17 Mayıs 2024 Cuma

Kadın Zamanı Derneği'nden Kürt dili paneli

Kadın Zamanı Derneği'nin, Kürt Dili Bayramı dolayısıyla gerçekleştirdiği panelde, devletin Kürtçeyi yok etmek için ilk olarak kadına saldırmasına karşı kadınların her alanda dilini savunduğu vurgulandı.

Kadın Zamanı Derneği, Kürt Dili Bayramı için Şişli'de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde, "Ziman, Çand, Bişavtin" (Dil, Kültür, Asimilasyon) konulu panel düzenledi. Yazar Ronayi Önen, Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği (KASED) üyesi Saliha Ayata ve psikolog Münevver Aslan'ın da konuşmacı olarak yer aldığı panelin moderatörlüğünü Kadın Zamanı Derneği'nden Berivan Saruhan yaptı. Panele Barış Anneleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Eşbaşkanı Esra Erin, Göç İzleme Derneği (Göçiz-Der) Eşbaşkanı Kamile Kandal, Tevgera Jinên Azad (TJA) ve çok sayıda kadın katıldı.

Açılış konuşmasını yapan moderatör Saruhan, Kürt dilinin üzerindeki baskıları, kadına yansımalarını konuşmak ve çözüm önerileri oluşturmak için bu paneli gerçekleştirdiklerini söyledi.

'DEVLET KENDİ İDEOLOJİSİNİ ÖĞRETMEK İÇİN EĞİTİMİ KULLANIYOR'
Ronayi Önen, bir halkı yok etmek isteyen devletin ilk olarak dilden başladığını belirtti. Önen, "Yasaklamalarla, engellemelerle dili yok etmeye çalışıyorlar. Dili ya tek seferde inkar ederek katlediyorlar ya da zamanla çeşitli yerlerde halkın dilini konuşmasını yasaklayarak yavaş yavaş katlediyorlar. Bazen dili katletmiyorlar dilin varlığını kabul ediyorlar ama dilin canlı kalması için de önünü açmıyorlar. Bu, aslında gizli bir şekilde dili öldürmektir. Cumhuriyet'ten bu yana sürekli Kürtçeyi katletmeye çalıştılar. Askerlerle, kanunlarla hatta pazarda bile halkın Kürtçe konuşmasını yasaklayarak katletmeye çalıştılar. Sembolik olarak Kürtçeye hak tanıyorlar, sempatik gözükmek için Kürtçe ders veriyorlar. Ama bunlar sembolik olarak yapılan şeyler. Devlet kendi ideolojisini öğretmek için eğitimi kullanıyor" dedi.

'DEVLET DİL YOLUYLA EVLERE GİRİYOR'
Devletin asimilasyona ilk olarak kadından başlamasının nedeninin çocuğu büyütenin, kültürü devam ettirenin kadın olmasından dolayı olduğunu dile getiren Önen, şöyle devam etti: "Kürt kadınları asimile ederek herkesi asimile edeceklerini biliyorlar. Şeyh Sait'ten sonra bir rapor hazırladılar Kürt kadınlara eğitim verilmesi için. Kürt kadınlara kendi eğitimlerini vererek kültürlerinden uzaklaştırmaya çalıştılar. Ama ne kadar uğraşsalar da Kürtleri asimile etmeyi başaramadılar. Daha sonra 'Baba beni okula gönder', 'Kardelen' gibi kampanyaları ile genç kadınları asimile etmek için okula çağırdılar. Kürt illerinde okullar açtılar kontrol edemedikleri tek yer evdi eğitim yoluyla da eve girdiler."

'KADINLAR OLARAK DİLİMİZİN YOLUNU AÇACAĞIZ'
Kürtçenin asimile edilmesi noktasında bir yandan da kadınların suçlandığını belirten Önen, kadınların Türkçe konuşmaya hevesli denilerek suçlandığını ifade etti. Önen, "Asimilasyonun önünde durduğumuz gibi bu söylemin de önünde durmalıyız. Kadınlar neden erkeklerden daha çok asimile oluyormuş gibi gözüküyor, çünkü sistem buna mecbur bırakıyor. Kadın kendi yaşamını kurmak için eğitim görmeli ve dil öğrenmeli. Eğitim de dili de Türkçe olduğu için kadın Türkçe konuşmak zorunda kalıyor. Sistem kadını Türkçe konuşmaya mecbur bırakıyor. Kadınlar olarak mücadelenin içinde yer alacağız ve kendi dilimizin yolunu açacağız" diye konuştu.

