18 Mayıs 2024 Cumartesi

'Hayvanları Koruma Kanunu' hayvanları korumayacak

Hayvan Hakları Kanunu'nun madde madde değerlendiren HAYTAP Ankara Temsilcisi Sayılgan, olumlu yönleri oldukça eksik olan bu yasanın hayvanları korumayacağını kaydetti. Hayvanların zehirlenmesi ve şehir dışına atılması emrini veren belediye başkan ve yardımcılarının da yargılanması gerektiğini söyleyen Sayılgan, kanunda hayvanlar mal statüsünden çıkarılsa da pet shopların kapanmadığını ve alım-satım koşullarının düzenlendiğine dikkat çekti. Sayılgan; avcılık, fayton ve at yarışlarının yasaklanmasını ve yunus parklarının da kapatılması gerektiğini vurguladı. 

Hayvan hakları örgütleri ve gönüllülerin tüm itirazlarına rağmen Hayvanları Koruma Kanunu Meclis'ten geçti. Yasa tam anlamıyla hayvanlar için felaket getirecek. 

Yıllardır hayvanları koruyacak bir yasa için mücadele yürüten Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, söz konusu yasanın birçok konuda eksik olduğunu ve hayvanları korumayacağını kaydetti .

'EMİR VEREN BELEDİYE BAŞKAN VE YARDIMCILARINA DA YAPTIRIM UYGULANMALI'
ETHA'ya kanunu madde madde değerlendiren Sayılgan, havyana yönelik şiddetin ceza kanunu kapsamına girmesinin olumlu olduğunu söyledi. Ancak ceza alt sınırları çok düşük olduğu için para cezasına tecil edileceğini yani yatarı olmayacağını dile getiren Sayılgan, "Uygulamada idari para cezası adli para cezasına çevrilmiş oldu. Hayvana tecavüz ve işkenceye 6 aydan 3 yıla kadar, hayvan dövüştürenlere 3 aydan 2 yıla kadar ceza öngörülmüş. Cezalar genelde alt sınırdan verildiği için çok yetersiz. Sicillerine işlenmesi olumlu gelişme fakat aynı suçu 5 yıl boyunca işlemezse hapis yatmayacak ki zaten bilhassa taşrada bu insanları suç üstü yakalamak çok düşük olasılık. Hayvanları korumakla görevli kişiler bu suçları işlerse ceza yarı oranında artırılıyor. Bu bizim de önerimizdi. Fakat 'düzenlenen suçların, birden fazla hayvana karşı aynı anda veya hayvanların bakım ve gözetim yükümlülüğü ile görevlendirilmiş kişilerce işlenmesi halinde her iki durum için ayrı ayrı verilecek cezanın yarı oranda artırılması' maddesi sadece belediye bakım evlerindeki görevlileri kapsamakta, oysa ki onlara hayvanları zehirlemesi veya şehir dışına atması için emir veren belediye başkan ve yardımcılarına da bir yaptırım uygulanmalı" dedi.

Kanun isminin "Hayvan Hakları Kanunu" olarak değiştirilmesi gerekirken, "Hayvanları Koruma Kanunu" olarak kaldığına dikkat çeken Sayılgan, hayvanların hakkı olduğu kabul edilirse birçok hukuki yaptırımı beraberinde getireceğini ancak buna cesaret edilemediğinin altını çizdi. 

'YEREL YÖNETİMLERİN YÜKÜMLÜLÜK GENEL OLARAK ARTTIRILMIŞ'
Sayılgan, "Yerel yönetimlerin yükümlülükleri genel olarak artırılmış, özellikle hayvan hastanesi kurmakla yükümlendirilmesi olumlu. Belediye gelirlerinin bir bölümünün hayvanlara tahsis edilmesi ve hayvanlar dışında kullanılamayacağı hükmü olumlu fakat burada denetim önemli. Belediyelerin gelirlerini nasıl değerlendirdiği STK'lar tarafından denetlenmeli. Paranın optimum kullanılmasında STK'ların ihaleye katılması lazım" diye konuştu. 

