26 Nisan 2024 Cuma

İnşaat İşçileri Sendikası: Zafer anıtı değil utanç tablosu!

Cumhurbaşkanının katılımıyla saatler sonra açılışının yapılacağı İstanbul 3. Havalimanı projesinin siyasi şova dönüştürülmesi tepki topluyor. Onlarca işçinin yaşamını yitirdiği, çağ dışı çalışma koşullarına sahip projenin amacını İnşaat-İş Sendikası'yla konuştuk. Çok sayıda işçinin hayatını kaybettiği ve kölece çalışma koşullarının hüküm sürdüğü yeni havalimanının resmi açılışı akşam saatlerinde yapılacak. Ancak üzerine işçi kanı bulaşan bu projenin büyük bir şova dönüştürülmesine tepki gösteren inşaat işçileri, hükümetin amacının ekonomik krizi gölgelemek olduğunu ifade ediyor.

Konuyla ilgili, üye ve yöneticileri tutuklu bulunan İnşaat-İş Sendikası'yla görüştük. Sendikanın Örgütlenme Sekreteri Kadir Kurt, sansasyonel açılış organizasyonuyla süslenen projeyi “Türkiye için bir utanç tablosu” olarak niteledi. Diğer yandan geçtiğimiz ay binlerce işçinin eylemine ev sahipliği yapan havalimanında hak mücadelesi yürüten İnşaat-İş, ekonomik kriz ortamında projenin uzun yıllar sürebileceğini belirtiyor.

Görüşüne başvurduğumuz Kadir Kurt'a, açılışın inşaat işçileri için ne anlam ifade ettiğini sorduk. "Türkiye'de son dönemlerde işçilere dönük saldırılar ve hak gaspları büyük bir ivme kazanmış durumda. Bunda ekonomik krizin gün geçtikçe derinleşmesinin de payı var. Buna rağmen 29 Ekim gibi sembolleşmiş bir tarihle havalimanı gibi işçi ölümleriyle sembolleşmiş bir yeri bütünlüklü bir halde ortaya çıkartacaklar." diyen Kurt şunları kaydetti: "Bu proje, Erdoğan'ın topluma baskıcı yöntemlerini kabul ettirmek için, kitlelerde bir rıza oluşturmak için ortaya attığı bir projedir. İkincisi, yine bu proje 'ekonomik kriz var mıdır yok mudur' gibi toplumu böylesine bir tartışmanın içinde boğmak istediği bir süreçte 'Biz bu havalimanını açtık, ekonomik kriz nerede?' dedirtmek istedikleri bir projedir. Bunları göz önünde bulundurursak onlar için bütün bu denklemde işçinin hiç bir değerinin olmadığı ortaya çıkıyor. Buradan baktığımızda da işçinin olmadığı bir tablo, Türkiye için bir utanç tablosudur."

TAHTA KURULARIYLA YATMAK İSTEMEYEN İŞÇİLER CEZAEVİNDE UYUŞTURUCU SATICILARIYLA YATMAK ZORUNDA

İş bırakarak kötü çalışma koşullarını protesto ettikleri için tutuklanarak cezaevine konan üyeleri hakkında bilgi veren Kurt, "Tutuklayarak, cezaevine atarak, hatta öldürerek bile inşaat işçisinin hak arama mücadelesi bitiremezler. Çünkü bu insan olmakla özdeş bir şeydir. Nasıl bizi nefes almaktan vazgeçiremezlerse insanca yaşama talebinden de vazgeçiremezler. Öyle ki biz tahtakurularıyla yatmamak için, revir personeli bize insan gibi muamele yapsın gibi taleplerle en demokratik hakkımızı kullandığımız için cezaevine atıldık. Tahtakurularıyla yatmak istemeyen inşaat işçilerine uyuşturucu satıcılarıyla, çetelerle yatmak uygun görüldü. Cezaevindeki arkadaşlarımız ayrı ayrı tutuluyorlar tam anlamıyla bir tecrit uygulaması yapılıyor. Bu tür baskıları işçi sınıfı dönem dönem görmüş ancak hiç bir zaman bu onu yıldıramamıştır. 1970'te Yapı İşçileri Sendikası Genel Başkanı Necmettin Giritlioğlu'nu öldürseler de nasıl bu mücadele sürdüyse bugün de bu mücadele devam edecektir" diye konuştu.

HAVALİMANI İNŞAATI KRİZ ORTAMINDA UZUN YILLAR SÜREBİLİR

Ayrıca, havalimanı projesinin mevcut ekonomik kriz ortamında sürdürülebilirliğinin olmadığını söyleyen Kurt, “Haliyle gözleri havalimanında tutmak için böylesi bir açılış organize ettiler. Böylesi bir durumda ekonomik krizde daha düşük yoğunluklu bir çalışma temposuna geçebilmek için bu açılışı yaptıklarına inanıyorum. Zaten bu istikrarla bile devam etse inşaatın en az on yıl daha süreceğini tahmin ediyoruz. Ne zaman biterse bitsin bizim mücadele etme gibi bir sorumluluğumuz var. Büyük bir iddianın da altına girdiğimiz için her türlü bedeli de ödemekten kaçınmayacağız” dedi.