6 Mayıs 2024 Pazartesi

HDK: Kızıldere'de katledilen devrimciler inancın sembolleridirler

Kızıldere katliamının 48. yılı dolayısıyla açıklama yapan HDK, "HDK için Kızıldere katliamında yaşamını yitiren devrimciler, Türkiye’nin 1965-71 arasında yaşadığı büyük devrimci dönüşümün getirdiği toplumsal isyanların akış yolunu askeri ve politik şiddetle tıkayan 12 Mart müdahalesine karşı bir seçenek yaratan inancın sembolleridir" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, Kızıldere'de 48 yıl önce katledilen Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Ertan Saruhan, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna, Cihan Alptekin'i andı.

Kızıldere katliamına ilişkin yazılı açıklama yapan HDK, "Türkiye devrimci hareketinin en değerli kadroları ve yoldaşları 30 Mart 1972 Kızıldere'de katledildi. Toplumsal ve siyasal mücadeleler tarihimizin trajik anlarından biri olarak toplumsal belleğimizde yaşamaya devam ediyor. Kızıldere, HDK için kederle anımsayacağımız bir mağduriyet değildir. Kızıldere'den bize kalan 1971 isyanının öncülerinin, kontrgerilla güçlerine karşı destansı direnişinin mirasıdır" diye belirtildi.

HDK için Kızıldere katliamında yaşamını yitiren devrimciler, Türkiye'nin 1965-71 arasında yaşadığı büyük devrimci dönüşümün getirdiği toplumsal isyanların akış yolunu askeri ve politik şiddetle tıkayan 12 Mart müdahalesine karşı bir seçenek yaratan inancın sembolleri olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kızıldere'de yaşamlarını verenler, 12 Mart müdahalesinin boyun eğdirmek için hırsla saldırdığı, işçilerin, köylülerin, aydınların ve gençlerin muazzam kitle hareketinin içinden geliyorlardı. Mücadelelerinin hiç bir anında bu hareketten kopmamışlardı. 1968'in öğrenci başkaldırılarından, üniversite işgallerinden doğan büyük gençlik hareketi DEV-GENÇ'in militanlarıydılar; 1968-69'da Atalan ve Göllüce'de topraksızların toprak işgallerinde, Ege'de ve Karadeniz'de tütün ve fındık üreticilerinin kavgalarında, 15-16 Haziran 1970 büyük işçi isyanında işçilerle birlikte İstanbul-İzmit sokaklarında, ABD'nin emperyalist müdahalelerine karşı meydanlardaydılar. Hükümet, parlamento ve yargı, NATO'nun, ABD'nin, büyük sermayenin ve faşist hareketin ittifakının koç başı 12 Mart generaller darbesiyle ortaklaşırken halkın mücadelesini başka araçlarla sürdürmek için öne atılanların 10'lar olması kaçınılmazdı. Aramızdan ayrılışlarının kırk sekizinci yılında 10'ları dinmeyen bir özlem ve gururla anmamız işte bundan: Ana akım siyaset darbeye teslim olur ve halkın zulme karşı boyun eğmekten başka bir yol kalmadığını öğütlerken, 10'lar yeni bir yol açmak için devrimci bir ruh ve cesaretle eyleme geçerek her şeylerini bu uğurda feda etmekten kaçınmamışlardı.

"Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp'in zamanın aşındıramadığı fedakârlıklarının başka bir özgül anlamı da, hayatları son bulurken Türkiye devrimci hareketini yaran siyasal farklılıkları aşmayı vaad eden daha büyük bir devrimci enerjiyi harekete geçirmeyi başarmış olmalarındaydı. 10'lar Kızıldere'de, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın yaşamını kurtarmak uğruna kendi yaşamlarını feda edenler devrimcilerdi. 10'ların Kızıldere'de tüm devrimci harekete bıraktıkları vasiyet -özgürlük uğruna ortak mücadele- hala yerine getirilmeyi bekleyen asli görevimizdir.

"HDK mücadelesine başladığı günden beri, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin, işçilerin, yoksul köylülerin, kent yoksullarının ve kendi öznesi olamayan her kesimin özgürlük ve eşitlik mücadelelerini birleştirerek somutta AKP'nin tek adam diktatörlüğü olmak üzere Ulus-Devlet anlayışına karşı bir halk hareketi kurmak için çaba gösteriyor. HDK, Türkiye ve Kürdistan'ın toplumsal ve demokratik muhalefet güçlerini birleştirir ve bu birleşik halk hareketi yaratmak üzere eyleme çağırırken, Kızıldere'nin devrimcilerinin tarihsel öyküsü bizlere cesaret ve esin kaynağı olmaya devam etmektedir. HDK 10'ların vasiyetinin Anadolu ve Mezopotamya'nın bütün dillerine -Türkçe'ye, Kürtçe'ye, Arapça'ya, Çerkezceye, Ermenice'ye, Lazca'ya- tercümesi ve bütün ezilenlerin haykırışlarında dillendirilmesi için mücadele ediyor.

"Halklarımız da, Sur'da, Gever'de, Silopi'de, Cizre'de olduğu gibi, Cerattepe'de, Hopa'da, Gezi'de diktatörlüğün saldırılarına göğüs gererken 10'ların ayak izlerini takip ediyor!

"Bugün yaşadığımız tüm katliamların, savaşların, yıkımların ve felaketlerin nedeni olan kapitalist modernizme karşı Kızıldere'nin ruhu ile sarılmak ve mücadelemizin ortaklaşarak devrimci tarihimizden aldığımız güç ile devam edeceğine olan inancımız ile Kızıldere'de katledilen yoldaşlarımızı sonsuz özlem ve sevgi ile anıyoruz."