Hayvan sahiplerine getirilen dijital kimlendirme zorunluluğuyla, hayvan terklerinin önüne geçileceğini belirten Sayılgan, buna ek olarak sokaktan ve bakım evlerinden sahiplenmeyi teşvik etmek amacıyla satın almayıp sahiplenen kişilerin çip masrafları belediyelerce karşılanabilineceği önerisinde bulundu.

'HAYVANLARI MAL STATÜSÜNDEN ÇIKARAN KANUNDA ALIM-SATIM KOŞULLARI DÜZENLENİYOR'
Pet shoplarda hayvanların fiziken bulundurularak satılmasının yasaklandığını fakat katalogla satışa izin verildiğine dikkat çeken Sayılgan, şöyle devam etti: "Sorun sadece hayvanların bulundurulduğu kötü koşullar değil, sokak hayvanı popülasyonu. Biz 10 yıl boyunca evcil hayvan üretim ve satışının durdurulması gerektiğini savunuyoruz. Bakım evleri ve sokaklar sahipsiz hayvanlarla dolu, toplum sahiplenmeye teşvik edilmeli. Ayrıca hayvanın mal statüsünden çıkarıldığı iddia edilen bir kanunda hayvanların alınıp satılmasının koşullarının düzenlenmesi kanunun ruhuyla uyuşmuyor.

Yıllardır hayvanat bahçelerinin kapatılması için mücadele ettiklerini hatırlatan Sayılgan, doğal yaşam parkı adı altında yeni hayvanat bahçelerinin önünün açıldığını dile getirdi.

Folklorik dövüşler haricindeki hayvan dövüşlerinin yasaklandığını söyleyen Sayılgan, geleneksel olarak adlandırılan folklorik hayvan dövüşlerinin de yasaklanması gerektiğinin altını çizdi. 

Sayılgan'ın değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Hayvanın acı çekmeden öldürülmesi için; ya bilincin derhal kaybına ve ölüme neden olacak veya derin bir genel anestezi uygulaması ile başlayıp, kesin ve net bir ölüme neden olacak şekilde sonuçlandırılacak bir yöntem seçilmesi esas alınmalıdır. Elektroşok yöntemiyle kesim hayvanlarının önceden kısa süreli bayıltılmasını sağlayan, dinen de hiçbir sakıncası olmadığına dair Diyanetten yazı aldığımız acısız kesim hayata geçirilmeliydi.

'Tehlike arz eden hayvan' ifadesi tamamen kaldırılmalıydı. Bu durum hayvanın ırkıyla ilgili değil, hayvanı yetiştiren kişilerin agresifleştirmesiyle, dövüş köpeği olarak yetiştirmesiyle alakalı. Kanunun getirdiği; pit bullların sahiplenilmesi yasak fakat yasa çıktıktan sonra altı ay içinde bu hayvanları kısırlaştırıp kimliklendiren kişiler bu cezadan muaf. Çocuk parklarında, insanların kalabalık bulunduğu yerlerde gezdirilmeyecek, ağızlık şartı getiriliyor, bu da olumlu. Telekomünikasyon kanununda bir değişiklik yapılarak hayvan dövüş sitelerine erişim engellenmeli.

'VATANDAŞLARA SUÇ DUYURUSU HAKKI VERİLMELİYDİ'
Hayvan deneyleri tamamen yasaklanmıyor, yetkisi olmadığı halde hayvan deneyi yapan kişilere para cezası getiriliyor. RTÜK cezalarının artırılması olumlu. Tarım ve Orman Bakanlığının il veya ilçe müdürlüklerine suç duyurusu yapma yetkisi veriliyor, vatandaşlara bu hak verilmiyor. Vatandaşlar önce tarım ilçe müdürlüğüne başvurmak ve ikna etmek zorunda. Suç duyurusu yargılamanın birinci şartı. Bu hakkın vatandaşlara verilmesi gerekiyordu. Bu haliyle hayvana şiddet, işkence durumlarında suç duyurusunda bulunmak zorlaştırılıyor.

