HBDH: Kapitalist sömürüye, faşizme, erkek egemenliğine karşı 1 Mayıs'ta alanlara!

HBDH Yürütme Komitesi, 1 Mayıs'a ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "1 Mayıs; Türkiye işçi ve emekçileriyle Kürdistan işçi ve emekçilerinin, kadınların, gençlerin, kapitalist sömürüye, zulme, şovenizme, faşizme, erkek egemenliğine karşı sokaklarda direnişin yükseltilmesinin manivelası olmalı" denildi.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, 1 Mayıs'a ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Erkek egemen kapitalist, emperyalist sistemin insan emeğini, doğayı sömürdüğü, emek ve sermaye arasındaki çelişkinin tüm dünyada derinleştiği belirtilen açıklamada, "Kapitalizm kendi yarattığı çoklu krizlerle kendi tarihi sonunu hazırlıyor. Çelişkiler derinleştikçe işçi sınıfının, emekçi halkların, kadınların, gençlerin öfkeli çıkışları daha bir gür duyulmaya başlanıyor" denildi.
İşçilere, emekçilere açlık sınırında yaşam dayatıldığı, işçi ücretleri ve sosyal hakların sürekli budandığı, kadınların cinsiyetçi, ataerkil politikalar nedeniyle katledildiği, "normal doğum" söylemiyle kadın bedeni üzerinde söz sahibi olunmak istendiği kaydedilen HBDH açıklamasında, gençlerin ve tüm toplumun çaresizliğe sürüklendiği belirtildi.
'1 MAYIS'A GENÇLİĞİN İSYANI VE ÖFKESİYLE YÜRÜYORUZ'
Açıklamada, "1 Mayıs'a gençliğin isyanı ve öfkesiyle yürüyoruz. Bu öfke geleceklerinin karartılmak istenmesinedir. Bu öfke kapitalizmin kar hırsı için iliklerine kadar sömürülen ve sayıları 3-4 milyona ulaşan ve son iki yılda hayatını kaybeden en az bin çocuk işçi içindir. Üniversiteli, işçi-işsiz gençler MESEM'lerde ölmemek için, geleceklerinin yok edilmemesi için, antibilimsel eğitimlerle itaat eden gençler olmayacaklarının beyanı için 19 Mart'tan itibaren meydanlardalar. Toplum, çocuk işçilik; eğitim-öğrenim, yetişecek eleman argümanlarıyla meşrulaştırılmaya, çocuk işçi ölümlerine alıştırılmaya çalışılıyor. Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında, var olmasının yegane yolu ucuz işgücü ihracıdır. Sermaye için çocuk işçilik de aranan ucuz işgücünün kendisidir. 1 Mayıs çocuk işçiliğine, çocuk işçi ölümlerine karşı öfkenin mücadele gücüne dönüşmesine, geleceğin kazanılması mücadelesine basamak olmalı" ifadelerine yer verildi.
'KADINLAR ERKEK EGEMEN FAŞİST ATAERKİYE ÖFKEYLE 1 MAYIS'A YÜRÜYOR'
2025 yılının "aile yılı" ilan edildiği hatırlatılan HBDH açıklamasında, kadınların yok sayılmaya, emek ve beden sömürüsüne, yoksullaştırmaya, kayyuma, erkek-devlet şiddetine karşı direndiği vurgulandı. Kadınların, AKP'nin "makbul"ü olmamakta kararlı olduğu kaydedilen açıklamada, "Nafaka hakkının gasbına, 'normal doğum' baskısına, 'üç-beş çocuk' politikasıyla bedeni üzerinde söz sahibi olmak isteyen erkek egemen devlete karşı direnişte. Kadınlar ve çocuklar için yoksulluk, açlık, ölüm, tecavüz, şiddet demek olan emperyalist ve gerici savaşlara karşı direniyor" denildi.
