18 Mayıs 2024 Cumartesi

Kaçırıldığı yerden seslendiler: Memleketi karanlık güçlere teslim etmeyeceğiz

HDP PM üyesi Celalettin Yalçın tüm maruz kaldığı işkenceye ve tehdide rağmen sokakta olmaya ve çalışma yürütmeye devam edeceğini kaydetti. HDP Milletvekili Ersoy, asıl amacın kişiyi kimliksizleştirme ve örgütlü mücadeleden alıkoyma olduğuna dikkat çekti. Okulların açıldığı dönemde öğrencilere yönelik kaçırmaların yaşanacağını söyleyen Ersoy,  teşhir etme ve birlikte mücadele çağrısı yaptı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, Çarşamba günü kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılan işkenceye ve tecavüz girişimine maruz kalan, ölümle tehdit edilen HDP Parti Meclisi (PM) üyesi Celalettin Yalçın'ın kaçırıldığı Levent metrosu önünde basın açıklaması yaptı. 

HDP Milletvekilleri Oya Ersoy ve Züleyha Gülüm, Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) ve çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, "Çete ve mafya düzenine boyun eğmeyeceğiz" yazılı pankart açıldı. 

YALÇIN: BU MÜCADELEYİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİM
Söz alan Celalettin Yalçın, maruz kaldığı işkenceyi aktardı. Polisin ajanlık dayatmasını kabul etmeyince, "alın sıkın bunun kafasına atın bir kenara" dendiğini aktardı. Mermi namluya sürülerek, silahın kafasına dayandığını söyleyen Yalçın, "Sana son kez yaşama hakkı veriyoruz. 'Yarından itibaren İstanbul'u terk edeceksin' dediler. Onların dediği gibi yarından itibaren İstanbul'u terk etmedim. Buradan şunun sözünü veriyorum, tekrardan sahada, partimle, halkımla bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim. Daha önce Gençlik Meclisimize de yönelik saldırlar gerçekleşti, sonuç alamadılar. Benden de bu sonucu alamayacaklar" diye vurguladı. 

ERSOY: CUMARTESİ ANNELERİ EYLEMİNİ YASAKLAYARAK BİR KARAR VERMİŞLERDİ
HDP Milletvekili Oya Ersoy ise metro meydanını göstererek bu kadar kalabalık ve mobese kayıtlarının olduğu bir alanda insan kaçırma, ormanlık alana götürüp eve kaldırma, işkence, tecavüz girişimi, gasp suçlarının işlendiğine dikkat çekti. Suçu işleyenlerin cezasız bırakılacaklarından emin olduklarının altını çizen Ersoy, "Bu faili meçhul değil, bu ülke toprakları faşizme karşı mücadelenin geliştiği topraklar. kaçırmalar, yargısız infazlar, faili meçhuller, kayıplar çok iyi biliyoruz. Türkiye'de insan hakları mücadelesi,  kayıplara karşı insanlık mücadelesi olarak sürer. Bunu yapanlar, Cumartesi Anneleri 400. haftasından itibaren oturma eylemlerini yasaklamayla bir karar vermişlerdi zaten, insan hakları savunucuları olarak bunu duyurmuştuk. Bu organize bir suçtur, bu suçu işleyenler, suçun önünü açanlar, bizzat teşvik edenler, karar verenler bizzat suçludur biz faili biliyoruz" ifadelerini kullandı. 

'AMAÇLARI BİAT EDEN TOPLUM YARATMAK'
Yalçın'ın telefonuna el konulduğunu ve çantasında bulunan 3 bin liranın da gasp edildiğini kaydeden Ersoy, kişinin cep telefonun hts kayıtlarından istendiği anda bulunacağını hatırlattı. Ersoy, şöyle devam etti: "Bu devletin, bu ülkenin polisinin istihbarata mı ihtiyacı var? Teknik takip olanakları, teknoloji elinde değil mi? Bu ajanlaştırma girişiminin, muhbirlik teklifinin tek bir amacı var, kişiliksizleştirme ve 'mücadele etme' demektir. Biat eden, sindirilmiş bir toplum yaratmak amacıyla yapılan eylemleridir. Biz bunu 80'lerden, 90'lardan biliyoruz. Bakın önümüz sonbahar, okulların açıldığı dönemde özellikle lise ve üniversite öğrencilerine dair başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bu kaçırmalar yaşanır. Bununla mücadele yolu arkadaşımızın yaptığı gibi teşhir etmektir. Tüm demokrasi güçleriyle birlikte biz bu ülkeyi, bu memleketi bu karanlık güçlere teslim etmeyeceğiz."

'MÜCADELEYİ BİRLİKTE YÜRÜTECEĞİZ'
Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) adına söz alan Mahir Gürz, bu saldırıların yıllardır yaşandığını ve yeni olmadığını kaydetti. "Yaşadığımız coğrafya faşizmin hüküm sürdüğü bir yer" diyen Gürz, bu saldırılara karşı birlikte mücadele ile karşı duracaklarını söyledi.