2 Mayıs 2024 Perşembe

İHD: 11 ayda 144 kişi kaçırıldı, ajanlaştırma tehdidine maruz kaldı

İHD, 2021 yılında baskı ve tehdit yöntemleriyle ifade alma, mülakat adı altında yasadışı sorgu, işbirliği, ajanlık dayatmaları kaçırmalara ilişkin rapor hazırladı. İHD raporunda, 2021 yılının ilk on bir ayında en az 144 kişinin kaçırma, ajanlaştırma ve tehdide maruz kaldığı belirtildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, baskı ve tehdit yöntemleriyle ifade alma, mülakat adı altında yasadışı sorgu, işbirliği, ajanlık dayatmaları kaçırmalara ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, 2021 yılı Ocak-Kasım ayları içerisinde en az 13 kişinin kaçılarak ajanlık teklifi ya da tehdidine maruz kaldığı ve bu kişilerin herhangi bir işlem yapılmadan serbest bırakıldığı belirtildi. Raporda ayrıca, en az 66 kişinin hapishaneler ve gözaltı merkezlerinde ajanlık ve işbirliği dayatması ve tehdidine maruz kaldığı, büyük bölümü polis tarafından olmak üzere en az 65 kişinin tehdit edildiği, bu kişilerden 12'sinin sosyal medya üzerinden tehdit edildiği kaydedildi.

Sosyal medya yoluyla yapılan tehditlerin çoğunlukla siyasi parti çalışanları, üniversite öğrencileri ve medya emekçileri olduğu vurgulanan raporda, 'azınlık grup üyeleri'nin bu kimlikleri nedeniyle  tehditlere maruz kaldığı belirtildi.

18 yaşından küçük çocukların da polisin tehditlerine maruz kaldığı bilgisine yer verilen raporda, 2021 yılının ilk on bir ayı içerisinde en az 144 kişinin kaçırma, ajanlaştırma ve tehdide maruz kaldığı vurgulandı.

2016 darbe girişiminin ardından devletin baskı politikası haline gelen kaçırma, ajanlık tehdidi, yasadışı sorguların arttığına dikkat çekilen raporda, 2021 yılının ilk on bir ayı içerisinde İHD Genel Merkezi'ne 4, İHD İstanbul Şubesi'ne 36, İHD Ankara Şubesi'ne 10, İHD İzmir Şubesi'ne 7, İHD Diyarbakır Şubesi'ne 3, İHD Van Şubesi'ne 2, İHD Batman Şubesi'ne 1, İHD Dersim Şubesi'ne 1 ve İHD Mardin Şubesi'ne 1 kişi olmak üzere toplam 65 kişi başvuru yapıldığı belirtildi.

Son yıllarda sistematik hale gelen bu baskılara maruz kalan kişilerin savcılık ve insan hak ve özgürlükleri konusunda faaliyet yürüten kurumlara başvuru yapmaktan çekindiklerine dikkat çekildi, başvuru yapılmamasının gerekçesi, başvuruların sonuçsuz kalması olarak belirtildi.

Bu nedenle gerçek verilere ulaşamadığı kaydedilen İHD raporunda, Gökhan Güneş 2021 yılının Ocak ayında kaçırılarak işkence edildikten 5 gün sonra serbest bırakıldığı hatırlatıldı. Kamuoyu baskısı ve yürütülen mücadele sonucu Güneş'in serbest bırakıldığı vurgulanırken, 29 Aralık 2020'de Ankara'da kaçırılan Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in kızı, İHD ve Cumartesi Anneleri'nin çabaları sonucu Küçüközyiğit'in Ankara Sincan Cezaevi'nde olduğunun açıklandığı hatırlatıldı.

İHD raporunda, "Küçüközyiğit'in yaklaşık sekiz buçuk aylık işkenceden sonra serbest bırakılması bu alandaki çabaların boşa gitmediğini göstermiştir. Her iki vaka ile ilgili İHD'nin uluslararası başvuruları da olmuştur. Ancak Ağustos 2019'dan beri kaçırılarak kaybedilen Yusuf Bilge Tunç'un akıbeti halen bilinmemektedir” denildi.

