer aldığı dövizler ile Öğretmen Evi önüne kadar sloganlar eşliğinde yürüdü.

ŞIRNAK
Şırnak'ın Cizre ilçesinde de 25 Kasım etkinlikleri kapsamında yapılmak istenilen yürüyüşü polisler engelledi. HDP milletvekilleri Semra Güzel ve Nuran İmir'in de bulunduğu çok sayıda kadın parti binasında bir araya geldi. Bu sırada parti binası ve yürüyüş güzergahına giden tüm yollar polisler tarafından zırhlı araçlarla abluka altına alındı. Polisler, kadınların parti binasında dışarıya çıkmasına izin vermeyerek, eylem ve etkinliklere getirilen 15 günlük yasak gerekçesiyle yürüyüşe izin vermeyeceklerini belirtti.

Engelleme üzerine HDP'li Nuran İmir ve polisler arasında bir süre tartışma yaşandı. İmir engellemenin de kadına dönük bir şiddet olduğuna dikkat çekti. Bina bahçesindeki kadınlar da sık sık, "Jin, jiyan, azadî", "Kadın cinayetleri politiktir" ve "Yürüyüşü değil tecavüzü engelle" sloganları ve zılgıtlarla polisin tavrına tepki gösterdi. Bina bahçesinde bir süre gerçekleşen oturma eyleminin ardından konuşan İmir, "Clara Zetkinlerden Rosa Luxemburglara, Mirabel Kardeşlerden Sakinelerden aldığımız mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.

Semra Güzel ise "Bugün tek bir kadın dahi kalsak bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bugün kadınlar ayaktalar. Kadın ve devlet şiddetine karşı yürüttüğümüz mücadele mutlaka başarıya ulaşacaktır" mesajı verdi.

HDP Cizre İlçe Eşbaşkanı Güler Tunç da "Kadın iradesini yok sayan kayyum siyasetine, eşbaşkanlığa dönük saldırılara, dayatılan yoksulluğa, nafaka hakkımızın gasp edilmesine karşı varlığımızın, irademizin ve emeğimizin görülmesi için alanlarda olacağız" diye konuştu.

Konuşmaların ardından kadınların etkinliği halaylarla son buldu.

RİZE
Rize'nin Fındıklı ilçesinde kadın örgütleri Tahiroğlu köprüsünden ilçe merkezine kadar yürüyerek taleplerini dile getirdi.

Yürüyüş sırasında katledilen kadınların adlarını okundu, "Öldüren sevgi istemiyoruz", "Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun" sloganlarını attı. Yürüyüşe katılan Belediye Başkanı Ercüment Ş. Çervatoğlu "Kadına yönelik şiddete 'hayır' demek için bir gün var bunda bile zulmediyorlar" dedi. Yürüyüşün sonunda, cami önünde oturma eylemi yapan kadınlar kadına yönelik şiddetin önüne geçeceklerini ifade etti.

BURSA
Bursa'nın Panayır Mahallesi'nde kadınlar, 25 Kasım etkinliği gerçekleştirdi. Etkinlik, iki tiyatro oyunu ve Psikolog Doktor Müberra Yenişar ve Avukat Tuğçe Çelik Karademir'in sunumu ile gerçekleşti.

Açılış konuşmasını yapan 2016'da kapatılan Panayır Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Filiz Tali, şiddeti, yoksulluğu dayatan politikalara karşı kadınların isyan cümlesinin "Ölmek istemiyoruz" olduğunu ifade etti. Açılış konuşmasının ardından Cem Evi Kadın Kolları Başkanı Sevgi Başboğa konuşma yaptı. Başboğa, "Emine Bulut'un çığlıkları hâlâ kulaklarımızda, ölmek istemiyoruz" dedi.

Ardından psikolojik şiddeti konu alan bir tiyatro oyunu sergilendi. Ardından Psikolog Doktor Müberra Yenişar konuştu. Yenişar, psikolojik şiddet, aile içi şiddet ve toplumsal cinsiyet rollerinden bahsederek Panayırlı kadınların her gün yüz yüze geldiği sorunlardan bahsetti. Yenişar, "Eğer birlik olmazsak öldürülmeye yok sayılmaya ezilmeye devam edileceğiz" dedi.