Türkiye-Kuzey Kürdistan'daki işçi ve emekçilerin direnişleri hatırlatılarak öfkelerinin sokaklara taştığı kaydedilen açıklamada, "Zorbalıklara, faşist devlet terörüne, kapsamlı tasfiye saldırısına rağmen, yine de gürül gürül yükseliyor işçi sınıfının, ezilenlerin sesi. Ezilenlerin sesi, öfkeli, gücü parçalı ama haklılığından aldığı güçle derinden geliyor. Yıldırma, teslim alma, saldırısının perdesi artık kitlelerce de yırtılmış durumdadır. İşçiler, emekçiler, gençler ufukta kendi direnişiyle yarattığı ışığı görmüştür" diye belirtildi.
'KÜRT HALKI ULUSAL ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN DİRENİRKEN 1 MAYIS'A YÜRÜYORUZ'
"PKK'nin tek taraflı ateşkes kararına rağmen, faşist rejim Kürdistan'da bir yandan askeri operasyonları sürdürüyor, bir yandan Kürt halkımızın ve kadınların kazandığı mevzilere kayyum atıyor; Kürt siyasetçilerin, seçilmişlerin üzerindeki faşist terör sürdürülüyor. Zindanlarda tecrit başta İmralı adasında Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın üzerinde olmak üzere tüm zindanlarda ağırlığıyla sürüyor, Kürt halkının ulusal kimlik ve hakları üzerinde sömürgeci baskılar devam ediyor" denilen açıklamada, tüm bu saldırılara Kürt halkının ulusal özgürlük talepleri için direnerek yanıt verdiği vurgulandı.
'FAŞİZME KARŞI POLİTİK ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ İLERİ SIÇRATALIM'
Bu yılın başından beri artan gözaltı, tutuklama saldırıları hatırlatılarak, "Faşist rejim devrimcileri gözaltına alarak, tutuklayarak 1 Mayıs günü alanların coşkusunu, gücünü, iradesini zayıflatmaya çalışıyor olsa da nafile" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Artık yönetilenler eskisi gibi yönetilmek istemiyor. İşçiler, emekçiler, kadınlar isyanda. Gençliğe vadedilen bir gelecek yok. Faşist Türk devletinin kitleleri yönetmek için elindeki en büyük koz şovenizm. Bunu elinden çekip almak Türk işçi-emekçilerinin politik özgürlük mücadelesiyle, Kürdistan işçi emekçilerinin Kürt ulusal demokratik mücadelesinin ortaklaştırılmasıyla başarılacaktır. Bu mücadelelerin birleşmesi işçi-emekçilerin, kadın ve gençlerin umudu; faşizmin de korkulu rüyasıdır. 'Faşizme, şovenizme savaşa, işgale ve sömürgeciliğe karşı birleşik halk direnişi'ni yaratabilirsek faşist sömürgeciliğe büyük bir darbe vurabiliriz.
"İçinden adeta koşarak geçtiğimiz mücadele günlerinde yüzbinlerin dilindeki 'kurtuluş yok tek başına' sloganı ortak mücadelenin zaruriliğinin kitlelerce de farkındalığının yansıması olmaktadır. Bu nedenle 'ya hep beraber ya hiç birimiz' sloganı güncel durumu ve görevleri tarif etmektedir. Bu slogan etrafında 1 Mayıs'ta faşizme karşı mücadelede; Türkiye-Kürdistanlı işçi-emekçilerin, kadınların, ekolojistlerin ezcümle faşizmin zulmünün hedefinde olan milyonların buluşabilmesi faşizme karşı politik özgürlük mücadelesini de ileriye sıçratacaktır. Dünyada olduğu kadar coğrafyamızda da 'ya barbarlık ya sosyalizm' tek seçenektir. Bunun için mücadele dinamiklerinin gücünü birleştirmek elzem hale gelmektedir.
"1 Mayıs; Türkiye işçi ve emekçileriyle Kürdistan işçi ve emekçilerinin, kadınların, gençlerin, kapitalist sömürüye, zulme, şovenizme, faşizme, erkek egemenliğine karşı sokaklarda direnişin yükseltilmesinin manivelası olmalı. Ya barbarlık ya sosyalizm! Yaşasın 1 Mayıs! Bijî yek Gulan!"