17 Mayıs 2024 Cuma

'İmamoğlu sakın oylar benim demesin'

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme yapan DEM Parti İBB Eşbaşkan adayları Beştaş ve Çepni, kaybedenin AKP-MHP iktidarı olduğunu söyledi. DEM Parti seçmenlerinin, Kürdistan'da Kürt halkına yönelik saldırılarından dolayı AKP'yi cezalandırdığının altını çizen Beştaş, "İmamoğlu sakın ha oylar benim demesin" uyarısında bulundu. Seçim sonuçlarına bakarak bile emek ve demokrasi güçlerinin DEM Parti etrafında kenetlenmesi gerektiğinin altını çizen Çepni de "Kazanan kayyum darbesine karşı Kürt halkı olmuştur" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni, İl Eşbaşkanları Gonca Yangöz ve Murat Kalmaz'la birlikte yerel seçimlere ilişkin il örgütünde açıklama yaptı. 

'KAZANAN KAYYUM DARBESİNE KARŞI KÜRT HALKI OLMUŞTUR'
İlk olarak söz alan Çepni, şu değerlendirmelerde bulundu: "AKP kaybetmiştir. AKP'nin 20 yıllık sömürü, soygun savaş ve talan politikaları çökmüştür. Bu yeni bir sonuç değildir fakat bugüne kadar şantaj ve baskı politikalarıyla ayakta kalabilmiştir. Bugün itibariyle de bu anlamda büyük bir darbe daha almıştır. Peki kim kazanmıştır? Kazanan değişim, çözüm isteği olmuştur. Halklarımızın demokrasi, özgürlük ve adalet isteği olmuştur. Kazanan kayyum darbesine karşı Kürt halkı olmuştur. Tüm baskılara, zulme, engellemelere rağmen Kürt coğrafyasında kayyum politikaları çökmüştür. Ve kayyumlar saraya bir kez daha gönderilmiştir. 

'SAVAŞ POLİTİKALARINDA ISRAR EDENLER ÇÖKMÜŞTÜR'
"Aynı zamanda bugün AKP etrafında kümelenmiş sermaye odakları kaybetmiştir. Ve yoksullukla, açlıkla mücadele eden, yaşamaya çalışan ezilen halklarımız bir kez daha itirazlarını ortaya koymuşlardır. Ve bu itirazlarda kararlılıklarını, değişim ve çözüm isteğini, en güçlü tepkisini ortaya koymuşlardır. Aynı zamanda kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete karşı politikalar çökmüştür. Emeklileri açlığa mahkum eden, doğa katliamlarının uygulayıcısı politikalar, partiler çökmüştür. Ve en başta da Kürt sorununa çözümsüzlükte ve savaş politikalarında ısrar edenler çökmüştür. 

'İSTANBUL'DA YÜZBİNLERCE İNSANIMIZLA BULUŞTUK'
"DEM Parti, bütün bu süreçte tüm ambargolara karşı halklarımızla buluşmakta ısrarcı olmuştur. İstanbul'da yüzbinlerce insanımızla yorulmadan, durmadan buluşmaya çalıştık. Ve bütün bunları büyük bir ambargoya rağmen gerçekleştirdik. Ve halklarımızla gönül bağı kurduk. Onlarla dertleştik, çözüm önerilerini tartıştık. Kürt kenti olan İstanbul'da Kürt halkının taleplerini, Alevilerin inanç özgürlüğü eşit yurttaşlık taleplerini gündemleştirdik. 1 Mart'ta açıkladığımız seçim deklarasyonunda İstanbul yerelinde çözüm önerilerimizi kapsamlı şekilde ortaya koyduk. Kadın hareketinin, işçilerin, emekçilerin çözüm önerilerini çok güçlü biçimde ortaya koyduk. Onların sesi, gücü olduk. 

'EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN DEM PARTİ ETRAFINDA KÜMELENMESİ GEREKİR'
"Şu uyu anlaşılmalıdır ki, bu sonuçlar yapısal sorunların çözüldüğü anlamına gelmez. Bunun çok iyi anlaşılması gerekir, bütün halklarımız bu yanılgıdan uzaklaşmalıdır. Her ne kadar bunun mutlak bir kurtuluş olduğunu anlatmaya çalışalar da bu sorunlarımızın çözüldüğü anlamına asla gelmez. Bu sonuçlar çok güçlü şekilde emek, demokrasi güçlerinin DEM Parti etrafında kenetlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu değişim isteğinin ancak ve ancak örgütlü, demokratik bir özgürlükçü mücadeleyle başarıya ulaşabileceğini bir kez daha göstermiştir. Bu bir adımdır çok iyi anlaşılması gerekir. Hiçbir yanılgıya düşmeden kendi iradesiyle, halklarımızın özneleşerek mücadele etmesi gerekir."

Kürdistan'da tüm engellemeler, sahte seçmenlere rağmen büyük bir emek ve özveriyle oyunu kullanan halklara teşekkür eden Çepni, DEM Parti'nin seçimlere girdiği her yerde oy veren halkların iradesini selamladı. "Bizi geliştirecek olan irade esasen budur" diyen Çepni, kayyum gasbına gerekli cevabı veren halkların coşkusunu paylaştıklarını da dile getirdi. Kutlamalara yönelik saldırıları da protesto etti. 

'İSTANBUL'DA PARTİMİZE BÜYÜK BİR SANSÜR UYGULANDI'
Beştaş ise, "Seçimi kimin kazandığı kimin kaybettiği ortaya çıkmış vaziyette. Yüzde 60'dan fazla sandık açıldı. Önce İstanbul'la başlamak istiyorum, bütün kampanya boyunca gördüğümüz en somut resim şuydu, bütün İstanbul'da sanki sadece iki aday çalışıyormuş gibi bilinçli yaratılan bir algı vardı. Tüm televizyon kanalları muhalefet medyası tarafından da güçlü bir şekilde bu yansıtıldı. Tüm İstanbullular da seçim kampanyasında televizyonlarda bunu izledi, partimize karşı ağır bir sansür, ambargo uygulandı. Tabii muhalif medyada zaman zaman görüşlerimizi açıklasak da muhalefet medyası ve ana medya tarafından görülmedik, duyulmadık, sesimizi duyurmamamız için her türlü sansürü uyguladı" dedi. 

'İMAMOĞLU BU OYLAR BENİMDİR DEMESİN'
Halkların oy verirken buna göre karar verdiğini, DEM Parti seçmeninin AKP'yi cezalandırdığının altını çizen Beştaş, "İmamoğlu bu oylar benimdir demesin sakın aldığı oylar onun değil. Bizim seçmenlerimizi oraya oy verdi çünkü AKP'yi cezalandırmak, cevap vermek istedi. Bugün bile sahte seçmen diye nitelendirdiğimiz seçmenlerin aynı okullarda oy kullanması, halkın tepkisi buradaki seçmenin görüşünü etkiledi. Kürdistan'da yaşananlar İstanbul seçmeninin oyunu doğrudan etkileyen bir etmen oldu. Ben sahte seçmen demekten vazgeçtim, kayyum uygulaması şuna dönüştü tek tek seçmenlere kayyum atandı. Sandıktan kayyum çıkarılmak istendi. Sahte seçmen dediğimiz kayyumlarla sonuç belirlenmek istendi. Ama Kürt halkı Kürt illerinde büyük bir cevap verdi. Çok mutluyuz Muş'u, Iğdır'ı, Ağrı'yı, Siirt'i almaktan, en çok kayyumların taşındığı illerde Kürt halkı en güçlü yanıtı verdi. Biz de İstanbul'da haftalardır sadece seçim kampanyası yapmıyoruz hareketli seçmen kampanyası yapıyoruz. İstanbul'da yaşayıp diğer illerde oyu olanların kullanması için büyük bir kampanya yaptık" hatırlatmasında bulundu. 

'SEÇİMİ KAYBETTİK HAVASINDA DEĞİLİZ'
İstanbul'da kaybetmediklerini vurgulayan Beştaş, "Oy oranıyla üçünçü sıra tezat teşkil ediyor diyebilirsiniz. Çünkü seçmenlerimizin neden gittiğini, neden buna zorlandığını gayet iyi biliyoruz. Önümüzdeki dönemde ayrıntılı siyasi değerlendirmesini yapacağız. Ama unutmayın biz seçmenlerimizle birlikte kesinlikle İstanbul belediyesinin çalışmalarını yakından izleyecek ve denetleyeceğiz. Seçimi kaybettik havasında değiliz bu konuda DEM Parti siyaseti kazanmıştır" dedi. 

