1 Mayıs 2024 Çarşamba

HDP Kadın Meclisi: İttifakımız ve dayanışmamızla 3. yolda buluşuyoruz

HDP Kadın Meclisi, 29 Kasım'da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini yayınladı. Bildirgede, kadınların yükselen "Jin, jiyan, azadi" isyanından korkan erkek egemen sistemin kadınlara ve tüm demokratik güçlere karşı saldırılarını derinleştirdiği belirtilerek, örgütlü mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 29 Kasım'da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini yayınladı. Toplantı, Mirabel kardeşlerden Nagihan Akarsel'e, molla rejimine karşı Jina Mahsa Amini şahsında direnen İran'daki kadınlardan 25 Kasım'da erkek devlet şiddetine barikat olan tüm kadınlara adandı.

Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyayı yeniden dizayn ederek kendi krizlerinden çıkmayı hedefleyen erkek egemen ulus devletlerin kadınların "jin, jiyan, azadî" isyanına çarptığı vurgulanan bildirgede, İran'da yükselen isyanın tüm dünyada direniş ve mücadelenin sesi olduğu kaydedildi. "25 Kasım'da sokakları dolduran kadınlara yönelik erkek-devlet şiddetinin bu kadar yoğunlaşmasının nedeni, bu sesten ve isyandan ne kadar korkulduğunun göstergesidir" denilen bildirgede, 25 Kasım sonrası TJA aktivistlerine dönük gözaltı operasyonunun da AKP-MHP iktidarının baskı ve zor aygıtlarıyla susturmaya çalıştığı kadınlara dönük düşman politikalarından bağımsız olmadığı vurgulandı.

Ömrünü kadın özgürlük mücadelesine adayan Kürt kadınların bir kez daha AKP-MHP iktidarının hedefi olduğu belirtilen bildirgede, "Kürt kadınlara yönelik gerçekleştirilen gözaltı saldırıları Rojava'ya ve Şengal'e yönelik gerçekleştirilen operasyonlardan bağımsız değildir. Dışarıda yürüttüğü Kürt düşmanlığını, içeride Kürt kadın mücadelesine yönelik saldırılarıyla devam ettiren iktidarın seçim startını savaş ve şiddet körükleyerek verdiği ortadadır" denildi.

Bu saldırıların güçlenen enternasyonal kadın mücadelesinden korkunun bir sonucu olduğu ve kadın mücadelesinin kriminalize edilmeye çalışıldığı belirtilen bildirgede, "Yaratılan bu algıyı kabul etmiyoruz, reddediyoruz ve mücadelemize sahip çıkıyoruz" ifadeleri kullandı.

Derinleşerek devam eden tecrit ve savaş politikalarının kadın özgürlüğüne dayalı yeni yaşamı hedef aldığı kaydedilen bildirgede, iktidarın İmralı'da başlatıp tüm hapishanelere yaydığı tecridi bir yönetim rejimi haline getirmek istediği dile getirildi. "Cezaevleri bugün bu tecrit politikalarının uygulandığı merkezlerdir. Garibe Gezer'e yönelik uygulanan insanlık suçu bunun en açık göstergesidir" denilen bildirgede, baskı ve şiddet politikalarıyla kadınları susturmaya çalışan iktidarın tecrit politikalarına karşı direnişi büyütmekten başka bir yol olmadığının altı çizildi.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın CPT heyetiyle görüşmeyi reddetmesinin de savaş politikalarına karşı bir tavır olduğuna dikkat çekilen bildirgede, "İmralı tecrit sistemindeki hukuksuzluğa karşı uzun süredir kendisinden haber alınmayan Sayın Öcalan'a bir an evvel avukat görüşünün sağlanması çağrımızı her fırsatta yineleyeceğiz. Tecride karşı direnişimizden vazgeçmeyeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Ortadoğu'da küresel emperyalist güçler tarafından yürütülen paylaşım savaşlarının kadınlar başta olmak üzere tüm demokratik güçleri hedef aldığı kaydedilen bildirge, şöyle devam etti: "İçeride ve dışarıda Kürtler ve kadınlar üzerinden yürüttüğü kirli savaş politikalarının onayını NATO'dan alan AKP-MHP iktidarı, kimyasal silah kullanımı dahil her tür savaş suçu şüphesini artık üstünde taşıyan bir iktidardır. Kriz ve kaos ortamı yaratarak seçime giden iktidar, Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırarak seçim startını vermiştir. Faili belli olduğu halde Taksim saldırısını gerekçe göstererek yapılan hava saldırıları halkların, kadınların ortak yaşamınadır, Rojava kadın devriminedir."

Ekonomik krizi en ağır şekilde kadınların yaşadığı ifade edilen bildirgede, kadınların yoksulluk, işsizlik ve açlıkla boğuşmaları yetmezmiş gibi erkeklere muhtaç hale getirildiği belirtildi. Bildirgede, "Ucuz işi gücü ya da kayıtsız çalıştırılan kadınların emeği görülmüyor, istihdam alanı yaratılmayan kadınlara bakım yükü dayatılıyor. İktidar kamusal alandan çekerek eve hapsettiği kadınlara emek düşmanı politikalarıyla ekonomik şiddetin en ağırını yaşatıyor" denildi.

Cumhur ve Millet ittifaklarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren erkek egemen sistemi görünmez kıldığı kaydedilen bildirge, şöyle devam etti: "Bu iki blok arasında seçeneksiz değiliz. Derinleşen yoksulluk ve kriz ortamında 3'üncü yol çizgimiz egemen iki bloka karşı ezilenlerin tarihsel ittifakıdır. Demokratik, özgürlükçü, çoğulcu yaşamı biz kadınlar birlikte inşa edeceğiz. Hedefimiz, yalnız iktidarı değiştirmek değil; yeni yaşamı kuracak hakikati yaratmaktır. Ne restorasyoncu zihniyeti ne de tek adam rejimini kabul ediyoruz. Kadın ittifakımız ve dayanışmamızla 3'üncü yolda buluşuyoruz."