18 Mayıs 2024 Cumartesi

İşçilerin göçük altında kaldığı maden için ÇED gerekli görülmemiş

Elazığ’da dört işçinin göçük altında kaldığı madenin kapasite artımı için "ÇED gerekli değildir" raporu verildiği, hem söz konusu madende hem de civarında sık sık iş cinayetleri yaşandığı ortaya çıktı. 

Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Kayaönü Köyü yakınlarında dört işçinin göçük altında kaldığı Polay Madencilik'e ait krom madenin 2020 yılında kapasite artışı için yaptığı başvuruya "ÇED gerekli değildir" raporu verildiği ortaya çıktı. 

2007 yılında "ÇED Gerekli değildir" kararının ardından faaliyete başlayan Polay Madenciliğe 2020 yılında kapasite artışı talebi sonucu Elazığ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından "ÇED gerekli değildir" kararı verildi.

Artı Gerçek'ten Evren Demirbaş’a konuşan Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, holdingler ne söylerse bürokrasinin de ona göre hareket ettiğini kaydetti. Herhangi bir denetim, gözetim, bilimsel bir kriterin uygulanmadığını söyleyen Aksu, Acıpayam ve Harmancık’ta iş cinayetlerin meydana geldiğini ve Elazığ’daki göçen maden ve civarında da sık sık iş cinayetinin yaşandığını belirtti.

"İşçi sağlığı iş güvenliği önlemleri ve denetimleri yok. Hızlı ve basit yöntemlerle üretim yapıp etkin bir sondajlama faaliyeti yapmayan bir mantıkla üretim yapılmasından dolayı buralarda sık iş kazaları ve işçi cinayetleri yaşanıyor" diyen Aksu, "Buradaki temel mesele Çevre Bakanlığı'nın ÇED sürecinden başlayıp Enerji Bakanlığı'nın, Çalışma Bakanlığı'nın denetimlerinin artık holdingler ve şirketler nezdinde işçinin hayatını hiçe sayan, önemsemeyen bir devlet davranışına dönüşmüş olmasıdır. Elbette burada Murat Kurum gibi öncesinde Veysel Eroğlu’na İmren Aykut’lara ya da yerel belediyelerde bir hoyratlık almış başını gidiyor. Kimse şirketleri, holdingleri üzmek, onlarla ters düşmek, onların baskısını kendi üzerlerine çekmek istemiyor. Zaten siyasi ya da bürokrasi konumlarda bulunabilmek ve yükselmek için bu tarz şirket ve holdinglerin niyetlerini, isteklerini temin etmek gerekiyor. Burada da düşük ücretli devlet memurları da bu holding ve şirket yapılarıyla iç içe geçmiş ve onlardan beslenen ilişkilerin bir uzantısına dönüşmüş durumda. Burada sorgulanması gereken bütün olarak bu sistemin işleyişi" dedi.