Şiddete maruz kalan bir kadın söz alarak başından geçen evlilik hikayesini anlattı. Evlendikten bir hafta sonra eşi ve ailesi tarafından odasına kitlenip "Biz kadın ekmeği yemeyiz, işe gidemezsin" gibi baskılarla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Kadın, "Bu sadece evlendiğim kişinin değil mevcut aile yapısının kadına bakışıdır. Mahalle baskısı, sistem baskısı birleştiğinde kadın psikolojik şiddeti dört bir taraftan yaşıyor" dedi.

Tiyatro gösterilerinin ardından söz alan Avukat Tuğçe Çelik Karademir, İstanbul Sözleşmesi, nafaka hakkı ve şiddete maruz kalan kadınların haklarından bahsetti. Karademir, "Beni arayanlar hep 'Bir komşumun şöyle bir durumu var' diye arıyor. Artık ben de diyorum ki 'Bir komşumuza İstanbul Sözleşmesi'nin hak olduğunu anlatalım. İstanbul Sözleşmesi'nin olmadığı durumda mevcut düzenin bizi kendi çarkları içinde eritip yok edeceğini bilelim, bir komşumuza dahi yapılmış en ufak şiddete karşı sesimizi çıkartalım" dedi.

Uludağ Üniversitesinde öğrencilerin kurduğu Görükle Kültür Sanat Platformu'nun kadın çalışmaları atölyesi, 25 Kasım'a yönelik "krize şiddete eşitsizliğe karşı gücümüz birliğimizdir" etkinliği gerçekleştirdi. Avukat Elif Ergin'in katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, kriz ve şiddetin aynı oranda attığı, genç kadınlar üzerindeki etkisi, 6284 maddesi, İstanbul Sözleşmesi ve genç kadınların haklarının neler olduğunun tartışıldığı bir etkinlik gerçekleşti.

Ergin, ekonomik kriz, şiddet ve eşitsizlik sorunlarının birbiriyle çok temel bağlantıları olduğunu dile getirdi. Ergin, "Nefes almak ve yaşamak zorundayız. Bugün kadınların aldığı her nefes ekonomik krizin de derinleşmesiyle birlikte şiddet sarmalının içerisinde. O yüzden ne olursa olsun haklarımıza sahip çıkmaktan ve yanımızdaki kadının nefesini korumaktan vazgeçmeyelim" dedi.

Genç kadınların da tartışmaya dahil olduğu etkinlikte, Görükle'de yaşamın zorlukları ve bu zorluklara karşın neler yapabilecekleri konuşuldu. Felsefe bölümünde okuyan bir öğrenci, Görükle'de yaşanan taciz ve şiddet olaylarını anlattı. "Görükle'de 2 sene önce yine kadın arkadaşlarımızla bir araya gelerek ışıklandırmaların arttırılması için imza kampanyası başlattık. Hâlâ yeterli olmamasına rağmen o dönem biraz olsun ışıklandırmalar arttı ve bizler gördük ki daha çok bir araya gelerek, taleplerimizi korkmadan, sırtımızı birbirimize yaslayarak inatçılıkla dile getirmemiz gerekiyor" dedi.

ANTEP
Antep'te 25 Kasım dolayısıyla Yeşilsu Parkı'nda bir araya gelen kadınlar, şiddete ve kadın cinayetlerine dikkat çekti. Kadınlar, "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Mobbing öldürür", "Yaşasın kadın dayanışması" sloganları attı.

"Eşit ve özgür yaşamak için gücümüz birliğimiz" pankartı açan Gaziantep Demokratik Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Sara Alagöz, "Neredeyse günde iki kadın, genellikle de en yakınındaki erkekler tarafından öldürülmektedir. Son 17 yılda bu rakam ne yazık ki 15 binin üzerine çıkmıştır. Sadece eylül ve ekim ayında 86 kadının katledildiğini görüyoruz. Kırıkkale'de eski eşi Fedai Baran tarafından defalarca bıçaklanarak 10 yaşındaki kızının gözleri önünde katledilen Emine Bulut'un 'ölmek istemiyorum' haykırışı tüm kadınların haykırışıdır" diye konuştu.

