9 Mayıs 2024 Perşembe

Kadınlar: Biat etmeyi değil direnişi seçtik

Yüzlerce kadın, 8 Mart dolayısıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda bir araya geldi. "Payımıza düşen şiddet, cinayet, tecavüzü; yoksulluk ve işsizliği; hiçbir kadının kirpiğinin yere düşmesini kabul etmedik, etmeyeceğiz" diyen kadınlar, biat etmeyi değil direnişi seçtiklerini ilan etti.
İstanbul 8 Mart Kadın Platformu, "Savaşa, OHAL'e, cinsiyetçiliğe karşı bedenimiz, emeğimiz, özgürlüğümüz için direniyoruz" şiarıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda miting düzenledi.
 
Yoğun yağmura ve polis ablukasına rağmen kadınlar toplanma yeri olan Dkilitaş'ta bir araya geldi. Anarşist Kadınlar, TJA, İlerici Kadınlar Derneği, HDK Kadın Meclisi, Mor Dayanışma, 40 Yama Kadın Dayanışması, Yeni Demokrat Kadınlar, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Özgür Genç Kadın (ÖGK), Feminanfi, KESK İstanbul Kadın Meclisleri, EMEP'li kadınlar kortejler oluşturarak miting alanına yürüdü.
 
AKP/Saray iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı sloganlarını haykıran kadınlar, erkek devlet şiddetini, çocuk istismarını, savaş politikalarını protesto etti. Kadınlar, yürüyüş boyunca şarkılar eşliğinde dans etti.
 
Kadınların miting alanına girmesiyle birlikte miting programı başladı. Saygı duruşunun ardından ilk olarak KHK ile ihraç edilen kadınlar adına Sema Uçar konuştu. "İnsanız, insanlığı ayağı kaldırıyoruz ve yineliyoruz hep bir ağızdan, ekmek ve gül" diyerek konuşmasına başlayan Uçar, haksız ve hukuksuz bir şekilde bir gecede işlerinden edildiklerini söyledi. Kadıköy, Bakırköy ve Kartal'da OHAL ve KHK zulmüne karşı eylemlerini sürdürdüklerini hatırlatan Uçar, sadece işlerini değil aynı zamanda barış, yaşam ve özgürlük taleplerini de dile getirdiklerini anlattı. Uçar, bu süreçte kadın yoldaşlığını büyüttüklerini ifade ederken, "Sokağın özgürleştiren ve güzelleştiren yanından payımıza düşeni aldık" dedi. Direnen tüm kadınlar adına alanı selamlayan Uçar, konuşmasını "Vardık, varız, var olacağız. Yaşasın kadın dayanışması. Jin jiyan azadi" sloganıyla tamamladı.
 
Ardından Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğandemir konuştu. Sadece kendi mahallelerinde bir yılda 400 kadının şiddete uğradığını söyleyen Doğandemir, bunlardan bir kadının hikayesini anlattı. Kadına sistematik uygulayan, 41 suç işlemiş erkeğin ifadesinin dahi alınmadığını belirten Doğandemir, "Onun sesini yükseltmek için de buradayız" dedi.
 
KAZANIMLARIMIZA DAHA FAZLA SAHİP ÇIKMA GÜNÜDÜR
 
Mitingde, İstanbul 8 Mart Kadın Platformu adına Türkçe ve Kürtçe metin okudu.
 
Türkçesini okuyan Şenay Kumuz, "Yaşamımızın her bir yanını baskı, şiddet, istismar, taciz, tecavüz, savaş, dincilik ve gericilik OHAL ve katliam politikaları ile baskı altına almaya çalışan erkek egemen iktidar anlayışına karşı; yaşamlarımızı ve haklarımızı 8 Mart’ın coşkusuyla ve kadın direnişinin ruhuyla savunuyor, birlikte güçleniyoruz" dedi.
 
"Bugün 8 Mart’ın 161. yılında dayanışma içerisinde, bu alanda bizleri bir araya getiren şey; binlerce kadın dokuma işçisinden, bugüne kadar hayatları için bedel ödeyen ve mücadele eden kadınların coşkusunu ve mücadelesini yarınlara taşımak ve tarihsel deneyimlerinden öğrenmektir" diyen Kumuz, eril sistemin kadın düşmanlığının devam ettiğini kaydetti. Kumuz, "Bugün kimliğimize, kazanımlarımıza daha fazla sahip çıkma, daha gür bir sesle haykırma günüdür" dedi.
 