'KÜRTLER KÜLTÜRLERİNE SAHİP ÇIKIYOR'
Söz alan Saliha Ayata, kültürün insanın maddi ve manevi değerlerini taşıyan bir bütün olduğunu söyledi. Ayata, kültürün aynı zamanda halkların rengi ve kimliği olduğunu belirtti. Ayata, "Kültür insanlığın doğuşudur. Kürtler kültürlerine sahip çıkıyor. Kürtler dengbejleriyle, halaylarıyla bugüne kadar geldiler kültürleriyle kendilerini savundular. Biz hala 90'lı yıllarda söylenen şarkılarını seviyoruz o şarkıları kültürünü metropollerde yaşatmak isteyenler yaptı. Kültür çalışmaları tarihi çalışmalarıdır, hafızadır. Kültür çalışmalarının öncülüğünü Kürt kadınları ve yapmaya devam ediyor. Kürtçe sanki sadece kadınla alakalı kadın konuşmuyorsa bende konuşmuyorum deniliyor. Kürtçe sadece kadınların değil halkın erkeklerin gençlerin meselesidir" diye vurguladı.

'KÜLTÜRDE KADININ RENGİNİ ÖN PLANA ÇIKARMAK İSTEDİK'
Diyarbakır'da 2 yıl önce kurdukları KASED ile kadınların kadınlara ders verdiği bir ortam oluşturduklarını söyleyen Ayata, "Burada sadece kadınlara ders verilmesinin nedeni kadınların önündeki engelleri aşmak, çünkü kadının önünü ailesi, eşi kesiyor ve kadın sanata ulaşamıyor biz bunu yıkmak istedik. Kadınlar oraya gelerek kendi kültürüne sahip çıkıyor. Kültürde kadının rengini ön plana çıkarmak istedik. Kürt kadınları ne yazık ki birçok alanda göz ardı ediliyor. Örneğin kadınlar romanlarda iyi rollere layık görülmüyor. Dedikoducu, kötü roller kadına veriliyor. Mücadele eden rolü kadına verilmiyor. Kadınlar hayatta mücadele eden ama kadınlar çok az yer verilmeye çalışılıyor"  ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE'DE  TEK ANLAYIŞ VAR'
Son olarak konuşan Münevver Aslan, konuşmasına Kürt dil bayramını kutlayarak başladı. Aslan, insanı kimliğinin kim olduğunun cevabı olduğunu söyledi. Kimliğin birçok açısı olduğunu dile getiren Aslan, "Halkın kimliği önemli çünkü insan kendini halkının kimliği üzerinden var ediyor. Biz kendimizi diğer kültürlerden ayrı tutuyoruz ve kültürümüzü savunuyoruz. Biz kendimizi kültürümüze ne kadar bağlanırsak diğer kültürlerden o kadar uzaklaşırız. Türkiye'de tek dil anlayışı var. Bu anlayış insanda kendi dilini konuşmasını cahillik olarak görmesine neden oluyor. Tüm dünyada böyle aslında Amerika'da bir kadına dava açılıyor ve çocuğuna istismar ediyorsun deniliyor istismar diye gösterilen olay kadının çocuğuna İspanyolca öğretmesi. İnsan kültüründen dilinden koparsa her şey manasını yitirir. Kadın çocuğunu Kürtçe ile büyütse de bir süre sonra çocuğa kendi kimliği zor geliyor ve kendini kabul ettirmek için dilinden uzaklaşıyor. Kürtleri sanki cahillikten kurtarmaya çalışıyorlarmış gibi davranıyorlar" diye konuştu. 

Konuşmaların ardından Koma Jinen NÇM sahne aldı. Kürtçe dilinin güzelliğini anlatan klamlar söyleyen Koma Jinen NÇM ilk olarak söyledikleri "Rojek Te" parçasını annelere armağan etti.

Panel, kadınların klamları eşliğinde çekilen halay ve zılgıtlarla sona erdi.