19 Mayıs 2024 Pazar

İç Anadolu Bölgesi Hapishanelerindeki hak ihlalleri raporlaştı

İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, tutsakların maruz kaldığı üç aylık hak ihlallerini raporlaştırdı. Komisyon, yetkilileri göreve çağırdı. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, İç Anadolu Bölge Hapishaneleri 3 Aylık Hak İhlal Raporu'nu dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Afyonkarahisar 1 Nolu Tipi Kapalı Hapishanesi, Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi, Karabük T Tipi Kapalı Hapishanesi, Kayseri/Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi, Kırıkkale/Keskin T Tipi Kapalı Hapishanesi, Kırşehir E T Tipi Kapalı Hapishanesi, Konya/Ereğli T Tipi Kapalı Hapishanesi, Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi, Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi, Sincan 3 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi, Tokat T Tipi Kapalı Hapishanesi'nde yapılan incelemeler, derneğe başvurular ve tutsak yakınlarıyla görüşmeler sonucu hazırlanan raporda hak ihlalleri; Hapishanede Ölümler, Sağlık Hakkı, Sağlık Hakkına Erişimde Tespit Edilen Hususlar, İşkence ve Kötü Muamele, Disiplin Cezaları ve İnfaz ile Sonuç ve Öneriler başlıkları altında sıralandı.

HAPİSHANELERDE ÖLÜMLER
İHD'nin belirlemelerine göre, 2021 yılı Ocak-Şubat-Mart aylarında çeşitli hapishanelerde en az 13 tutsak yaşamını yitirdi:
🔹2 Mahpus Ağır Hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi.
🔹1 Ağır Hasta Mahpus tahliye edildikten kısa süre sonra hastanede yaşamını yitirdi.
🔹1'i çocuk olmak üzere 5 Mahpusun intihar ederek yaşamını yitirdiği iddia edildi.
🔹4 Mahpus Korona nedeniyle yaşamını yitirdi.
🔹1 Mahpus şüpheli şekilde yaşamını yitirdi, yüzde 93 engelliydi.

SAĞLIK HAKKI
Tutsakların bir arada ve kalabalık koğuşlarda yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda hapishanelerde hijyenik ortamın sağlanmasının, kişisel koruyucu tedbir uygulamalarının neredeyse imkansız olduğu belirtilen raporda, Covid-19 salgının hapishanelerde yayılma hızına dikkat çekildi. 

Raporda, "İHD'nin verilerine göre, hapishanelerde en az 604'ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta mahpus bulunmaktadır. İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde ise 46'si kadın olmak üzere en az 284 hasta mahpus bulunmaktadır. Bunların 98'i ağır hasta mahpustur" denildi. 

SAĞLIK HAKKINA ERİŞİMDE TESPİT EDİLEN HUSUSLAR
Komisyona yapılan başvurular ve avukat görüşmeleri sonucu belirtilen hapishanelerde yaşanan sağlık hakkı ihlalleri şöyle: 
🔹Mahpuslar aşırı kalabalık koğuşlarda kalmaktadırlar.
🔹Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta; bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir.
🔹Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır.
🔹Korona riskine rağmen mahpuslara yeterli miktarda hijyen malzemeleri ve maske verilmeme, tedbirlere uyulmamaktadır.
🔹Bazı cezaevlerinde; 15'er günlük vardiya sistemi ile çalışan infaz memurlarının, vardiya sisteminin 7'şer günü indirilmesinden sonra Covid vakaları artmıştır.
🔹Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılamamaktadır. Ayrıca rutin yapılması gereken test ve kontrollerde aksamaktadır.
🔹Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek cezaevinde kalamaz raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin cezaevinde kalamaz raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir.
🔹Diyet yemeği ihtiyacı olan mahpusların diyet yemeği talepleri karşılanmamaktadır.
🔹Kendi öz bakımını yapamayacak düzeyde psikolojik rahatsızlıkları (şizofreni vb.) olan mahpuslar tahliye edilmemektedir.
🔹Mahpusların diş tedavileri yapılmamakta, parasını ödemiş olmalarına rağmen implant tedavilerinin de yarım bırakıldığı öğrenilmiştir.
🔹Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalan ağır hasta mahpus Hayrettin Yılmaz'ın tedavileri yapılmamış, cezası bir yılın altına düşmesine rağmen tahliye edilmemiş ve hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
🔹Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalan ve sürekli felçlik geçiren mahpusun tedavileri yapılmamakta, engelli küçük çocuğu olmasına rağmen ailesine yakın yere sevki kabul edilmemekte ve kendisinin ağır hastalıklarından kaynaklı denetimli serbestlik talebi kabul edilmemektedir.
🔹Bel fıtığı ve kireçlenme sorunu olan bir mahpusun ortopedik yatak ihtiyacı karşılanmamaktadır.

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
İHD'nin belirlemelerine göre, 2021 yılı Ocak-Şubat-Mart aylarında İç Anadolu Bölgesinde bulunan hapishanelerde en az 17 tutsak işkence ve/veya kötü muameleye maruz kaldı:
🔹Çıplak arama uygulamasına maruz kalmış olan mahpuslar yaşamış oldukları hak ihlallerini ve bu uygulamanın devamlı bir şekilde yapıldığını aktarmışlardır.
🔹Afyon 1 Nolu T Tipi Hapishanesinde sevk edilen bir mahpus darp edilmiştir.
🔹Bolu F Tipi Hapishanesinde 10 mahpus darp edilmiştir.
🔹Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesinde bir kadın mahpus hastane sevkinde görevli tarafından tehdit edilmiştir.
🔹Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bir mahpus darp edilmiş ve kötü muameleye maruz kalmıştır.
🔹Sincan 3 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde bir mahpus darp edilmiş ve kötü muameleye maruz kalmıştır.
🔹Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde kalan bir kadın mahpus duruşma için sevk edildiği Van T Tipi Kapalı Hapishanesinde çıplak aramaya maruz bırakılmış, kabul etmeyince darp edilmiştir.
🔹Tokat T Tipi Hapishanesinde bir mahpusun aynı koğuşta kaldığı diğer mahpuslar tarafından darp edildiği, yeri değiştirilmesine rağmen tehdit edilmeye devam edildiği ve korku içinde olduğu aktarılmıştır.
🔹Bazı mahpuslar 'ağırlaştırılmış müebbet' hükümlüsü olmadıkları halde tekli
koğuşlarda tutulmaktadırlar.

DİSİPLİN CEZALARI VE İNFAZ
Hapishanelerde her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idareleri tutanak tutarak ve disiplin soruşturması başlatarak karşılık vermektedir.
Bu açıdan hapishanelerde tutsakların son üç ayda en çok karşılaştığı sorunlar şöyle sıralanabilir:
🔹Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) tamamen durdurulmuştur.
🔹Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gazeteleri mahpuslara verilmemekte, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu'ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı söylenmiştir. Ayrıca Xwebun adlı dergi de mahpuslara verilmemiştir.
🔹Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir.
🔹Bolu F Tipinde kalan bir mahpusun anı-roman çalışmasının olduğu ancak bu yazılara Hapishane idaresi tarafından el konulduğu, el konulmasına ilişkin AYM'nin de ret cevabı verdiği aktarılmıştır.
🔹Pandemi döneminde mektupların gönderilmesinde ve alınmasında aksaklıklar yaşanmaya başlamıştır.
🔹Kargo yoluyla gelen kitap ve dergi gibi ihtiyaçların 'kurum güvenliğini tehlikeye sokacak' gerekçesiyle içeriye verilmesi engellenmektedir.
🔹Mektuplar genelde geç teslim edilmekte ya da gönderilmemekte, özellikle Kürtçe mektuplar tercüman yokluğu gerekçe gösterilerek aylarca bekletilip geri gönderilmektedir.
🔹Mahpuslar yazdıkları roman, öykü vb. taslakları yayımlamak üzere dışarı kargo ya da mektup olarak göndermek istediklerinde hapishane idaresi bu çalışmalara propaganda içerdiği gerekçesiyle el koyarak engellemeye çalışmakta.
🔹Temizlik için kullanılan paspas ve fırça boyları kesilmekte, talep edilmesine rağmen normal standart boydaki malzemeler verilmemektedir.
🔹Son dönemlerde avukat görüş yerlerinin dolu olması gerekçe gösterilerek kapalı görüş yerlerinde telefonla görüş yaptırılmak istenmektedir.
🔹Kantine satılan ürünler hem çeşit olarak az hem de fiyatları yüksektir.
🔹Mahpusların taleplerine rağmen çelik veya tahta kaşık verilmemekte, sağlıksız plastik malzemeler verilmektedir.
🔹Korona tedbirleri hiçe sayılarak koğuşlar sürekli olarak aranmakta, koğuşlara kalabalık olarak girilmekte ve eşyalara çıplak elle dokunulmaktadır.
🔹Kırşehir E Tipi Hapishanesinde bulunan iki mahpus çatı katında bir hücrede kalmakta, sürekli olarak eğik pozisyonda durmak zorunda kalmalarından kaynaklı olarak sağlık sorunları yaşamaktadır. Ayrıca kendilerine günde yarım saat sıcak su verilmekte, temizlik ve hijyen imkanların yoksun kalmaktadırlar.
🔹Mahpusların oda değişim talepleri karşılanmamaktadır.
🔹Özel hayatın gizliğini ihlal eden yaşam alanlarına takılan kamera ile izlenme devam etmektedir.

SONUÇ ve ÖNERİLER
🔹Ulusal ve uluslararası insan hakları hukukunda; mahpusların hakları ile ilgili oldukça gelişmiş standartlar olmasına karşın mahpuslar ilgili hakları ve düzenlemeleri doğrudan kullanamamakta, tutuldukları yerlerde bulunan yetkililer aracılığı ile ancak kullanabilmektedir. Yetkililer, hapishane müdürleri, kaynağını uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve Anayasa'dan alan yasal düzenlemelere aykırı işlemler ve uygulamalar yapmaktadır. Bu durum mahpuslarda, ailelerinde, avukatlarında ve insan hakları örgütlerinde hapishane sistemine ilişkin ciddi güvensizlikler oluşturmaktadır. Bir bütün olarak bu saptamalar, hapis cezalarının infazında özgürlüğünden yoksun bırakılmanın kendi başına yeterli bir ceza olduğu gerçeğinin göz ardı edildiği ve gerek hapishanenin fiziksel koşulları ve gerekse uygulanan rejimin, çekilmekte olan cezanın şiddetini daha da arttırdığını göstermektedir. Mahpusluğun bu 'ağırlaştırılmış' koşullarını etkin biçimde denetleyecek bir mekanizma bulunmamaktadır. Mahpusun avukat görüşü, arkadaş görüşü ve aile görüşlerinden mahrum bırakılması, yine dışarıyla iletişim bağı olan telefon, faks ve mektup hakkının engellenmesi gibi uygulamalar insanlık onuruna aykırı uygulamalardır. Mahpusun işkence ve onur kırıcı ceza işlemlerine maruz bırakılması demektir.
🔹BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 10. maddesinde açık bir şekilde 'Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir' denilmektedir. Yine BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensiplerin 1. maddesinde; 'Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır' denilmektedir. Oysa İç Anadolu Bölgesindeki cezaevlerinde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir.
🔹Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır. Madde3: İşkence Yasağı Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz.
🔹Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
🔹AİHS'in 14. maddesinde düzenlenen 'Ayrımcılık Yasağı' ilkesine göre 'Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.'
🔹Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir. 'Recep Bekik ve Diğerleri'nin' AYM'ye başvuruları AYM, 27 Mart 2019 tarihinde ücreti ödenmiş, hakkında toplatma kararı olmayan süreli yayınların verilmemesinin Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan 'ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini' karar vererek şikayetçilere 500 TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
🔹Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir. AİHM, Abdulkerim Avşar ve Abdulkerim Tekin'in başvurularını inceleyerek 17 Eylül 2019 tarihinde, Türkiye'deki önemli sorunlardan biriyle ilgili ihlal kararı verdi. Ailelerinden uzak cezaevlerine nakledilen mahpusların hastalık sebebiyle ya da maddi sebeplerle kendilerini görmeye gelemeyen ailelerine yakın bir cezaevine nakledilme taleplerinin başvurucuların somut koşulları dikkate alınmadan reddedilmesi, Sözleşme'nin 8. maddesi altında özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlali olarak görüldü ve başvuruculara 6 bin Euro tazminat ödenmesine hükmedildi.
🔹Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
🔹Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler.
🔹Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
🔹Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
🔹Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır. Her hasta mahpusun tıbbi etik gereği, her hastaya uygulanması gerektiği gibi, mahremiyetine saygı gösterilen bir ortamda, insan onuruna yakışır bir şekilde sağlık hizmeti alma hakkı vardır.
🔹Uluslararası ve ulusal kanunlardan da anlaşılacağı üzere, mahpusların yeterli tıbbi yardım görme hakları mevcuttur. Bununla birlikte, mahpuslar insanlık onuruna saygılı bir biçimde muamele görme ve yaşama hakkına sahiptir. Fakat büyük bir sorun olan ve kamuoyunun vicdanını kanatan hasta mahpusların yaşamış oldukları sorunlar çözüm üretilmeden ortada durmaktadır. Teşhis ve tedavisi yapılmadan adeta işkence çektirilen, hapishanede hayatını kaybeden ya da ölümüne ramak kala bırakılıp kısa sürede hayatını kaybeden insanların olduğu bir toplum, adalete olan inancını da kaybeder. Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.