17 Mayıs 2024 Cuma

İzmir'de 'ekolojik yıkıma karşı dayanışma var' eylemi

Yaşam alanları için direnmeye ve dayanışmaya devam edeceklerini kaydeden İzmirliler, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü kutlamak yerine mücadele çağrısı yaptıklarını dile getirdi. İzmir halkının Anayasal hakkını; sağlıklı yaşam hakkını, yaşam alanlarını, havasını, suyunu, toprağını korumak için mücadele ettiğini kaydeden yaşam savunucuları "Doğadan ve yaşamdan yana bu mücadeleyi destekliyor, bu kentte ekolojik yıkıma karşı dayanışma var diyoruz" dedi. 

Dünya Çevre Günü kapsamında Alsancak'ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde buluşan İzmirliler, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü kutlamak yerine ekolojik yıkıma dikkat çektiklerini ve mücadele çağrısı yaptıklarını dile getirdi. 

İzmir Barosu, Tabip Odası, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Konak Kent Konseyi, Ege Kent Konseyleri Birliği, İzmir Kent Konseyleri Birliği, EGEÇEP, İZÇEP ve İzmir Yaşam Alanları'nın çağrısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen yaşam alanı savunucuları, "Kentte ekolojik yıkıma ve talana karşı dayanışma var, direniş var" yazılı pankartlar ile iktidarın sermaye odaklı doğa düşmanı politikalarını teşhir eden dövizler ve yaşam alanlarını savunanların eylemlerine dair fotoğraflar taşıdı. 

SERBEST KÜRSÜDE ÇEVRE SORUNLARI AKTARILDI
Açıklama öncesi serbest kürsü kuruldu. Yapılan konuşmalarda sanayileşme, kentleşme ve nüfus artışı ile birlikte çevre sorunları artarak devam ederken, kapitalist düzenin kar hırsına dayanan ve tüketimi sürekli destekleyen ve yönlendiren yönetim anlayışının doğanın yaşamsal varlıklarını giderek artan bir hızla ortadan kaldırdığı dile getirildi. 

5 Haziran'da göstermelik mesajlar verildiğine dikkat çekilen konuşmalarda; hava kirliliği giderek artarken yeşil alanların yok edildiği, tarım alanları ve meraların sanayi, enerji gibi yatırımlarla amaç dışı kullanıldığı, korunması gereken alanların "çılgın projelere" feda edildiği kaydedildi. 

İMZA TOPLANDI
Konuşmalarda iktidarın rant ve doğa düşmanı, sermaye odaklı politikaları teşhir edilirken bir de imza masası kuruldu. 

Kurumlar adına ortak hazırlanan basın metnini okuyan Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, yaşanan doğa katliamlarını hatırlattı. Mumcu, "Çernobil ve Fukuşima felaketlerini görmezden gelerek Nükleer Santral Macerasına sürükleniyoruz. Kaz Dağları, Salda, Akkuyu, Sinop, İğneada, Kuzey ormanları, Aliağa, Bergama, Trakya, Alakır Vadisi, Alpu Ovası, Gediz Ovası, Gördes, Menderes, Murat Dağı, Munzur Dağı, Çataltepe, Karadeniz, Aydın, Karaburun, Yarımada, Ovacık, Soma, Yatağan, Kazdağları, Kanal İstanbul, Çeşme, İkizdere ve adını buraya sığdıramadığımız daha pek çok yerde yürütülen ekolojik yıkım projeleri, artarak devam ediyor" dedi. 

'KENTİMİZDE DİRENİŞ VE DAYANIŞMA DEVAM EDİYOR'
Ekolojik yıkıma karşı direniş ve dayanışmanın İzmir'de devam ettiğini söyleyen Mumcu; "Aliağa'da yaşadığımız kirliliğe karşı, Bergama'da, Efemçukuru'nda, Turgutlu ÇalDağ'da, Gördes'te Madencilik Projelerinin yarattığı çevresel yıkıma karşı, Kültürpark'ta parka zarar verecek, gereksiz inşaat planlarına ve amaç dışı kullanıma karşı, Gaziemir'de çözüm bulunmayan radyoaktif ve tehlikeli atıklara karşı, Gemi Söküm Tesislerinde söküm için gelen asbest ve tehlikeli atık yüklü gemilere karşı, İnciraltı'nı ranta ve talana açacak Kalkınma Projesine karşı, Yarımadayı, Çeşme'yi Turizm Projesi ile parselleyenlere karşı, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes'te suyumuzu, yaşamımızı kirletenlere, canlı yaşamını hiçe sayanlara karşı, başta Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes deltaları olmak üzere, kıyı ve sulak alanlarımızın ranta peşkeş çekilmesine karşı , Büyük Menderes ve Gediz havzalarında, vahşi bir şekilde işletilen ve bu havzaları kirlettiği bilirkişi raporlarıyla kesinleşen jeotermal sondaj ve santrallere karşı, planlanamayan, betonlaşan, sağlıksız kentleşmeye karşı, depremi, yağmuru afete dönüştüren canımızı, yaşamımızı ranta feda eden anlayışa karşı, doğal sit alanlarımızı, ormanlarımızı, tarım alanlarımızı, meralarımızı yağmalayan politikalara karşı, kültürel varlıklarımızın talana açılmasına karşı, geleceğimizi tehdit eden nükleer santral macerasına karşı direniş ve dayanışma devam ediyor" diyerek mücadele alanlarını sıraladı. 

'DOĞADAN VE YAŞAMDAN YANA MÜCADELEYİ DESTEKLİYORUZ'
Mumcu, şöyle devam etti: "Bizler çevre sorunlarının yaşamdan, toplumsal sorunlardan ayrılamayacağını biliyoruz. Çevre mücadelesinin aynı zamanda bir yaşam mücadelesi, hak mücadelesi, emek mücadelesi, adalet mücadelesi, demokrasi mücadelesi olduğunu biliyoruz. Bu mücadele içerisinde bilim, mühendislik ve planlama ışığında kamu ve halkın yararına, kentimizde, ülkemizin her köşesinde varız, var olacağız. İzmir halkı Anayasal hakkını; sağlıklı yaşam hakkını, yaşam alanlarını, havasını, suyunu, toprağını korumak için mücadele ediyor. Doğadan ve yaşamdan yana bu mücadeleyi destekliyor, bu kentte ekolojik yıkıma karşı dayanışma var diyoruz."

Eylem, "AKP elini doğamızdan çek", "Hayvana doğaya yeryüzüne özgürlük" sloganlarıyla sona erdi.