6 Mayıs 2024 Pazartesi

İktidarın tutsaklarla dayanışma tahammülsüzlüğü

İktidarın hapishanelerde yürüttüğü katliam politikalarına karşı tutsakların sesini duyurmak isteyen TDİ'nin eylemine Bahçelievler Kaymakamlığı tarafından bir aylık özel ve keyfi yasak getirildi. ATK önünde yapılmak istenen nöbete polis saldırdı, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Ancak kitle kararlılıkla mücadeleyi sürdüreceğini haykırdı. 

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nin hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla 20 Ocak'ta başlattığı ve her perşembe günü Yenibosna'da bulunan Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde devam edeceği nöbetin ikincisine de polis saldırdı.

20 Ocak'ta yapılan ilk nöbete Bahçelievler Kaymakamlığı tarafından yasak getirilmişti. Ancak yasak "oturma eylemi" yapılmasına yönelikti. Yasak kararına HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, tutsak yakınları ve TDİ üyeleri tepki göstermiş. ATK önünde fiili bir açıklama yapılmıştı. 

Bu hafta nöbetini ikincisini tutmak üzere çok sayıda kişi ATK önünde buluştu. Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) üyelerinin yanı sıra, Birleşik Mücadele Güçleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Zeynel Özen ile çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de nöbete destek verdi.

BAHÇELİEVLER KAYMAKAMLIĞINDAN ÖZEL YASAK
Açıklama öncesi ATK'nin bulunduğu sokak polisler tarafından zırhlı araçlarla ablukaya alındı. Bahçelievler Kaymakamlığı, TDİ'nin ATK önünde yapacağı nöbet eylemi için özel olarak bir aylık yasak kararı getirdi. Kararı bahane eden polis, açıklama için bir araya gelen kitleyi kalkanlarla çembere aldı.

TUTSAK YAKINLARI: KORKMUYORUZ
Polisin saldırısına tepki gösteren tutsak annelerinden biri, “Biz cezaevlerinden kim olursa olsun cenaze çıkmasını istemiyoruz. Annenin rengi yok, gözyaşının rengi yok. Yeter artık biz evlatlarımızı istiyoruz, tedavilerinin yapılmalarını istiyoruz. Biz anneyiz anne, korkmuyoruz” dedi.

Vekiller uzun süre polisle görüştü. Eylemi engellemek isteyen polis, ailelerin konuşmak ve hasta tutsakların hakkını aramakta gösterdiği iradeyi, saldırının bahanesi olarak gösterdi. Tutsak yakınları mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Hasta tutsaklar onurumuzdur" ve "Kahrolsun faşizm, tutsaklara özgürlük" sloganları attı. 

Basın emekçileri de darp edilerek çemberin dışına itildi ve çekim yapmaları engellenmeye çalışıldı.

Çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı. 

GÜLÜM: HAPİSHANELERDEN ÖLÜM HABERİ GELİRKEN NEYİN YASAĞI
Polis saldırısı ve gözaltılara tepki gösteren HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, iktidarın hapishaneler konusunda nasıl katliamcı bir çizgi uyguladığının bir kez daha gözler önüne serildiğini vurguladı. "Çocuklarımız cezaevlerinde öldürülüyor bunu durdurun" demek için ailelerin özel olarak ATK'yı seçtiğini çünkü ölüme yaklaşan, tedavisi mümkün olmayan tutsaklar için dahi ATK'nın "hapishanede kalabilir" raporu verdiğini hatırlatan Gülüm, "ATK aslında idam kararı veren yerlerden biridir. Bir tıp kurumu olmaktan çıkmıştır. Cezaevleri bir katliam evlerine dönüştü; ATK, siyasi iktidar, kendine bağımsız diyen ama doğrudan iktidara bağımlı mahkemeler nedeniyle" dedi. 

Tutsakların, "Bizim hakkımızda intihar etti haberi gelirse ikna olmayın, biz asla intihar etmeyeceğiz, bilin ki ölmüşsek cezaevinde ki bir cinayettir" haberi yolladıklarının altını çizen Gülüm, "Böyle bir durumdayken, insanlar çocukları için feryat ederken, bir açıklama yapmamız dahi iktidar tarafından yasaklanıyor. Hukuka uygun değil. Burada bir basın açıklaması yapılması neyi engelliyor. Hangi hakkı engelliyor. Arkadaşlarımız, 'hasta mahpuslar ölmesin' dedikleri gözaltına alındı. Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Gözaltına alınması gereken birileri varsa o da suç işleyen ATK görevlileri, suç işleyen cezaevi kurumu, suç işleyen yargı kurumu görevlileri ve talimatı veren iktidardır" diye konuştu.

ÖZEN: ATK BU CİNAYETLERİN ORTAĞIDIR
HDP Milletvekili Zeynel Özen, hapishanelerde fiili olarak idamların devam ettiğine işaret etti. Adli Tıp Kurumu'nun siyasi iktidar tarafından hapishanelerde işlenen cinayetlere suç ortağı olduğunu belirten Özen, bu ölümlere karşı her zaman direnmeye devam edeceklerini vurguladı. Yaşanan polis saldırısını “insanların demokratik hakkına gösterilen bir tahammülsüzlük” olarak niteleyen Özen, “kendine insanım diyen, bir parça vicdanı olan hiç kimse bu ölümlere izin vermemeli” diyerek demokratik kamuoyunu hasta tutsakların mücadelesini büyütmeye çağırdı.