6 Mayıs 2024 Pazartesi

İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmaz'

Bu hafta Talat Türkoğlu dosyasını paylaşan İHD İzmir Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, insanlığa karşı zaman aşımı olmadığının altını çizdi ve faillerin yargılanmasını istedi. 

'İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması için her hafta düzenlediği eylemde bu hafta 1996 yılından bu yana akıbeti bilinmeyen Talat Türkoğlu'nun dosyasını paylaştı. 

Covid-19 salgını nedeniyle online düzenlenen eylemin metnin İHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Caner Canlı okudu. Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu'nun İstanbul Avcılar'da yaşadığını ve daha önce 4 kez gözaltına alınarak; yoğun işkence gördüğünü yıllarca hapishanede kaldığını hatırlattı.

'TÜM GİRİŞİMLER SONUÇSUZ KALDI'
Tahliye sonrasında polis takibinde olan Türkoğlu'nun, 29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne'ye gittiğini belirten Canlı, "İstanbul'dan Edirne'deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul'daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Türkoğlu Ailesi, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü, devletin ilgili kurumlarına başvurularda bulundu. Konu Meclis'e taşındı. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar Talat Türkoğlu'nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunun bilinmediğini söyledi" dedi.

'İŞKENCE İLE ÖLDÜRÜLEN BEDENİ MERİÇ NEHRİ'NE ATILDI'
Canlı, Türkoğlu'nun dosyasına ilişkin bilgileri şu ifadelerle aktardı: "1997 yılında Talat Türkoğlu'nun eşgal, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini ayrıntıları ile veren JİTEM mensubu Kasım Açık; Talat Türkoğlu'nun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent'te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını itiraf etti. Talat Türkoğlu'nun işkence ile öldürülerek cesedinin Meriç Nehri'ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti.

Kasım Açık'ın ifadesi üzerine Türkoğlu Ailesinin ek bir soruşturma yapılması için savcılığa yaptığı başvuruda etkin bir soruşturma yürütülmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

AİHM'e taşınan davada ise Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu'nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkum oldu. AİHM'in Türkiye'yi mahkum etmesinin ardından İHD avukatı Gülizar Tuncer, Edirne Savcılığı'na dilekçe ile başvurarak AİHM'in verdiği mahkumiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulundu.

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ'
Edirne Savcılığı, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu da reddedildi. Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu  fakat anayasa mahkemesi de zaman aşım kararını onayladı. Dava yeniden AHİM'e taşındı. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz."