2 Mayıs 2024 Perşembe

HDP'den Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskılara tepki

İktidara geldiği günden beri Kürt diline ve kültürüne karşı ayırımcı, ötekileştirici yaklaşımına tepki gösteren HDP, "Kürt dili ve kültürü üzerindeki her türlü baskıcı ve ayırımcı tutumun derhal sonlandırılması ve Kürt dili başta olmak üzere bu topraklarda kaybolma riski ile yüz yüze kalmış bütün dillerin özgürce yaşatılması ve geliştirilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz" diye belirtti.

HDP Dil, Kültür, Sanat ve Eğitim Politikaları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan, Kürt diline ve kültürüne yönelik artan baskı ve ötekileştirici yaklaşımlara ilişkin açıklama yaptı.

İktidara geldiği günden beri Kürt diline ve kültürüne karşı ayırımcı, ötekileştirici yaklaşımını sürdüren ve dönemin ruhuna bağlı olarak esnek yaklaşımlar gösteren AKP iktidarının, son yıllarda Kürt diline karşı düşmanca bir tutum sergilediğini kaydeden Kaplan, "Özellikle kayyumlar eliyle kültür kırımına girişen hükümet, Kürt dil ve kültür kurumlarının neredeyse tümünü kapatmış ve Kürt dilini kamusal alandan tamamıyla dışlamaya çalışmıştır. Kürtçe sokak ve park isimlerini değiştiren, Kürt basın kuruluşlarına davalar açan ve yoğun bir asimilasyon pratiği sergileyen iktidarın, son dönemlerdeki uygulamaları tam bir faşist rejim gerçekliğine dönüşmüştür" dedi.

Kürt diline ve kültürüne karşı yasakçı ve inkarcı tutumunu devam ettiren AKP iktidarının Elazığ Kadın Kapalı Hapishanesi'nde HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) eski Genel Başkan Yardımcısı Fethiye Ok'un da arasında bulunduğu 9 kadın tutsak hakkında disiplin soruşturması başlattığını hatırlatan Kaplan, "Aynı şekilde geçtiğimiz günlerde Eş Genel Başkan Yardımcımız Tuncer Bakırhan ve Grup Başkan Vekilimiz Meral Danış Beştaş'ın Elazığ'daki halk buluşmasında çalınan bir şarkı nedeniyle park işletmesi 30 gün süreyle mühürlendi" diye kaydetti.

1960'larda Kürtçe konuşana para cezası yağdıran, Kürtçe ıslık çaldığı için Apê Musa'ya dava açan, 1980'lerde "Türkçe konuş çok konuş" kampanyaları düzenleyen zihniyet ile bugün Leyla Güven ve yoldaşlarına hapishanede Kürtçe şarkı söyledikleri için disiplin soruşturması açan zihniyetin aynı olduğunu vurgulayan Kaplan, "Kürtçe hutbe okuyan imamlara bile hapis cezası veren iktidarın söz konusu yaklaşımı değişmedikçe bu topraklara demokrasi ve özgürlüğün gelmesi olanaksızdır" ifadelerini kullandı.

Devlet, bu pratikleriyle Kürt dilini kriminalize ederek tamamıyla ortadan kaldırmak istediğinin altını çizen Kaplan, "1990'larda Kürtçe kasetleri toprak altına gömdüren iktidar, bugün Kürt dilini bir suç unsuru haline getirerek insanlığa karşı suç işlemektedir. Bizler HDP olarak, Kürt halkının kültürüne ve diline yapılmış her türlü saldırıyı bizzat halkın kendisine karşı yapılmış bir saldırı ve bir saygısızlık olarak görüyoruz. Dili özgürleşmemiş bir toplumun kendisi asla özgürleşemez gerçeğinden hareketle, Kürt dili ve kültürü üzerindeki her türlü baskıcı ve ayırımcı tutumun derhal sonlandırılması ve Kürt dili başta olmak üzere bu topraklarda kaybolma riski ile yüz yüze kalmış bütün dillerin özgürce yaşatılması ve geliştirilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz" diye belirtti.