'AKP KÜRT HALKINA SAVAŞ AÇARKEN KAYBETTİ'
Beştaş şöyle devam etti; "AKP Kürt halkına savaş açarken Türkiye'de kaybetti. AKP bütün seçim boyunca Kürtleri hangi silahla vurayım propagandası yaptı, Kürtler bunu gördü, yaşadı, iliklerine kadar hissetti ve ceza verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan gittiği her yerde 'teröristan' kavramıyla Kürtlerin yaşadığı bütün bir coğrafyayı 'teröristan' ve Kürtlerin tamamını 'terörist' ilan etti. Tebrik ediyorum hakikaten ne kadar gurur duysak azdır. Evet Kürtleri hangi silahla vuracağının propagandası böyle yanıt verdi. Kürt halkı terörist değil, yaşadığı coğrafyada ayrımcılığa uğramak istemiyor.

'KAYBEDEN AKP-MHP İTTİFAKIDIR'
"Yüzbinlerce insana temas ettik, bize kucak açtılar. Bundan hiç mutsuz değilim. İyi ki İstanbul'daydım, 40 gün bir çalışma yaptık. Ve Newroz'da kazandık bir milyonu aşkın insan geldi. Aldığımız oy oranının bir önemi olmayacak demiştim. Defalarca söyledim, bizim amacımız o koltukta oturmak değil. Biz birileri gibi dün söylediğimizi bugün unutanlardan değiliz. Newroz'da devletin kaynakları da bir milyonu aşkın insanın geldiğini gördü. Bu yüzden İmamoğlu oylar benim demesin. Bizim seçmenimizin onların tabiriyle 'stratejik oy kullanmakta' ne kadar mahir olduğunu, ölçülü davrandığını bir kez daha gösterdi. Böyle bir denklem olmasaydı oyumuz asla böyle değildi. Yine o her şeyi anlayan konuklar saatlerce, günlerce, aylarca değerlendirecekler. DEM Parti niye böyle oy verdi, hele ki muhalefet medyası bizimle konuşmadan bizi tartıştı sürekli, seçmenimiz üzerinde propaganda yaptı. Bu sonuçla emekliler kazandı. Kürt halkı kazandı, yoksullar kazandı, işsizler kazandı. Değişim isteği kazandı. Bir kaybeden var o da AKP-MHP ittifakı, Cumhur İttifakı. Ve tabii ki farklı inanç grupları Aleviler kazandı. Basın mensupları belki başka bir şey bekliyordu, bu gece mutluyuz. Hakikaten mutluyuz. Çünkü her an yeni bir kazanma haberi alıyoruz. Bütün bir seçim İstanbul'a Kürt düşmanlığına sıkıştırıldı. Ama bu ülkede Kürtler var, Kürtler mücadeleye tüm ezilenlerle devam ediyor. Hiçbir şey yapamadıysak bile İstanbul'un bir Kürt şehri olduğunu gösterdik. İşçilerle, kadınlarla, gençlerle, Alevilerle toplumun tüm kesimleriyle buluştuk. 3. partiyiz belki 4 oluruz hiç önemli değil. Ama biz yapmak istediğimizi, söylemek istediğimiz söyledik. Seçmenlerimiz cezalandırmayı tercih etti. Onlara saygı duyuyoruz. Yeni kazandığımız belediyeler hayırlı olsun. Kayyum kaybetti. Sadece örnek vereyim 6 bin 428 seçmen Siirt gibi bir ile götürüldü. İnsaf yok, vicdan yok, ahlak yok, hukuk yok...İşte Kürt halkı buna cevap verdi. Ama biz DEM Parti olarak sadece Kürdistan coğrafyasında değil Türkiye'nin her yerinde varız. Mücadeleye devam edeceğiz. 3. yol stratejimiz kazandı. Onların deyimiyle sıkıştırılmak istenen bir yerlere asla kapılmayacağız. Sığdıramazlar bizi. Her yerde olmaya devam edeceğiz. Seçim çalışmalarında dediğim gibi kabusunuz olacağız, kabusunuz olmaya devam edeceğiz."