'YUNUS PARKLARININ KARI ÇOK YÜKSEK, KAPANMASINI SAĞLAMAYACAK'
Yunus parklarının yenisinin açılmasının ve yeni hayvanların alınmasının yasaklanması olumlu fakat buna aykırı davrananlara verilen ceza 25 bin TL. Yunus parkları çok yüksek kârlar elde ettiği için bu madde yunus parklarının belli bir süre içinde kapanmasını amaçlasa da ceza düşük kaldığından dolayı bunu sağlaması zor.

'AVCILIK, FAYTONLAR VE AT YARIŞLARI YASAKLANMALIYDI'
Çevre ihtisas mahkemeleri -uzmanlık mahkemesi- kurulmalı, buna kanunda yer verilmemiş. Avcılık yasaklanmalıydı. Faytonlar ve at yarışları kaldırılmalıydı.
 

'PET SHOPLARDA SATIŞ DEVAM ETTİKÇE, MAL STATÜSÜNDE KALACAKLAR'
Hayvanların mal değil can olduğu ibaresine gerekçede yer verilmiş ama bu ibarenin bulunması gereken yer Medeni Kanun'un eşya hukukuyla ilgili olan bölümü. Bu ibare Alman Medeni Kanunu'nun 90'ıncı maddesinde geçiyor. Pet shoplarda hayvan satışı devam ettiği sürece, hayvanların sırtından para kazanıldığı sürece bu ibarenin kullanımı sadece lafta kalacaktır. 'Hayvanlar mal değil, hissedebilen varlıklardır' ibaresi eklenmeli.

Süs hayvanı ibaresinin kaldırılması olumlu bir adım. Araştırma komisyonu raporuna alınmasını sağladığımız şu maddeye kanunda yer verilmemiş: 'Rahatsızlık verdiği mahkeme kanalıyla kanıtlanmadıkça, evcil hayvanlar; apartman ya da site yönetim planına ya da başka mevzuatlara dayanılarak, yaşadığı yerden tahliye edilemez.'

'HAYVANLARIN TAHLİYESİNE ZORLAMAK KANUNA AYKIRIDIR'
Türkiye, 15 Temmuz 2003 tarihli 'Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanunu' TBMM de kabul etmiş ve bu kanun Cumhurbaşkanın da onayı ile Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. 1982 Anayasasının 90. maddesine göre, uluslararası sözleşmeler, kanun hükmündedir. Türkiye, zaten ev hayvanlarının korunmasını, kanun ile kabul etmiştir. Bunun aksine olarak özellikle bakıma muhtaç, doğaya uyum sağlaması beklenemeyecek hayvanların tahliyesi yönünde onları terk etmeye zorlamak, kanunlara aykırıdır. Kaldı ki 5199 sayılı Kanun da, böyle bir işlem yapan, hayvanlarını terk eden kişilere de ceza yaptırımı getirmiştir. Kanunun kendi içinde ve diğer kanunlar arasında uyum içinde olması, hukuk tekniği açısından gerek şarttır.

'TRAFİK KAZASINDA SÜRÜCÜYE VERİLEN CEZA MİKTARI YETERSİZ'
Trafik kazası durumunda çarptığı hayvanı veterinere götürmeyen sürücüye bin 500 lira para cezası öngörülmüş. Bu ceza miktar olarak yetersiz. Bizim önerimiz şu şekildeydi; bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır. Aksine durumda sürücünün ehliyetine bir yıl süre ile el koyulur ve trafik cezası, kayıtlarına işlenir.

Kuşların ölümüne sebep olan havai fişek kullanımı yasaklanmalı."