Hatimoğulları: Bu tarihi günler tali günlere dönüştürülmemelidir
Partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Barış ve Demokratik Toplum komisyonunun meclis kapanmadan acil bir biçimde kurulması gerektiğinin altını çiziyoruz" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
7 yıl önce gerçekleşen Çorlu tren katliamında 25 insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Hatimoğulları, "7 yıldır yaşamını yitirenlerin yakınları hak ve hukuk örgütleriyle beraber omuz omuza adalet mücadelesi vermeye devam ediyor. Fakat bir kez daha cezasızlık politikası hayata geçti ve adalet yerini bulmadı" dedi.
Grup toplantısından önce Suruç Aileleri'nin kendilerini ziyaret ettiğini aktaran Hatimoğulları, "Suruç'ta IŞİD'in gerçekleştirdiği katliamda 33 sosyalist genç hayatını kaybetti. Bu katliam sonrasında çok büyük acılar yaşandı ve ne yazık ki adalet gerçek anlamda yerini bulmadı. Ben buradan grubumuza gelerek Suruç anmasının Türkiye'nin önemli bir gündemi olarak altını çizen değerli ailelerimize bir kez daha hoş geldiniz diyorum. Suruç'ta yitirdiğimiz yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum. Onları asla unutmayacağız" ifadelerini kullandı.
'YANGINLARIN SORUMLUSU İKTİDARIN POLİTİKALARIDIR'
Pek çok kentte yaşanan orman yangınlarına işaret eden Hatimoğulları, "Bakan açıklama yapıyor diyor ki; 'sebep elektrik hatları'. Biz bu açıklamayı yapan yetkililere ve Bakan'a buradan bir kez daha soruyoruz. Elektrik şebekelerini özelleştiren kim? Bu tellerle ilgili denetlemeyi yapmayan kim? Bütün bu ihmalleri baş müsebbibi kim? Kesinlikle sizsiniz" dedi.
İhmaller sonucu Türkiye'nin dört bir yanında ormanların yandığını söyleyen Hatimoğulları, "İş bu ülkeyi maden şirketlerine peşkeş çekmeye gelince hiç erinmediniz. Gece gündüz çalıştınız parlamentoda bu kararları çıkarmak için. Ama mevzu bir felaket olunca ona seyirci kalmakla yetindiniz ve kesinlikle bu felaketin sorumlusu bu iktidarın uyguladığı politikaların ta kendisidir" diye belirtti. Yangın bölgelerinin acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğinin altını çizen Hatimoğulları, "Yangınların önlenmesi için bir programın hayata geçirilmesi şarttır. Doğa bizim bütün canlılarla birlikte. Biz doğamıza sahip çıkacağız" dedi.
'SİYASETE DÜŞEN GÖREV KADINLARA KULAK VERMEKTİR'
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifinin çağrısıyla çok sayıda kadının Ankara'ya gelerek Kürt sorununun hukuki bir zeminde çözülmesi için Meclis'i göreve çağırdığına işaret eden Hatimoğulları, "Şimdi siyasete düşen görev kadınların bu taleplerine kulak vermektir, bu talepleri yerine getirmektir. Demokrasinin önündeki engelleri kaldırarak barış içinde yaşamın önünü açmak, kadınların sesine ses vermektir" vurgusu yaptı.
Kürt kadınları üzerinden yürütülen özel savaş politikalarına, kadınların mücadelesiyle kazandıkları hakların gasp edilmeye çalışılmasına işaret eden Hatimoğulları, "Toplumsal cinsiyet kavramına kitaplarda eğitimde daha fazla oralarda yer açılması gerekirken bu kavram şimdi kitaplardan çıkarılıyor. Onur Yürüyüşüne saldırılar, tutuklamalar ile nefret suçları körükleniyor. Bir yandan çözüm ve müzakere süreci konuşulurken diğer yandan kadınların haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırıların devam etmesi çok büyük bir çelişkidir" dedi.
'BARIŞ MÜCADELESİNE HEP BERABER SAHİP ÇIKALIM'
Meclis çatısı altında kurulacak komisyonda kadınların yer almasının hayati önemde olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, "Bugün barışı konuşuyorsak, bu uğurda ağır bedeller ödenmesine rağmen barış demekten asla vazgeçmeyen Cumartesi Annelerinin, Barış Annelerinin, kadın hareketinin emeği çok büyüktür. Binlerce kez selam olsun" ifadelerini kullandı.