Kadın cinayetlerinde katillerin cezasız bırakıldığına ve korunduğuna vurgu yapan Alagöz, "AKP'nin cesaretlendirdiği eril zihniyetin beslediği bu cinayetlerde katilleri koruyan, cezasız bırakan eril yargı suç ortağıdır. Ceren Damar Şenel cinayetine ilişkin görülen duruşmada sanığın, öldürdüğü kadını itibarsızlaştırmak istemesi boşuna değildir. Çünkü bunun yargıda bir karşılığının olduğunu ve lehe sonuç verdiğini çok iyi bilmektedir. Yine AKP'li Vekil Şirin Ünal'ın evinde gerçeklesen Nadira Kadirova'nın ölümü, birçok yönüyle ülke gerçekliğini gözler önüne sermektedir. Ölümün örtbas edilmesi, ailenin tehdit edilmesi, mafyavari yöntemlerin giderek olağan hale geldiğini açıkça göstermektedir" dedi.

AKP iktidarı döneminde çalışma yaşamında kadının emeğinin daha çok sömürüye maruz kaldığına vurgu yapan Alagöz, "Kadın emeği esnek, güvencesiz, parçalı istihdam biçimleriyle yeniden yapılandırılmaktadır. Baskı ve örgütlülüğü parçalamaya dönük başta KHK'lerle işten atmalar olmak üzere, yasal ve hukuki dayanağı olmayan uygulamalar artmıştır. Tüm bu politikalar, işyerlerinde daha fazla eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık, cinsiyetçilik, mobbing ve şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma yaşamı ve koşulları, tüm emekçiler açısından özellikle de kadınlar açısından şiddetin kendisi haline gelmiş durumdadır" diye konuştu.

Kadına yönelik giderek artan şiddete ve bu şiddeti besleyen politikalara karşı işyeri işyeri, sokak sokak emekçi kadınlarla buluşacaklarını ve mücadeleyi birlikte öreceklerini belirten Alagöz, "Tüm kadınları, kadına yönelik her türlü şiddete, kadın cinayetlerine, savaşa, ekonomik krize cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, sömürüye, otoriterliğe karşı Mirabel kardeşlerin mücadelesini büyütmeye, örgütlenmeye, 25 Kasım'da alanlarda olmaya çağırıyoruz! Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!" dedi.

ANTALYA
Antalya Kadın Platformunun çağrısıyla Aydın Kanza parkında buluşarak Cumhuriyet Meydanına yürüdü. Kadınlar adına açıklama yapan Songül Şarklı, meclis gündeminde olan yasa değişikliklerini ve kadınların kazanımlarına dönük saldırıları hatırlatarak "Dün olduğu gibi bugün de haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz, kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Mitingde kadınlar, öldürülen kız kardeşlerinin hayat hikayelerini de okuyarak öldürülen kadınların birer sayı değil birer yaşam olduğuna dikkat çekti.

Öte yandan eylem başlamadan önce kadınlar engelleme girişimiyle karşılaştı. Eylemden birkaç gün önce, içinde "Yaşamak istiyoruz" da dahil olmak üzere birçok sloganın atılması halinde eyleme izin vermeyeceğine ilişkin tebligat gönderen Emniyet Güvenlik Büro Amirliği, kadınların itirazı üzerine 2 gün sonra izin belgesini yenileyerek gönderdi. Bu kez de "Savaş istemiyoruz" sloganına yasak getirildi, kadınların savaş karşıtı slogan atması ve dövizler taşıması engellendi.

MALATYA
Malatya Demokratik Kadın Platformu, 25 Kasım'da Emeksiz Üst Kavşağı'nda basın açıklaması yaptı.

Platform adına basın açıklamasını Latife Ulutaş okudu. Ulutaş, "Kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlikler, ayrımcılıklar hale derinleşerek devam etmektedir. Tüm dünyada devletler uyguladıkları baskıcı politikalarla kadına yönelik şiddetin boyutlarını ve dozajını artırmışlardır. Böylesi bir gerçekliğe karşı biz kadınlar kapitalizme ve yarattığı şiddetin her türlüsüne karşı, tacize, tecavüze, savaşa, ekonomik krize, yoksulluğa, haklarımızın yok edilmesine karşı bir kez daha alanlardayız" dedi.

