21 Mayıs 2024 Salı

'Kadınlar hem krizin hem partriyarkal kapitalizmin bedelini ödüyor'

Kadınların hem ekonomik krizin hem de erkek egemen  sistemin bedelini ödemeye mecbur bırakıldığını kaydeden Batıkent Emek ve Demokrasi Güçleri, ekonomik krizin derinleştiğinin altını çizdi. 

Batıkent Emek ve Demokrasi Güçleri derinleşen ekonomik krize dair Batıkent Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Geçinemiyoruz, yoksulluk, kriz ve zamlara karşı birleşiyoruz" pankartı açıldı, "Savaşa değil eğitime bütçe", "İnsanca yaşamak istiyoruz" lolipopları taşındı.

Basın metnini okuyan Fatma Akay, "Biraz dikkat edin çıkış kapısına, parayı ödedikten sonra uzun uzun kasa fişine bakan insanlar göreceksiniz. Barkod okuyucu ürünü yanlışlıkla çift okumuştur, belki etiket fiyatı kasada ile uyumsuzdur ya da fişteki rakamları şöyle kafadan hızlıca toplasan yekünle tutmayacaktır. Bir umut işte... Sonra çok çabuk yüzleşiliyor market kasasında hata olmayacağıyla. Hepsi tutuyor, hem de kuruşuna kadar" dedi.

Ülke ekonomisinin durumunun parlak olmadığını ifade eden Akay, Erdoğan'ın Üsküdar'da reklamcılarla market dolaşıp "fiyatlar uygun" demesinin üzerinden henüz 24 saat geçmeden Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TUİK) Eylül enflasyonunu açıkladığını kaydetti. Akay, "Rakamlar Erdoğan'ı yalanlıyor, gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 30 düzeyindedir. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DISK) araştırmasına göre ise enflasyon yüzde 40 düzeyinde. Fiyat artışları ücretlere de hiçbir şekilde yansımıyor. Asgari ücret Ocak'tan bu yana sabit. Toplu sözleşmelerdeki altışar aylık zamlar mutfak enflasyonunun çok altında" ifadelerini kullandı.

Akay, şöyle devam etti: "Peki ya kadınlar. Hem krizin hem patriyarkal kapitalizmin bedelini en çok onlar ödüyor. Güvencesiz, uzun mesailerle çalıştırıldıkları yetmez gibi düşük ücrete mahkum bırakılıyorlar. Evde artan bakım emeği yükü ise katmerlenerek büyüyor. Tencereler boş, yemek kaynamıyor. Savaşa ve diyanete ayrılan bütçe halka ayrılsın. Çocuklarımız eşit bir şekilde eğitim alsın. Halkımız bulundukları tüm üretim hatlarında, atölyelerinde, okullarında, mahallelerinde mücadeleyi örgütlenmezse ne halka ekmekten fazlasını layık görmeyen anlayış ne de patron ve Erdoğan'ın ihtişamlı sofraları biter. Hak kayıplarının önlenmesinin, sermayenin saldırılarının engellenmesinin, fatura ve temel tüketime yapılan zamların kaldırılmasının, özelleştirilmelerin durdurulmasının tek garantisi emekçi halkın örgütlü mücadelesidir. Mücadelemizi büyütürsek soframız da büyür."

Açıklama, "Birleşe birleşe kazanacağız" sloganı ile sona erdi.