Kadınların sömürü çarkının her bir parçasına karşı 161 yıldır direndiğini, özgür ve eşit bir yaşam için mücadele ettiklerini dile getiren Kumuz, hayatları pahasına elde ettikleri hakların ellerinden alınmak istendiğini kaydetti. Kumuz, "Yaşamlarımızın dört bir yanını saran, eril medya tarafından da tüm kamuoyuna son dakika haberleriyle servis edilen şiddet, taciz, tecavüz ve istismar haberleri erkek egemen sistemin kendisini her gün yeniden üretiyor, erkek şiddeti meşrulaştırılıyor ve bu toplum nezdinde sıradanlaştırılmaya ve kışkırtılmaya çalışıyor. Savaşa hayır diyenleri hapishanelere kapatıyorlar, çocuklara ilişkin şiddeti, istismarı meşrulaştıran fetvalar veriyorlar, ayrılmak isteyen kadınları huncarca öldüren erkekliği kutsuyorlar" dedi.
 
KADIN BEDENLERİNİN SAVAŞ ALANINA DÖNÜŞMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
 
Kumuz, bir buçuk yılı aşkın süredir OHAL ve KHK hukuksuzlukları ile devleti yönetenlerin ülkedeki şiddeti günden güne perçinlediğini belirtirken, bu şiddet ortamının savaşın bir alanı olarak görülen kadınların bedenleri üzerinden kendini devam ettirdiğini söyledi.
 
Şenay Kumuz, şöyle devam etti: "Efrin’e savaş ilan eden ve sınır ötesi operasyona girişen hükümet, aynı savaşı içerideki muhaliflere yöneltmekten geri durmuyor, barış talebini terörize ediyor. Irkçı ve faşist söylemlerle savaşı meşru gösterip barışı illegalize eden, toplumu kutuplaştıran tek adam rejimini sağlamlaştırmaktan başka bir amacı olmayan bu politikaları kabul etmiyoruz. Barış ve özgürlük için mücadele ediyoruz" diye konuştu.
 
ERKEK ADALETE KARŞI GERÇEK ADALET
 
"Bazen kadın olmamız, bazen ise cinsel yönelimimiz, şiddetin hedefinde olmamız için yeterli oluyor" diyen Kumuz, tutuklu trans kadın Diren Coşkun'un ancak ölüm orucuyla taleplerini kabul ettirebildiğini hatırlattı.
 
"Hiç tanımadığımız bir adam, herhangi bir sebepten sokak ortasında bize saldırabiliyor. Üstelik ceza dahi almıyor" diyen Kumuz, gerçek adalet ve eşitsizliği ortadan kaldıracak yapısal önlemler yerine pembe otobüs gibi tartışmalarla kadınların toplumsal alandan dışlandığını söyledi.
 
Kumuz, ekledi: "Erkek adalete değil gerçek adalet diyerek kadın dayanışmasıyla her yerde örgütlenmeye, öz savunmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz."
 
Kumuz, din kullanılarak toplum yapısının muhafazakarlaştırıldığını da belirterek, Diyanet'in de bu çabanın başat kurumu olduğunu kaydetti. Kumuz, "Diyanet, hayatımızdan çıkana kadar mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
 
Şenay Kumuz, çocuk istismarını önlemeye yönelik hiçbir politika üretilmemesini eleştirirken, idam ve hadımın çözüm olamayacağı değerlendirmesinde bulundu. Kumuz, "İstismarın ve yaşanan tüm cinsel saldırı ve işkencelerin kaynağı ve sürdürücüsü olan devletin, kendi yarattığı işkencecileri yargılamayacağı açıktır" dedi.
 
Kumuz, kadınların çalışma yaşamındaki sorunlarına da değinerek, şunları söyledi: "Kadın emeğinin yok sayılmaya çalışıldığı, ucuz iş gücü ile daha fazla kar elde etmenin aracı olarak görüldüğü bu sistemde emeğimizin ve çalışma hayatımızın erkekler tarafından kuşatılması ve yok sayılmasına karşı daha fazla direneceğiz."
 
TOPLUMA HAYAT VERİYORUZ
 
"'Fedakarlık', 'milli birlik' diyerek alınterimizi, çocuklarımızı, geleceğimizi isteyenlere yeter artık diyoruz. Payımıza düşen şiddet, cinayet, tecavüzü; yoksulluk ve işsizliği; hiçbir kadının kirpiğinin yere düşmesini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bu sistemin her türden saldırı ve gerici politikalarına karşı sessizliği değil çığlığı, biat etmeyi değil direnişi seçiyoruz. Ve bir kez daha hatırlatıyoruz ki bu topluma hayat veriyoruz, karşılığının ölüm, yok sayılma, şiddet, sömürü olmasına izin vermeyeceğiz" diyen Kumuz, taleplerini şöyle sıraladı: "Kadınlara karşı taciz tecavüz cinayet suçlarını işleyenlere iyi hal ve tahrik indirimlerine son verilsin. Şiddete karşı özsavunma hakkını kullanan kadınlar yargılanamaz, özsavunma yaptığı için tutuklanan tüm kadınlar serbest bırakılsın. 8 Mart resmi tatil olsun. Tutuklu bulunan tüm kadınlar serbest bırakılsın."
 
Miting konuşmalarla sürüyor.