4 Mayıs 2024 Cumartesi

HDK: Devletler mültecilere savaş açmaktan vazgeçmeli

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne ilişkin açıklama yapan HDK Göç ve Mülteciler Meclisi, "Devletler mültecilere savaş açmaktan, ırkçılıktan ve sömürüden vazgeçmelidir. Mülteciliği yaratan nedenleri sorgulamalı, sömürgecilerin heykelleri tüm dünyada bir bir devrilirken kendi sömürgeci tarihleri ile yüzleşmeli, bu insanlar için bizzat yarattıkları yaşam koşullarındaki paylarına ilişkin sorumluluk almalıdırlar" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Göç ve Mülteciler Meclisi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Türkiye'deki 5 milyonun üzerindeki mültecinin 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne yine mülteci statüsüne sahip olmadan girdiğine dikkat çekilen açıklamada, "Üstelik içinden geçtiğimiz Covid-19 salgın süreci onların yaşadıkları hak ihlallerinin daha da artmasına neden oldu" denildi.

Son yayınlanan raporlara göre, 2019 yılında 79,5 milyon insan yerlerinden edildi. HDK açıklamasında "Mülteciler; savaş, çatışma, siyasi baskı, işkence ve kötü muamele riski, yoksulluk vb. nedenlerle çoğu zaman yaşamlarını riske atan göç yollarına çıkmak zorunda kalırken, yapılan çalışmalar sadece iklim krizi ile önümüzdeki 10 yıl içinde on milyonlarca insanın yer değiştirmesinin beklendiğini gösteriyor" diye kaydedildi.

Mülteciler dün olduğu gibi bugün de dünyanın en çok mülteci bulunduran ülkelerinden biri olan Türkiye'de eğitim, barınma, sağlık gibi en temel haklarına ulaşamadığı vurgulanan açıklamada, "Mültecilerin hayatlarının sık sık bir tehdit ya da pazarlık unsuru haline getirilmesine, seçim kampanyalarında kullanılmasına, Türkiye ile AB arasındaki ilişkide ya da Türkiye'nin Suriye ve Ortadoğu'daki yayılmacı politikalarında bir koz olarak kullanılmasına tanık oluyoruz. Medyada ise sadece suçla ilişkilendirilerek gündeme getirilirken mülteciler 'Suriye mafyası', 'ülkemde Suriyeli istemiyorum' gibi ifadelerle sık sık hedef gösteriliyor, kriminalize ediliyor. Merhamet ve mağduriyetle ilişkilendirildiğinde, yani tehdit algısı yaratmadığında kabul görüyor; mültecilerle dayanışma gösterenler dahi alt metninde 'egemen olana uyumlanmak' anlamına gelen 'sosyal uyum' ve 'entegrasyon' kavramlarını kullanıyor" diye belirtildi.

Devletlerin mültecileri herhangi bir şekilde yaşam ve özgürlüklerinin tehdit altında olabileceği ülkelere ya da sınırlara geri gönderilmesini yasaklayan "geri-göndermeme" ilkesinin uygulanmadığı ifade edilen açıklamada, Türkiye'deki geri gönderme merkezlerinde mültecilerin işkence, kötü muameleye maruz kaldığı ifade edildi.

Dünyada ve özelde Türkiye'de mülteci emeğinin ise pandemi öncesinde güvencesizliğin, ırkçı sömürünün, iş cinayetlerinin ilk adresiyken; pandemi sürecinde ilk gözden çıkarılan emek gücü olduğu kaydedilen açıklamada, "Biz Halkların Demokratik Kongresi olarak 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle bir kez daha söylüyoruz: Devletler mültecilere savaş açmaktan, ırkçılıktan ve sömürüden vazgeçmelidir. Mülteciliği yaratan nedenleri sorgulamalı, sömürgecilerin heykelleri tüm dünyada bir bir devrilirken kendi sömürgeci tarihleri ile yüzleşmeli, bu insanlar için bizzat yarattıkları yaşam koşullarındaki paylarına ilişkin sorumluluk almalıdırlar. Göçmen/Mülteci hakları insan haklarıdır! Mülteciler merhamet, hoşgörü, misafirperverlik beklemiyor; haklarını istiyor ve eşitlik talep ediyor. Birlikte, eşit ve özgür bir yaşam için mücadelemizden, 'yuvası dağılanın yurdunu genişletmek' için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" diye belirtildi.