Bu baskı yöntemlerinin genelde öğrencilere, siyasi parti üyelerine/aktivistlerine, basın emekçilerine, mahpuslara veya mahpus ailelerine karşı uygulandığı vurgulanan raporda, "Bu baskılar çoğunlukla kendini istihbaratçı olarak tanıtan kolluk kuvvetlerince veya infaz koruma memurları ve güvenlik korucuları (geçici köy korucusu) tarafından gerçekleştirilmektedir. Neredeyse tamamı resmi görevli olan bu kişiler, ellerindeki devlet gücü vasıtasıyla bireylerin özel hayatına ilişkin bilgilere ulaşmakta ve bu bilgileri kullanarak kişilerin hassasiyetlerini istismar etmektedirler" ifadelerine yer verildi.

Kişilerin özel hayatlarındaki bilgilerin kullanıldığı, yardım vaadiyle ikna edilmeye çalışıldığı, çoğu durumda tehdit yoluyla ajanlaştırılmaya çalışıldıkları, psikolojik işkence uygulandığı kaydedilen raporda, "Kişileri tutuklanmakla, kaçırılmakla, ölümle veya işkenceyle tehdit edilmekte ve yasadışı ajanlığa zorlamaktadırlar. Bazı durumlarda kişiler aile üyeleri, çevreleri ya da tutuklu bulunan yakınları ile tehdit edilmektedir. Tehditler çoğunlukla defalarca tekrar edilmekte; kişilerin sosyal ve psikolojik iyi oluşları olumsuz yönde etkilenmeye çalışılmaktadır” diye kaydedildi.

Raporda, İstanbul, Ankara ve İzmir metropollerde yaygın olarak kullanılan ajanlaştırma ve kaçırma yöntemlerinin Türkiye'nin her yerinde sistematik bir yöntem olarak kullanılmaya devam ettiği vurgulandı.

İHD'nin devletin cezasızlık politikasının son bulması ve bu tür vakalarda sorumluluğu bulunan faillerin cezalandırılması amacıyla birçok girişimde bulunduğu belirtilen raporda, "Bu amaçla derneğimize yapılan başvurular derneğimiz tarafından İçişleri Bakanlığı'na, Kolluk Gözetim Komisyonu'na ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na bildirilmekte buna karşın etkili bir soruşturmanın halen yapılmadığı görülmektedir. Maalesef, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kolluk kuvvetlerini denetlemek için bir alt komisyon kurulmamış ve 2019 yılından beri faaliyet yürüten Kolluk Gözetim Komisyonu tarafından şu ana kadar hiçbir faaliyet raporu yayınlanmamıştır” diye kaydedildi.

İHD'nin TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu ve İçişleri Bakanlığı ile de görüşmeler yaptıkları belirtilen raporda, Gökhan Güneş'in ardından uzun süreli kaçırma olayına rastlanmadığı bilgisi paylaşıldı.

Bu tür olayların münferit değil sistematik olduğu vurgulanan İHD raporunda, "İnsan haklarının temel değerleriyle çelişen, kanunların ve uluslararası sözleşmelerin yasakladığı bu tür uygulamalara derhal son verilmesi gerektiğini bir daha vurguluyor ve bu yöndeki hak ihlallerinin son bulması yönündeki ısrarlı takibimizin devam edeceğini ifade ediyoruz” denildi.

SONUÇ VE ÖNERİLER
İnsan Hakları Derneği tarafından açıklanan raporda şu öneriler yer aldı.
Cumhuriyet savcıları, TCK'da tanımlı tehdit, hakaret, işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, görevi kötüye kullanma gibi birden fazla suç teşkil eden kaçırma ve ajanlaştırma faaliyetlerine sessiz kalmamalı, şikayetleri etkili bir biçimde soruşturmalı ve failler tespit edilerek devlet korumasından çıkarılarak yargılanmalıdır. Bu konuda Adalet Bakanlığı ve HSK üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu kolluğun denetlenmesine yönelik olarak bir alt komisyon kurmalı ve başvuruları değerlendirmelidir.
Kolluk Gözetim Komisyonu, bu raporda belirttiğimiz ihlallerle ilgili etkili faaliyetler yürütmelidir.
TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kanundan kaynaklanan yetki ve sorumluluğu gereği alt komisyon kurarak istihbarat örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalı, iş bu raporda belirtilen yasadışı faaliyetleri önleyecek etkili tedbirler almalıdır.
Avrupa Konseyi İşkenceyi Öneme Komitesi'nin Türkiye ziyareti esnasında bu konunun üzerine gitmesi sağlanacaktır. Ayrıca, bu konuda BM'nin yetkili mekanizmalarına da gerekli başvurular yapılacaktır.