2 Mayıs 2024 Perşembe

İstinaf Mahkemesi Name Öztürk'e 10 yıl cezayı onadı

Özsavunmasını gerçekleştiren Name Öztürk'ün istinaftaki karar duruşması görüldü. Mahkeme heyeti Öztürk'e verilen cezayı fazla bularak 10 yılla cezalandırılmasına karar verdi.
Kocasını özsavunmasını gerçekleştirerek öldüren Name Öztürk'ün karar duruşması Kartal Bölge Adliyesi'nde görüldü.
 
Duruşmayı SKM İl Sözcüsü Ezgi Bahçeci, ESP İl Başkanı Pınar Türk, ÖGK Merkezi Koordinasyon Üyesi İlknur Çetin, Anarşist Kadınlar ve birçok kadın izledi.
 
Maktül avukatı Cemal Polat, cinayetin kıskançlık cinayeti olduğunu iddia etti, olay yerinde bulunan silahta maktulün parmak izi olmadığını kaydererek, Öztürk'ün "kasten öldürmek"ten cezalandırılması gerektiğini söyledi.
 
Savcı, geçen celse mütaalasını tekrarlayarak, yerel mahkemenin yaptığı indirimi az buldu ve daha fazla indirim uygulanması gerektiğini belirtti.
 
Öztürk'ün avukatı Zeynep İnce Gürhan, olayın meşru müdafaa sınırları içersinde olduğunu vurguladı, "Maktülün karnının altında ateşlemeye hazır vaziyette silah bulunmuştur. Müvekkilim o silahın ateşleneceğini anladığından dolayı hayatını kurtarmaya çalışmıştır" dedi.
 
Öztürk'ün avukatı Didem Işın Mordeniz, silahın olaydan sonra olması gerektiği koşullarda sağlanmadığını ve bilimsel bir delil olmaktan çıktığını işaret ederek, "Tanık polislerden birinin beyanına göre olay yerine gittiklerinde maktulün elinde silah olduğunu gördüklerini söylemiştir. Çocuklar babalarının ellerinde silah olduğunu görmediklerini söylemiştir ama çocuklar annelerinin elinde bıçak da görmemişlerdir. Müvekkilimiz olaydan sonra kayınbabası aramış, kayınbabası da 'İyi yapmışsın kızım, ancak böyle kurtulursun bu adamdan' demiştir. İstanbul Üniversitesi'nin verdiği ATK raporunda ise müvekkilimizin yıllarca her türlü şiddete maruz kaldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Müvekkilimiz Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatmış ama buradan maktül tarafından tadavisi tamamlanmadan çıkarılmıştır. Ölmemek için öldürmek zorunda kalmıştır müvekillimiz" diye konuştu.
 
'KOLLUK KADINI KORUMUYOR'
 
Avukat Diren Cevahir Şen, ATK raporunun şiddeti belgelediğini vurgulayarak, "Müvekkilimiz daha önce darp raporu almıştır. İki kez polise gidiyor. İlki hamilelik döneminde polisler tutanak bile tutmadan 'Hamilelikte eşinin ihtiyaçlarını karşılayamıyorsundur, olur böyle şeyler' diyerek geri gönderiyorlar. İkinci kez gittiğinde de kolluk tarafından 'Kocanla biz konuşuruz' denilerek tekrar şiddet cenderesinin içine atılıyor. Müvekkilimiz ailesinden gizlice boşanıyor. Çünkü; hem kendi ailesi hem de maktulün ailesi tüm bu şiddeti bilmelerine rağmen boşanmalarına izin vermiyorlar" ifadelerini kullandı.
 
Maktulün Öztürk'ü defalarca aldattığını dile getiren Şen, sözlerine şöyle devam etti: "Maktül müvekkilimin ablasına ve annesine tecavüz etmekle tehdit etmiştir. İstanbul Sözleşmesi gereği kolluğun kadını koruması gerekirken bunu yerine getirmemiştir. Müvekkilim haksız saldırıyı defetmek istemiş, tasarlayarak yapmış olsaydı bu şiddete yıllarca katlanmazdı."
 
Avukat Sezin Uçar ise şu ifadeleri kullandı: "Yerel mahkemenin gerekçeli kararı bile eylemin meşru müdafaa olduğunu gösteriyor. Kuvvete kuvvetle karşılık vermek hukukta var olan bir şey ve meşru müdafaadır. Meşru müdafaayı hukuk düzeni kamu düzeni için korumak zorundadır. Fiili saldırıyı maktulün başlattığı çok belli. Çocuklar babalarının annelerini defalarca öldürmeye teşebbüs ettiğini anlatmıştır. Müvekkilimin meşru müdafaadan beraat etmesini aksi takdirde 'meşru müdafaanın sınırının aşılmasından' değerlendirilmesini istiyorum."
 
Mahkeme heyeti, Name'ye verilen cezayı fazla bularak "haksız tahrik" indiriminin daha fazla verilmesine karar verdi. Heyet, yerel mahkemesinin verdiği 12 yıl 6 aylık cezayı bozarak, 10 yıl ceza verdi.
 
Kararın ardından adliye önünde Öztürk'ün avukatları açıklama yaptı. Açıklamada ilk sözü alan Avukat Sezin Uçar yaşanan fiilin meşru müdafaa olduğunu ve Name'ye beraat verilmesi gerektiğini söyledi. "Cezanın 10 yıla düşürülmesi kadın dayanışmasının sonucudur" diyen Uçar, kadınların kendilerini korunmasının karşılığının hapis cezası olamayacağını vurguladı.
 
Avukat Diren Cevahir Şen de kadınların nasıl bir şiddet döngüsüne atıldığının Adli Tıp Kurumu raporuyla ortaya konulduğunu söyledi. Şen şöyle devam etti: "Name çoklu şiddete maruz bırakıldı. Bu ATK raporuyla da ortada. İstanbul Sözleşmesi'nin gerekleri yerine getirilmedi. Name herkesin gözünün önünde yaşadı tüm bu şiddeti. Aileler, toplum baskısı boşanmaların önüne geçiyor. Name de boşanması engellenen biri. Ailesinden gizli boşandığı için eski eşi tarafından tehdit edilmeye, işkenceye uğramaya devam etti. Olay anında bile şiddet var. Cezası düşürüldü ama biz buna itiraz edeceğiz. Name'yi korumadılar, Nevin, Çilem gibi kadınlar sadece hayatlarına sahip çıkıyorlar. Name ya ölecekti ya da sağ çıkacaktı. Biz kadın dayanışması ile bu davayı yürüttük. 15 gün içinde Yargıtaya temyiz dilekçemizi vereceğiz. Erkek adalet değil, gerçek adalet demeyi sürdüreceğiz."