Bu coğrafyada savaşın en ağır bedelini kadınların ödediğini belirten Hatimoğulları, "Bizler özellikle barış derken bu sürecin seyircisi değil doğrudan müdahili olmak durumundayız ve oluyoruz da kadınlar olarak. Bu sürece müdahil olmak çok önemli. Şiddetsiz bir yaşam, barış, demokrasi ve özgürlük talep eden bütün kadınların bu süreci daha güçlü sahiplenmesi çok önemli ve buradan bir kez daha davetimizi yineliyoruz. Gelin barış mücadelesine hep beraber sahip çıkalım. Bu coğrafyanın özlediği barışı bu topraklarda kalıcı bir şekilde yoğuralım ve barışı hep beraber inşa edelim" dedi.
Dünyada derinleşen silahlanma yarışına işaret eden Hatimoğulları, "NATO'nun son toplantısında askeri harcamaların, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 5i olarak sağlanması kararlaştırıldı. Bu demektir ki geçmiş dönemdeki harcamaların 2.5 katı kadar ek harcama yapılacak silahlara. Yani ekmeğimiz daha çok küçülecek, silaha ayrılan pay daha fazla büyüyecek" ifadelerini kullandı.
'SİYASİ OPERASYONLAR BARIŞ UMUDUNA GÖLGE DÜŞÜRÜYOR'
İsrail'in egemen güç olmak için yaptığı saldırıların bölgeyi kan gölüne çevirdiğini belirten Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Ne yazık ki biz bu Ortadoğu tablosunun kaba halini ifade etmeye çalışırken kendi ülkemiz Türkiye bu tablodan ari değil. Muhalefeti tasfiye, belediyeleri hedef alma, medyaya baskı tam gaz devam ediyor. Bu durum ekonomiyi daha dibe götürüyor, toplumsal fay hatlarını gittikçe tetikliyor. Türkiye barışının en geniş demokratik mutabakatla sağlanmaya çalışıldığı bir dönemde bu siyasi operasyonların barış umuduna gölge düşürdüğünü belirtiyoruz."
Yoksulluğun giderek derinleştiğini vurgulayan Hatimoğulları, bir avuç insan zenginleşirken halkın açlığa ve sefalete mahkum edildiğini söyledi. Hatimoğulları, "Bu büyük adaletsizliğe çanak tutan iktidarın politikalarıdır. Emrindeki TÜİK gibi kurumların sonucudur. Sarayda belirlenen TÜİK rakamları enflasyonu düşük göstererek maaşlara daha az zam yapılmasına neden olmuş ve milyonlarca insanı bir kez daha sefalete mahkum etmiştir" ifadelerini kullandı.
'KOMİSYON MECLİS KAPANMADAN KURULMALIDIR'
Barış sürecinin toplumsallaşması için dört bir yanda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Hatimoğulları, "Bu süreci başarıya ulaştırmak için Türkiye'nin sokaklarından, meydanlarından Ankara'nın siyasi koridorlarına uzanan köprüleri inşa ediyoruz. Demokratik toplumu inşa ederek özgürlükçü, laikliğe, demokrasiye ve hukuka dayanan demokratik bir cumhuriyeti istiyoruz. Bu vesileyle bir kez daha Barış ve Demokratik Toplum komisyonunun meclis kapanmadan acil bir biçimde kurulması gerektiğinin altını çiziyoruz. Bu komisyon yaz boyunca önümüzdeki yasama dönemi başlayana kadar gece gündüz çalışarak bu konudaki hazırlıkları olgunlaştırma konusunda emek vermelidir" dedi.
Tarihi bir haftaya girdiklerini ifade eden Hatimoğulları, "Bu tarihi haftanın en iyi şekilde geçmesi ile Türkiye'de siyasi ve hukuki engellerin kalkmasını, demokratik dönüşüm ve barışın kapılarının ardına kadar açılmasını canı gönülden istiyoruz. Türkiye halklarının bu sürece desteği ve umudu her zamankinden daha büyük. Bunun farkındayız. Fakat bu destek ve umuda denk düşecek şekilde güveni artırmak şarttır. Bu tarihi günler tali günlere dönüştürülmemelidir" uyarısı yaptı.