Kadın cinayetlerinde katillerin korunduğunu ve cezasız bırakıldığına dikkat çeken Ulutaş, "Baskı ve örgütlülüğü parçalamaya dönük, başta KHK'lerle işten atmalar olmak üzere, yasal ve hukuki dayanağı olmayan uygulamalar artmıştır. Tüm bu politikalar, işyerlerinde daha fazla eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık, cinsiyetçilik, mobing ve şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma yaşamı ve koşulları, tüm emekçiler açısından özellikle de kadınlara açısından şiddetin kendisi haline gelmiş durumdadır" dedi.

Kadınların hak ve özgürlüğüne dair kazanımlarının mücadeleler sonucu kazanıldığının önemine vurgu yapan Ulutaş, "Kadınlar bugün de bu kararlı mücadeleyi sürdürecektir. Kadın emeğinin gasbı ve bedeninin denetimine dayalı, tarihsel arka planı çok güçlü eril zihniyetin kadınlar üzerindeki kurduğu sistematik tahakkümü kırmanın tek yolu yine sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmektedir" dedi.

DERSİM
Dersim Kadın Platformu, 25 Kasım dolayısıyla Seyit Rıza Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Eşit ve özgür bir yaşam için hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkalım" pankartı açan kadınlar adına Dersim Kadın Platformu üyesi Şükran Yılmaz basın açıklamasını okudu.

Kadın emeği, bedeni ve kimliğine karşı saldırıların arttığına işaret eden Yılmaz, neredeyse günde 2 kadının katledildiğini, katillerin genellikle de kadınların en yakınındaki erkekler olduğuna işaret ederek, son 17 yılda 15 binin üzerinde kadının katledildiğini kaydetti.

Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyen, kadını koruyan yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini dikkati çeken Yılmaz, Kadın ve Eşitlik Bakanlığı’nın kurulmasını önererek, kadınların diğer taleplerini şöyle sıraladı: "İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılmalı, kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek, güvencesiz, kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilmeli, eşit işe eşit ücret sağlanmalı, kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulmalı."

Açıklamanın ardından kadınlar zılgıtlar eşliğinde halay çekti.

Dersim Belediyesi Kadın Meclisi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitlik Komisyonu da kadın çalışanların bir günlük regl izni verme kararı aldı. Komisyon kadın çalışanların kendileri tarafından belirlenen bir günde 'regl' izni kullanması yönünde karar aldı. Karar, belediye meclisince kabul edildi. Karar, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel İş Dersim Şube Başkanı Şükran Yılmaz ile Belediye Başkan Yardımcısı Canan Ay Doğan tarafından düzenlenen protokol ile imza altına alındı.

Belediye Kadın Meclisi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitlik Komisyonu alınan kararı şu açıklamayla duyurdu: "Belediyenin tüm hizmetlerinin ve gerçekleştireceği projelerin, her türlü ayrımcılığa karşı cinsiyet eşitliğini esas alacak biçimde dizayn edilmesine katkı sunmak için kadın meclislerimiz ve komisyonumuz bu çalışmışlarını sürdürüyor. Bu anlamda toplumsal cinsiyet eşitliği ilkemize dayanarak kadınlar kadın çalışanlarımıza her ayın belirledikleri bir günü menstrüasyon (regl) izni verme kararı almış bulunmaktayız."

ESKİŞEHİR
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, 25 Kasım dolayısıyla Espark AVM önünden Adalar Migros önüne yürüyüş düzenledi.

Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında "Siyasal iktidarın kadın düşmanı politikaları, kadın düşmanı söylemleri kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini körüklemeye devam ediyor. Türkiye'de 2019'un ilk 10 ayında 377 kadın öldürüldü, 71 kadın tecavüze, 183 çocuk istismara maruz bırakıldı. Ülkemizde kadınların en az üçte biri fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalırken yaşanan şiddetin yalnızca yüzde 11'i resmi kurumlara bildirilmektedir. Yine LGBTİ+'lar kendinden başkasına tahammülü olmayan erkek zihniyetin nefret söylemine ve cinayetlerine maruz kalmakta" denildi.

Açıklamada "Bugün biz kadınlar Mirabel Kardeşler'in mücadelesinden aldığımız güçle; eşit ve özgür bir dünyayı kurana dek sokaklarda, meydanlarda ve hayatımızın her alanında dayanışmayı ve mücadeleyi büyüteceğiz. Hayatlarımızı ve haklarımızı savunmaya, yan yana gelmeye ve kadın dayanışmasını yükseltmeye devam edeceğiz" diye belirtildi.